Batı Karadeniz’de Akdeniz, Ege ve Karadeniz’i birlikte bulabileceğiniz şehir: AKÇAKOCA

Küçük bir çocukken bisikletimi bilinmezlere sürmeye bayılırdım. Günün sonunda evime döner heyecanla keşfettiğim yerleri aileme nefes almadan anlatırdım. 

2002 senesinin Temmuz ayında Karadeniz’in en batı ilçesi Akçakoca’da bisikletimi her gün başka bir plaja sürmeye başladım. 13 yaşında bir çocuğun bisikletiyle güvenle gidebileceği kadar yakın plajları var Akçakoca’nın. Bir haftalık bisikletli plaj turumun sonunda babama şöyle söylediğimi hatırlıyorum: “Buranın plajları hem Antalya hem Bartın hem de Ege gibi…”

Meteorolojinin tek tahmin yapamadığı yerleşim yeri Akçakoca’dır. Burada denizin keyfi olursa sizi içine sokar. Keyfi olmazsa deniz ile hiç uğraşmayın! Kuzeyden gelen dalgaların eşsiz mavi üzerinde kuzu sürüsü gibi gelişini izleyin; çayınızı yudumlayın; Fakıllı mağarasını görün; Ceneviz Kalesi’nde piknik yapın, Orhan Gazi’nin çivi kullanmadan inşa ettirdiği camiyi görün; fındık bahçeleri içinden çıkıp Aktaş Şelalesi’ne doğru yol alın… Eminim daha evvel tatmadığınız bir lezzet alacaksınız bu doğa faaliyetlerinden.

Ama bir de deniz keyifliyse… O zaman nasıl bir plajda, hangi çeşit kum ve deniz sığlığında yüzmek istediğinize karar vermeniz gerekir. Nasıl mı? Akçakoca’daki plajları şu şekilde sınıflandırabiliriz:

Çakıllı ve hemen derinleşen plaj:

Bu plaj türü hemen derinleşmesi ile adeta büyük bir havuz gibidir. Dibinde çakıl taşlarının olması denize turkuaz bir renk verir. Şehir merkezinde iki yerde mevcuttur: Armutcağız Plajı ve Çınar Plajı. Çınar Plajı eski Çınar Otel’in olduğu yerdedir. Armutcağız Plajı ise Esentepe Çay Bahçesi’nin altından merdivenle inilen gizli bir yerdedir.

Kalın kumlu ve hemen derinleşen plaj: 

Kalın kumun Türkiye’de başka bir örneğini gören varsa lütfen bana e-mail atsın. Bu kum benim yalnızca Akçakoca’da gördüğüm, üzerinizden ufak bir dokunuşla silkeleyebileceğiniz bir kum. ‘Kumda güneşleneyim ama kum üzerime sim gibi yapışmasın’ diyorsanız adresiniz Akçakoca Ceneviz Kalesi Plajı, Akçakoca Değirmenağzı Plajı veya Akçakoca Çuhallı Plajı.

İnce kumlu ve derinleşmeyen plaj:

Bu plajlar Antalya Serik bölgesinin plajları gibidir. Git git derinleşmez ve uzun uzadıya sahilleri ve incecik kumları vardır. Bu plajlar Akçakoca’nın batısında, Karaburun’dan Melenağzı köyüne kadar uzanan uçsuz bucaksız bir sahil şeridini kapsar. 

İnce kumlu ve hemen derinleşen plaj: 

Bu plajlar Akçakoca’nın doğusunda Karadeniz Ereğlisi’ne kadar uzanan uçsuz bucaksız plajlar silsilesidir. Kumu ince ve derinliği hemen artan devasa bir havuz gibidir. 

Nasıl bir plajda denize girmek istediğinize karar verdiyseniz size birkaç müjdem var. 

Bisikletseverlere müjde:     Akçakoca’nın her plajına bisikletiniz ile çok kolay bir şekilde ulaşırsınız. En uzak plaj ortalama 40 dakika pedallayarak erişilebilecek uzaklıkta. 

Engelli yurttaşlara müjde:  Akçakoca’nın sahil şeridi tamamen görme ve yürüme engelli yurttaşlarımız için düzenlenmiş. Şehrin her yerinde engelli asansörleri, plajlarında engelli duşlarıyla tuvaletleri ve sahil boyunca da yaklaşık 10 kilometrelik görme engelli yurttaşlarımız için bir yürüme bandı bulunuyor.

‘Denizi Mavi Bayraklı değilse girmem’ diyenler, size bir müjdem var: 

Akçakoca’da Ceneviz Kalesi’inin heybetine sığınmış Kale Plajı, uzun senelerdir Mavi Bayrak alıyor. Bu sene ilk defa Mavi Bayrak alan ve bu ünvanı sonuna kadar hakeden Çuhallı Plajı da ilçenin temizliği ve güzelliği tescillenmiş bir başka plajı.

Eğer tatilde denize girmekten fazlasını arıyorsanız Batı Karadeniz’in bu küçük, ama çok farklı özellikleri içinde barından ilçesinin müjdeleyeceği daha birçok özelliği var. 

Mangalseverlere müjde:

Akçakoca’da hemen her plajda mangal yakmak mümkündür. Çayağzı yolu üzerinde Akkaya Köyü’nün plajında ve ormanlık alanında mangal yakabilir, sevdikleriniz ile denizin ve mangalın keyfini çıkarabilirsiniz.

Tatilde güneşi deniz üzerinde görmek isteyenlere müjde:

Akçakoca’da güneş denizden doğar ve denizden batar. Siz eğer deniz üzerinden gün doğumunu kaçırıyorsanız, gün batımını yakalama şansınız var. Denizden batan güneşi kaçırıyorsanız, denizden doğan güneşi yakalama fırsatınız var. Yani bir şekilde deniz üzerinde güneşi göreceksiniz.

‘Tatile gittim sıcaktan uyuyamadım’ diyenlere müjde:

Akçakoca’da böyle bir derdiniz olursa, tatilinizin tüm masraflarını karşılayabilirim. Kestane, kayın, meşe, ıhlamur ağaçlarının sur gibi çevrelediği bu ilçede, bu yeşil surun içi de hektarlarca fındık ağaçları ile kaplı. Üstüne bir de bu kadar yeşilliğin içindeki iki büyük şelale şehrin akşamlarına adeta serinlik dağıtıyor. Gece gezmesi için çıkacağınız meşhur Çınar Caddesi’ne giderken yanınıza mutlaka uzun kollu bir giysi almanızı öneririm. 

Türkiye’nin tüm renklerine açık turizm anlayışı: 

İlçe, Türkiye’nin tüm renklerine açık bir turizm anlayışına sahip. 4 ve 5 yıldızlı kaliteli hizmet veren otellerinin yanı sıra alkolsüz hizmet veren ve Batı Karadeniz’in en büyük oteli olan Sky Tower bu ilçede yer alıyor. Ayrca, Karadeniz’den çıkan lezzetli ve taze balıkları dilerseniz alkolle; dilerseniz alkol satılmayan restoranlarda tüketebilirsiniz.

Ve bonus:  Melengüç Çiçeği

Bu efsanevi şerbetli tatlı sadece bu topraklarda, Akçakoca’nın kadınlarınca yapılır. Yukarı Mahalle çarşısındaki pazarda bu tatlıyı yiyebilir, sevdiklerinize kutu kutu götürebilirsiniz. 

Paylaşmak Güzeldir

CEVAP BIRAKIN

You must be logged in to post a comment.