Tarih turizmi , turizm sektörünün en önemli taşlarından biridir.Pek çok turizm şehrinin tarihsel yapıları birer cazibe unsuru olarak görülmektedir. Ülkemiz sadece yaz turizmiyle değil sahip olduğu tarihsel yapılarla da turizmde de önemli bir noktadır. Bulunduğumuz coğrafyanın pek çok tarihi uygarlığa ev sahipliği yaptığını biliyoruz. Bu uygarlıkların bize bıraktığı etnik kültürümüz dışında çok büyük yapıtlara da sahibiz. Günümüze kadar kendini korumaya çalışmış bu yapıtların son dönemlerde restorasyon çalışmalarıyla güçlendirilmesi şüphesiz ki turizmin öneminin anlaşılmasından.
Peki tüm bu tarihi değerlerin Osmanlı kültürsel yapılarından ibaret olmadığını biliyor muyuz? Uzun süredir araştırmasını yaptığımız ”Ege’de yedi kilise” yazımızda sizlere biraz da tarihin ilgilenmediğimiz ve ilgilenmediğimiz için de pazarlayamadığımız kısmından bahsedeceğim.
İncil’in ”Yeni Ahit” (2. kısmında) ismi geçen ve Hristiyanlığın yayılması için kurulan ilk yedi kilise Ege’de bulunmaktadır. Hristiyanlık için ciddi önem taşıyan bu kiliseler Hristiyanlığın doğuşu ve yayılmasını temsil etmektedir. Bu yedi yapıtın Ege’de olduğu St. John’un kaleme aldığı Revelation kitabının incelenmesi sonucu anlaşılmıştır. Kitapta Misyoner Pavlus’un M.Ö. 53-56 tarihinde Efes’e geldiği ve Hristiyanlık için yedi kilisenin temelini Ege de attığı ifade edilmiştir.
Bu yedi kilise;
- Ephesos (Selçuk)
- Smyrna (İzmir)
- Pergamon (Bergama)
- Sardes (Sart) (Salihli)
- Philadelphia (Alaşehir – Manisa)
- Laodikeia (Denizli)
- Thyateira (Akhisar)
7 kiliseyakın tarihe kadar rivayetle anılmıştır.7. kilise Laodikeia’nın Denizli’de bulunmasıyla tarihçiler tarafından kesinleştirilmiştir. Hristiyanlık için çok önemli sayılan 3. Konsülünde burada gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
Sizlerle paylaştığım bu bilginin Vatikan ve Kudüs kadar önemli olabileceğini bir Hristiyan arkadaşımla sohbet ederken öğrendim. Böylesi bir tarihi değere sahipken bunu bilmediğimiz ve dolayısıyla turizme katamadığımız için de hemen faaliyete geçmek istedim.
Avrupa da ‘’Seven Church Tour’’ adıyla satılan 5 günlük tur programlarına rastladım fakat ülkemiz de ne reklam ne de tanıtım olarak hiçbir faaliyet çalışması göremedim. Eğer siz de internette aratacak olursanız farkedeceksiniz ki birkaç tarih meraklısı dostumuz dışında konuyla alakalı yazı bile bulamayacaksınız. 6. Kilise St.Jean- Philadelphia (Alaşehir – Manisa) kilisesinin ise Amerika’da ki Philadelphia eyaletine isim verdiğini okuyunca eminim çok şaşıracaksınız. Güncel bir konu olmamasına karşın bilinmemesi ve gereken önemin verilmemesi reklam konusunda ülkemizin tavrını çok açıkça ortaya koyar nitelikte. İnanç turizminin böylesi bir gücüne sahipken bunu ifade bile etmiyor olmamız şaşırtıcı.
Bu denli önemli yapıtların hiçbir tanıtım faaliyetinin bulunmaması önemin verilmediğinden ziyade akıllara faaliyetler engelleniyor mu sorusunu getiriyor. Tanıtım eksikliğinden kaynaklı kaybettiğimiz turist sayısı, son dönemlerde artan terör olayları kaybımızdan çok daha fazla. İbadet; insanların en büyük ihtiyacıyken ibadet turizminin böyle büyük bir kalesinin reklamının yapılmaması bakanlığımızın güneşli günlere olan inancından olsa gerek. Arabistan Müslümanlığın ibadetini sağlayabildiği tek yer, ülkemizde Hristiyanlık için bu denli çok sayıda ibadethane olması ve ona rağmen Turizm Bakanlığının gereken yatırım ve desteği yapmaması Türk turizmi adına üzücü bir durumdur.