Gastronomi Sektörünün ve Gastronomi Turizmi kavramının bir ülke politikası olması gerekliliği ve bu konuda kişilerde olduğu gibi göstermelik değil de kurumların da ülke ekonomisini güçlendirecek en önemli ögelerden biri olarak algılamaları. Dünyadaki bu tarz örnekleri iyi inceleyip gençlerimize Gastronomi Turizmi ve Gastronominin önemini vurgulayarak gerekli yatırımları destekliyor olmaları

Dünyanın en önemli şeflerinden Adoni Luis Aduruz yaratıcı, işine aşkla bağlı, sadece İspanya’dan değil dünyanın her köşesinden gastronomik deneyim yaşamak isteyenler burayı buluyor. Rezervasyonlar 6 ay öncesinden yapılmakta. Zaten restoran 4 ay Ar-ge yapmak için kapalı kalıyor. Yeşillikler içinde, dağın başında özerk bir alan yaratılmış. Kapıda tabela- vale falan gibi görgüsüzlükler yok.

Bilen biliyor. Kapıda Chef’in Kitapları mevcut.

Aykırılık, protest tutum her yerde ama sadelik ve zariflik içinde kimseyi ezmeden, hava basmadan. Mesela yeterli bir örnek olacaksa; tuvalet kağıtları dahi siyah. Yemeğin seksten önemli olduğunu düşünen pek çok çift buraya gelmek için sırada…

Masada oturanlar; Fagor Endüstriel Ceo Iker Alberdi – MSA Kurucu Osman Serim – BTA Operasyon Genel Müdürü İbrahim Yazıcı – Fagor Mutfak Chef Olier Britixinaga – Nicole Restaurant Chef, Owner Aylin Yazıcıoğlu – Cleaonlife Ceo Ferah Güneri – MSA Chef Cem Erol – Türes Başkanı Ramazan Bingöl gibi sektörün ileri gelenleri..

Yaklaşık 5.5 saatte yemekler test ediliyor ve 25 Cours gerek sunum gerek tat olarak ayrı yemek geliyor. Olay çok ciddi ve efor gerektiriyor.

Mesela İstiridye Üzeri Dana Tendon – Fasulye Dondurması – Viskili Michellin şeklinde Marsh Mallen vb.. 24. Cours’da; garsonlar aynı anda bohça içinde peynir ve köy ekmeği sunuyorlar .

Osman (Serim) Ağabey espriyi patlattı: ”Chef bu grup aç kaldı diye düşündü herhalde bu yüzden peynir ekmek yolladı galiba.” dedi. Masa gülmekten yıkıldı..

Şaka bir yana, Başta Fagor Ceo Iker Alberdi olmak üzere Cleonlife Güneri Bey eşi Zeynep Hanım, Fagor Zeynep Hanım, Türkleşmiş Quan gibi dostlara teşekkür etmek isterim. Gastronomi sektörünün kurmayları ile 3 günlük İspanya Gastronomi Deneyimi benim için çok değerli bir sermaye oldu. Daha da önemlisi yıkılmayacak dostluklar oluştu.

Gastronomi Turunda; Turistik, AVM vb hiçbir gezi yok, sadece yiyoruz, içiyoruz, tadıyoruz. Tamam geziyoruz ama dünyanın en iyi restoranlarında ve en değerli şefleri ile mutfakları.. Daha da önemlisi Ar-ge Okulu dünyanın en önemli Gastronomi Üniversitesi olan Basque Culinary Center’ı saatlerce geziyoruz. 4 yıllık çok önemli bir üniversite binası bile toplanmış tabaklar ile imal edilmiş. Et, balık, ekmek pastane vb odaları bizim en lüks hastanelerin ameliyathanelerinden daha iddialı.

Buraya öğrenci kabulü, sadece puan veya tercihlere göre değil aynı zamanda kabiliyete göre de yapılmakta. Bir ameliyathane titizliğindeki balık, et, ekmek vb derslikleri gezerken bir kez daha, bu işin ülke ekonomisine katkı boyutunu algılayan vizyonlu yöneticilerin ne kadar önemli olduğunu algıladım.

Bu okul haricinde gezdiğim diğer okul San Sebastian Bask Bölgesi’ndeydi. Gerek otelcilik gerekse mutfak konusunda tam bir fenomen. Ar-ge için küçük üreticileri desteklemek isteyen bu okul, patenti alınmış 2 ürünün sunumunu yaptı. Hepimiz çok etkilendik. Yenilebilir içki ve tereyağı kıvamında sürülebilir havuç. Evet yanlış duymadınız. Bu ürünler ileriki yıllarda raflarda yerini alacak ve gastronomi dünyasına değer katacak. Burada dikkat edilmesi gereken hassas konu; ürünler dolaba girmeden bir yıl saklanabiliyor. Ayrıca hakkaniyet açısından üretici ile birlikte marka tescili yapılıyor. Bu okulların mutfaklarında yetişen öğrenciler geleceğin Michelin Yıldızlı Restoran Şefleri olarak karşımıza çıkacak.

Tadım Gurme Kurulu ürün hazır olduktan sonra gerçekleri ile birlikte tadıma başlıyorlar. Ürünün hazır olması için tüm jüri üyelerinin gerçeğinden daha iyi olduğuna kanaat getirmesi gerekmekte. Yoksa Ar-ge devam ediyor.

Bu gezide 3 yıldızlı Zaparin Restoran’da yediğim Kalkan Balığı’nın tadını asla unutmayacağım. Ben İzmir-Ege çocuğuyum, oldum olası Kalkan Balığı’nı yağlı bulurum. Bizim Deniz Çipuramız, Mercan ve Kaya Barbunumuz varken Kalkan bana ağır gelir. Ama Zaparin Restoran’da sunulan Kalkan Balığı kalbimi fethetti. Sadece ben değil, tüm  gurmelerimiz çok beğendi. Sunumlar sade ve insanlar samimi. Şekil ağırlıklı değil lezzet ağırlıklı yemek nasıl yapılır hepimize gösterdiler.

10 maddede beni çok etkileyenler;

1• Resturente La Escule’de yediğimiz muhteşem çikolatalı tatlı çok başarılı idi.

2• Mugaritz Restoran’da Chef’in yemek kültürünü bir yaşam şeklinde eğlence olarak algılaması ve her yıl 4 ay yeni menüler için dükkanı kapalı tutuyor olması. Giriş ana yemek tatlı mantığı ötesinde 25 course yemeği çok farklı şekilde sunuyor olması.

3• Zaparin Restoran sade dekor ve açık mutfak (Fagor)

4• Fagor CeoIker Alberti’nin ve Chef Olier Biritxinaga’nın pozitif ve egosuz tutumu.

5• Doğal güzellik içindeki San Sebastian’da tapas barların yaşam şekli olması

6• Bilboa’daki  2 yıldız Michlen’li Nerue Restoran’daki chef ve ekibinin pozitif tutumu ve orada tattığım uykuluk-bezelye ve karides, ayrıca yemeği ön plana çıkaran sade dekorasyon.

7• Fagor Fabrikası’nın gerçek hikayesi. (yıllar önce İspanya’da; bir papazın köydeki işsiz gençleri toplayıp şu an 80 bin çalışan ve 200 ülkede bir üretim devi yaratmış olması)

8• Bask bölgesindeki kaldığım otelin kahvaltı salonu dekoru ve ürün sunumu. (Burası özel bir restoran Le Bol Blanc)

9• Yedi katlı süpriz tatlı (Mugaritz)

10• San Sebastian’da tarih ve çevreyi bozmadan doğal olarak (egosuz) işlerini aşkla yapan insanlar (genelde bizde zor bulunan bir meziyet)

Geziden çıkardığım önemli sonuçlar var.

Biri bizim gibi yediğini içtiğini zırt pırt sosyal medyada paylaşan sosyal medya gurmelerine. Emeği ve her yemeğin hikayesini, tarihini iyi algılamanın, hatta şeflerin yaşam tarzını bilmeleri gerekliliği.

Diğeri, mutfakta kullanılan malzemelerin, yetenekli şeflerin başarısındaki önemi (bu mutfak araç gereçlerinden pazardan aldıkları doğal ürünlere kadar geçerli)

En önemlisi de, Gastronomi Sektörünün ve Gastronomi Turizmi kavramının bir ülke politikası olması gerekliliği ve bu konuda kişilerde olduğu gibi göstermelik değil de kurumların da ülke ekonomisini güçlendirecek en önemli ögelerden biri olarak algılamaları. Dünyadaki bu tarz örnekleri iyi inceleyip gençlerimize Gastronomi Turizmi ve Gastronominin önemini vurgulayarak gerekli yatırımları destekliyor olmaları….

Bu ay benden bu kadar. 

Kalın sağlıcakla….

Paylaşmak Güzeldir

CEVAP BIRAKIN

You must be logged in to post a comment.