Peki şimdi ne olacak

Soner BARIM
Posted on Haziran 22, 2020, 5:10 am
7 mins

Dünya küresel salgın ile mücadele ediyor. Her ülkenin kendisine özgü çıkış yolları aradığı bu olağanüstü süreçte Türkiye 15 Mart itibarı ile kepenkleri tamamen indirdi. Aradan geçen 3 aylık süreçte sokağa çıkma yasakları, uluslararası uçuş yasakları, okulların, adliyelerin, tatil edilmesi, liglerin ertelenmesi, sinema, tiyatro, eğlence yerlerinin kapatılması, spor ve SPA merkezlerinin ve diğer spor branşların tamamen durdurulması esnafın zorunlu olarak çalışmaması gibi tedbirler ile bu salgın belası ile mücadele edildi. 15 Haziran itibarı ile esnetilmiş koşullar eşliğinde halen mücadele edilmeye çalışılıyor. Bu süreçte hakkını teslim etmek gerek Sağlık Bakanımız dan başlayarak sağlık çalışanları, doktorlarımız, hemşirelerimiz ve diğer sağlık çalışanları büyük emekler sarfederek kahramanca mücade ettiler ediyorlar. Zaman, zaman, elbette ufak yol kazaları yaşadık ama genel olarak çok başarılı bir süreç yürütüyoruz diye düşünüyorum.

Küresel Krizin hayatımıza kattığı yeni kavramlar var ki bana göre tam bir garabet fakat mücadele süresince sıklıkla kullanılıyor. Nedir bu KAVRAMLAR?

“Sosyal Mesafe” tam olarak sosyal yardımlaşmanın ön plana çıkması gereken bir süreçte sosyal mesafeyi koruyalım sloganı oldukça kötü bir tercih bunun yerine fiziki mesafe uygulaması demeyi tercih etmeliyiz.

Birde ” yeni normal” kavramı var ki hakikaten evlere şenlik bir söylem. Normal nedir? Eski normal ne kadar normal mesela. Bunun yerine salgın için yeni standart uygulamalar denilebilir. Ancak mücadele için bu iki söylemi bundan sonrada sıklıkla duyacağız.

Benim temel olarak merak ettiğimde tam bu noktada başlıyor Peki şimdi ne olacak?

Salgının tüm dünyaya etkisi sadece sağlık boyutu ile irdelenemez bunun yanında oluşan, yeni dünya düzenini anlamak lazım. ” Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” söyleminin hayatımızın her alanına dair altının sağlam temeller ile dolması gerekiyor. İşin özellikle ekonomik boyutu tüm dünyada ve Türkiye’de doğru dinamikler üzerine oturtulmalı.

Süreçten elbette tüm sektörler çok etkilendi. Ancak Turizm Sektörünü diğer sektörlerden bu süreç özelinde ayırmak gerekiyor. Zira ulaşımdan, Konaklama ya Turizmi oluşturan tüm faaliyetler bu sürecin en büyük mağduru durumunda. O zaman alınacak önlemler ve ” yeni normaller” doğru temeller üzerine inşa edilmeli. Şöyleki sosyal mesafe şartı önce ulaşım için çok keskin ve katı bir uygulama olarak gündeme gelsede bunun sürdürülebilir bir standart olamayacağı kısa sürede anlaşıldı? Ha keza konaklama yiyecek içecek ve eğlence sektörü içinde durum aynı.
Sürdürülebilir Turizm için sosyal hayatın tüm unsurları olağan seyretmeli ” Güven” kavramı sürdürülebilirlik açısından çok önemli. Ülkenize gelecek Turistin güven ile alakalı hiçbir endişesi olmamalı. Bu durumdan ancak yeni standartları doğru temeller üzerine inşa ederek ve bunu tüm dünyaya doğru anlatarak çıkabiliriz.

Sürdürülebilirlik derken Turizmi icra edecek tüm sektörlerin en az iki yıl kesintisiz desteklemesi gerekiyor. Özellikle Havacılık Sektörü özellikle Konaklama Sektörü Özellikle Acenta ve Rehberler Özellikle Kültür ve Sanat desteklenmeli. Yatırımcısından çalışanlarına kadar titizlikle ” yeni normal” denilen bu süreçte sektör ayakta tutulmalı.

Sağlık konusunda vermiş olduğumuz başarılı sınavı özellikle ekonomik Teşvikler le ” yeni normaller” doğrultusunda yeni düzenlemeler ile desteklemeliyiz.

Sektör endişeli. Vakit kaybediyoruz biran önce alınması gereken önlemler var

  • Kısa çalışma ödeneği 2021 yılı başına kadar uzatılmalı. Aksi halde işletmeler yüklendikleri maliyetler altında ezilir. En büyük gider kalemleri Kira, Personel Maliyeti ve Enerji Gideri
  • Sektör yeni teşvikler le desteklenmeli. Özellikle Devletimiz kiralama yapan şirketlerle mal sahipleri arasında bir ara buluculuk yapmalı. Kira sözleşmeleri yeniden ele alınarak günün şartlarına uygun hale getirilmeli Kiracılar sadece kirada kullanılmak üzere ve yeni günün şartlarına uygun sözleşmeler üzerinden 0 faiz veya çok düşük faizlerle finanse edilmeli.
  • Rehberler için acil olarak bir düzenleme yapılmalı
  • Müze ve ören yerleri için yeni ziyaret standartları belirlenmeli
  • Enerji giderleri için destekleyici düzenlemeler getirilmeli
  • Hijyen Sertifikası gerçek manada işlev gösterecek bir uygulama olmalı. Bu sertifika için istenilen şartların pratikte uygulanabilirliği tekrar gözden geçirilmeli Ve bu uygulama geçmiş bazı uygulamalar gibi birilerine gelir kapısı haline dönüşmemeli.

Sonuç olarak Turizmci yıllardır bacasız sanayi olarak ülkeye yaptığı katkıların karşılığında YAŞAMAK istiyor. Birçok krizden başarı ile çıkmış ve dünyada hatırı sayılır bir Turizm Ülkesi haline gelmişsek bunu kaybetmeden bu süreçten güçlenerek çıkmalıyız.

Paylaşmak Güzeldir

CEVAP BIRAKIN

You must be logged in to post a comment.