Genç, Başarılı, Fark yaratan yöneticiliği ile ön plana çıkan Sura Hoteller ve Turizm Grubu Genel Koordinatörü Muhammet Cüntay ile projeleri, hedefleri ve turizmin son durumu hakkında söyleşi…
Sayın Muhammet Cüntay okuyucularımıza Kendinizden ve Profesyonel özgeçmişinizden bahseder misiniz ?
Ortaöğretim ve lise eğitimimi Zonguldak Atatürk Anadolu Lisesinde tamamladım, ardından ise Balıkesir Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Fakültesini bitirdim, son olarak da Balıkesir Üniversitesi Otel İşletmeciliği Ana Bilim dalında master yapmaktayım.
Profesyonel iş hayatıma Alanya‘da başlayarak sırasıyla Bodrum, İstanbul, Antalya, Uludağ bölgelerinde otellerin farklı departmanlarında görev alarak devam ettim.
Farklı bölgelerde kazanmış olduğum tecrübelerin ardından The Green Park Hotel Merter Genel Müdürü olarak İstanbul‘a geri döndüm, 2 senelik bu görevimin ardından Aktürk Hoteller Grubunda 3 sene Genel Müdürlük yaptım, son olarak Dosso Dossi Hoteller Grubunun başında 3 sene Direktörlük görevini icra ettim. Yaklaşık bir aydır ise Sura Hoteller ve Turizm Grubu Genel Koordinatörlüğü görevini yürütmekteyim.
Bu genç yaşta Başarınızın sırrı nedir?
Başarıyı yakalamak ve sırlarını ortaya koymak aslına bakarsanız bir kaç cümle ile tarif edilesi bir durum olmasa gerek, fakat üzerinde en çok durulması gereken kısımlarını irdeleyebiliriz. Öncelikle başarının gelmesi için hedefinizi belirlemeniz ve bu hedefe inanmak gerekmektedir.
İnanılmayan hedefler sadece sözde kalacaktır.İnanan insanlar hedefleri uğruna gereken mücadeleyi vermeye hazır kişilerdir.
Gelişime, eğitime, araştırmaya inanmak gerektiğini düşünüyorum.
Hareket edeceğim bir karar alacağım zaman bunun bu amaca hizmet edip etmediğini sınar ona göre son noktayı koyarım .
Bu olgular her an hayatımızda olmalı, benim için gelişim noktasında hiç bir fırsatı kaçırmamak esastır. Hayatıma kattığım bir çok değerli insan var ve hepsinden gelişimim konusunda destek almayı sürdürüyorum. Bir çok akademisyen arkadaşım ve büyüğümle etkileşimimi büyük bir ciddiyet içerisinde sürdürmekteyim.
Kendi açımdan eksik olduğumu düşündüğüm konuları ise uzman kişilerin tavsiyeleri ile seçtiğim kitapları okuyarak kapatmaya gayret etmekteyim ayrıca hayat felsefem insan odaklıdır, bu yüzden de yaşam tarzımda insana değer vermek esastır. Tüm yaşantım boyunca herşeyin sağlamasını yaparak adım attım, nedir bu sağlama yönetimim? Benim amacım öncelikle iyi bir birey olabilmektir. Hareket edeceğim bir karar alacağım zaman bunun bu amaca hizmet edip etmediğini sınar ona göre son noktayı koyarım. Yani özetle amacım önce iyi insan olmak, bu düsturla başarının bir biçimde beni bulacağına inandım hep…..
En büyük şansım diyerek değerli anneme bir paragraf açmalıyım, anneler kutsaldır ve herkesin annesi evladı için destekci konumundadır. Benim annem tüm kariyerimde ve özellikle son dönemde konsantrasyonumun işe odaklanmasını sağlayan insandır. Benim yerime bazı şeyleri düşünür, organize eder, bu yüzden en büyük şansım olarak nitelendiriyorum.
Ekip çalışmasına önem verdiğinizi biliyoruz, Personel eğitimi için düşünceleriniz nelerdir?
Turizm sektöründe başarıya giden yoldaki en önemli unsurun motive olmuş mutlu ve eğitimli çalışanlar olduğuna inanıyorum. Benim için çalışanın mutluluğu önceliklidir,
Az öncede ifade ettiğim gibi yönetim tarzım ve felsefem insan odaklıdır. Turizm sektöründe başarıya giden yoldaki en önemli unsurun motive olmuş mutlu ve eğitimli çalışanlar olduğuna inanıyorum.Benim için çalışanın mutluluğu önceliklidir, Akademik düzlemde iç müşteri dediğimiz iş arkadaşlarımız mutlu olmalıdır ki, dış müşteri dediğimiz misafirlerimizi mutlu edebilsinler. Bu sebebten dolayı kurum içerisinde şartları zorlayarak, onlar için en iyisini sağlamaya çalışmışımdır her zaman.
Başarı muhakkak paylaşılmalıdır, ben kendimi başaranların kaptanı olarak görüyorum , bazen onlara bir kaç farklı açıdan bakmalarını sağlayarak, bazen bilmedikleri bir şeyi öğreterek, bazen konsantre ederek, motive ederek destek oluyorum.
Bugüne dek bir şeyleri başardıysam bunda esas pay iş arkadaşlarımın ve çalışanlarımındır.
Eğitimin her türlüsüne inanan bir yöneticiyim, bu konunun en büyük olmazsa olmazı ise sürdürülebilir olması gerektiğidir. Bir turizm işletmesinde eğitim her daim devam etmelidir. Bu hem bilgilerin ışığında başarıyı getirecektir, çalışan sadakatini sağlayacak ve çalışan sirkülasyonunu azaltacaktır..
Ayrıca yönetici olarak bizlere de bildiğini aktarma imkanı ile mutlulukların en büyüğünü getirecektir. Ben bu eğitimleri planlar ve verirken tarifsiz bir mutluluk yaşıyorum.
Sultanahmet bölgesinde büyük ölçekli Otel olmak avantajlımı ve şu andaki gelen müşteri portföyünü değerlendirir misiniz.
Sultanahmet bölgesinde büyük ölçekli otel olmanın bize de bölgeye de faydası olduğunu düşünüyorum.Bölgeyi seçmek arzusunda olan misafirler için ürün yelpazesinin geniş olması bölge içinde bir artı sağlamaktadır.Misafirler bölgemizde bir oteli seçmeye karar verdikleri noktada şayet eğer kriterleri üst segment büyük ölçekli tesis ise fazla rakip olmaması nedeniyle avantaj sağlamaktayız.Bunun bir de diğer boyutu da bulunmaktadır.
Bu durum biizm misafirlerimize karşı sorumluluğumuzu arttırmaktadır ve onların memnuniyeti için iki kat daha fazla hassas davranır hale gelmekteyiz 2 Tesisimizde toplamda 292 odaya sahibiz buda yaklaşık günlük 700 kişi ağırlama imkanımız olduğunu ifade ediyor. Buda bölge esnafına da bir artı sağlıyor Tesislerimiz yapılırken üst segment misafir profili hedeflenmiştir ve halihazırdaki pazarlama faaliyetlerimiz de bu düsturla devam etmektedir.
Yaşanan kriz döneminde de fiyat politikamızdan ödün vermeyerek, belirli dönemlerde yapılan bazı kampanyalarla sınırlı tuttuk. Misafir segmenti üst gelir grubuna çıktıkça milliyetler bazındaki misafir özellikleri ve beklentileri birbirlerine yaklaşmaktadır.
Biz bunu tesislerimizde yaşıyoruz. Son dönemde misafirlerimizin ağırlığı az farkla Ortadoğuya kaymış olsada, genel anlamda Avrupa, Rusya, Güney – Kuzey Amerika ve Ortadoğu Pazarları eş düzey performans sergilemektedir.
Turizmin bu sıkıntılı günlerini nasıl degerlendiriyor sunuz?
“Ülke olarak şuan bizi seçecek olan turistin güvenlik güdüsünü tatmin edecek durumda mıyız? Yaşanan terör saldırılarının ardından bunun tam olarak sağlandığını söylemek çok da doğru olmaz…
Bu konunun turizm ayağında ise hedef destinasyonlarımız için büyük bir imaj yenileme kampanyalarına başlanmalıdır.”
Yaşanan olayları ve olumsuzlukları bir kaç başlık altında toplamamız mümkün ….
İlki Avrupa ağırlıklı dünya genelinde yaşanan ekonomik daralma; bu durum insanların bazı ihtiyaçlarından feragat etmesi yada o ihtiyaca ayırdığı bütçesini daraltmasına yol açmıştır. Bu durum dünya üzerinde ki bütün turistik faaliyetleri olumsuz anlamda etkilemiş ve etkilemeye devam edecektir. Bakılacak olursa tüm dünyada maliyetlerin düşürüldüğü daha verimli ürün modelleri üzerinde çalışılmaktadır, bu durum kesinlikle tesadüflerle ortaya çıkmamıştır. Bu durum piyasaları doğru takip ederek, doğru analizler yapılması sonucu oluşan bir konjeksiyondur. Sorun sadece bu durum olsaydı Türk Turizminin altında kalkabileceği bir sorun olarak nitelendirilebilinirdi, daralan pazarlar yerine üzerinde durulmayan pazarlardan pay alınarak kayıp önlenebilirdi…
İkinci sıkıntımız ise komşularımızla ve yakın coğrafyadaki ülkelerle yaşadıklarımız ve bu ülkelerin kendi içlerinde yaşadıkları sıkıntılar; bu sıkıntıların en büyüğü geçtiğimiz hafta çözüme kavuşması ümidimizi arttıran hamlelerin yapıldığı Rus Krizidir, başından beri söylediğim gibi ikamesi olmayan etkisi kolay atlatılır telafi edilir olmadığını savunduğum Rus Pazarı, bir çok şey söylendi ama olmadı, olmayacağı da belliydi malesef, inşallah hamleler devam eder ve eski günlerimize döneriz komşumuzla…
Arap baharı ile ülke dinamiklerinin değiştiği Kuzey Afrika ülkelerinden de kan kaybettiğimiz gerçeği var, bunun yanında Suriye sorunu nedeniyle Lübnan‘dan gelen turist sayısı çok fazla düştü, Suriye , Irak gibi ülkelerden de eskisi gibi turist ağırlayamaz halde olduğumuzu da eklemek lazım.
Bu iki başlığın ardından üçüncü sıkıntımız olan ve en önemlisi olan kısma gelelim. Ülke olarak şu an bizi seçecek olan turistin güvenlik güdüsünü tatmin edecek durumda mıyız? Yaşanan terör saldırılarının ardından bunun tam olarak sağlandığını söylemek çok da doğru olmaz , günümüzde malesef dünyanın heryerinde olabilmekte olan bu olaylar turizm noktasında hedefleri büyük olan bizim gibi ülkelerin menfaatlerini daha fazla etkiliyor. Güvenlik konusunda eminiz ki devletimiz ve teşkilatları gerekenleri yapıyordur.
Bu konunun turizm ayağında ise, hedef destinasyonlarımız için büyük bir imaj yenileme kampanyalarına başlanmalıdır.
Şayet bu intiba kısa sürede çözülmez üzerinde profesyonel çalışmalar yapılmazsa, bu durumun yol açtığı kriz tahmin ettiğimizden daha uzun süre ve daha büyük kayıplara yol açacaktır
Sivil toplum kuruluşlarının başarılı olması için neler yapmaları gerekir ?
Ben halihazırda var olan tüm sivil toplum kuruluşlarının faydasına inanan bir insanım, sivil toplum çalışmalarının ise yeterli boyutta olduğu kanaatinde değilim. Bu konudaki esas sıkıntımızın toplumumuzun, sektörel bazda ise sektör mensuplarının bu konuya gereken önemi vermemesi olduğunu düşünmekteyim.
Laleli platformu ve Taksim Platformu desteklenmeli ayrıca Anadolu Yakası için de bir platformun kurulması gerektiğini düşünüyorum. Bu platformlar ortaya güzel bir enerji ve etkileşim koymakta ve fayda üretmektedirler.
Bu sivil toplum kuruluşlarımız zaman zaman çok güzel projeler ürettiğini gibi bazı dönemlerde ise derin bir sessizliğe bürünmekteler.Bizim öncelikle bu örgütlenmelerde sürdürülebilir dinamizmi sağlamamız gerekmektedir. Bunun yolunun ise bu kuruluşların yönetim kadrolarının mühendisliğinden geçtiği bir aşikardır. Kadro yapısında bu işe dinamizm katacak insanlara ihtiyaç var, bu kişiler emin olun bizlere bugüne kadar çok şey katan büyüklerimize de faydalı olacak, onları da motive edecek ve sonucunda ortaya büyük bir fayda üretimi çıkacaktır. Ayrıca sivil örgütlenmelerin personel eğitimlerini konusu üzerinde şuan olduğundan daha fazla durmasının gerekliliğini ifade etmek isterim. Ayrıca İstanbul Turizmi çok büyüdü, bir sivil örgütlenme İstanbul‘un bölgesel bazda da farklılıklar arzettiğini de hesaba katacak olursak, tüm heryere ve herşeye yetişebilmesinin imkansızlığı görünmektedir.
Bu sebebten dolayı Laleli platformu ve Taksim Platformu desteklenmeli ayrıca Anadolu Yakası için de bir platformun kurulması gerektiğini düşünüyorum.
Bu platformlar ortaya güzel bir enerji ve etkileşim koymakta ve fayda üretmektedirler.
Sultanahmet ve Tarihi yarımada için yapılan tanıtım çalışmalarını yeterli buluyor musunuz?
Üzgünüm ama Sultanahmet bölgesine özel yapılıyor olduğunu bildiğim bir çalışma ile karşılaşmadığımı söylemek isterim. Bu bölgenin turistik varlıkları Dünya genelinde 1 Numara olmak için bile yeterli değerdedir.Fakat bu bölge için herhangi bir biçimde profesyonel destinasyon pazarlama yapılmamaktadır.
Bana kalırsa bu çalışma Türkiye Pazarlaması için bir milat olabilir ve diğer destinasyonlara örnek teşkil eder, örnek olur ve başarılar sağlar. Özel sektörün etkin olduğu, akademisyenlerin muhakkak yer aldığı ve bürokratik kanadın desteklediği bir çalışma grubu kurulmalıdır. Bu grubun ivedi olarak kurulumu için biz ne gerekiyorsa yapmaya şahsım ve şirketim adına hazırız.
Bize Sura Hotellerini ve Turizm Grubu Genel Koordinatörü olarak otelinizi anlatır mısınız
Sura Tourism Group, temel paydaşlarımıza en iyi şekilde hizmet edecek bir biçimde yapılandırılmıştır. Organizasyonumuz, bir “Merkez” ve 3 ana yapıdan oluşmaktadır: Merkez Kaygısız Group olup 3 Ana Yapı 1. Tourism Grubu, 2 Kuyumculuk ve 3. W Yapı’dan oluşmaktadır.
Yapımızı oluşturan Markalar, Oteller & Restaurantlar ve Merkez Birimleri içiçe ve koordine bir şekilde çalışmaktayız.
1995 yılında İstanbul’da başlayan bu yolculuk, 2000 senesinde Tarihi Beyazıt Meydanı’ndaki Çadırcı Han’a taşınmış ve 3200 m2’lik görkemli bir showroom’a kavuşmuştur.
İpekyolu Kuyumculuk bugün, 10 ülkede üretim yaptırmakta ve 90 ülkede ye yapılan ürünleri ihraç etmektedir. Bu kapsamda ticari faaliyet göstermektedir ve gelişim, değişim, hayal etme her zaman vizyonunu ateşleyen ilkeleri olmuştur.
2000 yılında kendi bünyesinden yarattığı Sette, Doliche ve Seibu markaları bu vizyonun sonucudur. Gurup kuyumculuk adını alan İpekyolunun büyümesinin sonucu olarak pırlanta ve altın markası olana İpekyolu Gold & Pırlanta ve Kyg Saat ir.
Dünyanın pek çok noktasından gelen misafirlerini ve iş arkadaşlarını konaklatmak, Türkiye’nin kültürel, ekonomik ve sosyal zenginliğini sergilemek amacıyla Turizm sektörüne de adım atmaya karar vermiştir.
Kaygısız Group olarak tarihi Sultanahmet semtinde 2011 yılında SURA Hotels Desing & Suites’i hizmete açarak bu faaliyetinin ilk tacını takmıştır.
İstanbul ve sektörün ihtiyaçları, grubun heyecanını ve atılımlarını harekete geçirmiş, arkasından 2014 yılında 5 yıldızlı SURA Hagia Sophia Hotel’in faaliyeti ile Turizm atılımı büyük ve ileri bir boyut kazandırarak . Zincir otel olmaya yolunda ilerlemiştir.
Kaygısız Group Bir hamle daha yaparak tarihe şahitlik etmiş Cumhuriyet Gazetesi binasının satın almıştır. Restore ederek zincir otellerini büyütme vizyonuna ev sahipliği yapmaya devam etmektedir. W Yapı inşaat şirketi ile Kaygısız Group’un açılımları devam edecektir.
Öncelikli hedefimiz grubumuzun diğer halkası olacak olan ve A Plus Misafir Segmentine hitap edecek olan Sura Museum Hotelin açılışını yapmak, tesisimiz 2018 yılında misafir kabul etmeye başlayacak olup Türk Turizmi için önemli bir yapı taşı olacağı konusunda iddialıyız. Geleceğe dönük markalandırma ve marka konumlandırması ile alakalı çalışmalarımız mevcut, Sura Hotels markasını üst konumda tutup farklı segmentlere hizmet verecek markalarımızı oluşturarak büyüyeceğiz.
Ayrıca turizm sektörünün odağının insan olduğunun farkındayız, turizm işletmeciliği ile eğitimi buluşturacak büyük bir projemiz var, bunun üzerinde heyecanla çalışıyoruz, inşallah Türk turizmine de büyük fayda sağlayacağız.