O yüzden geleceği Turizmsiz düşünmek, planlamak mümkün değil. Kesintisiz büyüyen ve bütün olumsuzluklara, savaş ortamlarına, siyasi kırılganlıklara rağmen ilerlemesini sürdüren bir sektörün kalbinin attığı coğrafyadayız.
1950 yıllarındaki 25 milyon turist sayısı 2016 yılında 1 milyon 235 bin turiste dayanınca Dünyanın dikkati turizme çevrildi. Zira bu hareketlilik gezeni olduğu kadar gezileni de ilgilendirmeye başladı. Zira bu hareketlilik üretimi ve sanayisi zayıf gelişmekte olan ülkelerin hayatlarını değiştirmeye yetmiştir.
Yunanistan’da her 4 kişiden biri, Portekiz’de her 5 kişiden biri, İspanya ve İtalya’da her 6 kişiden biri Turizmde çalışıyor. Turizm olmasa işsizlik şimdikini ikiye katlayacak. Türkiye’yi merak ediyorsanız 2016 verilerine göre her 15 kişiden biri turizmin direk içinde…
Turizmin milli gelire katkısı da artık rahatlıkla ölçülebiliyor. ‘Bütçenin neresinde bu turizm meselesi’? Sanayi ve üretimin çok yüksek olmadığı Yunanistan, Fas, Portekiz’de %18-20 arasında, İspanya’da %15 , İtalya’da %13, Türkiye’de %12 lik bir katkısı var turizmin. Sanayi devi Almanya bile turizmden nemalanıyor. Milli gelirdeki payı %10 civarında.
Turizm uzmanları harıl harıl gelişmekte olan bu sektörün geleceğini planlıyorlar. Olağan ve olağanüstü durumlar göz önüne alınarak 2030 yılındaki olası mümkün en net resmi oluşturmaya çalışıyorlar. Bu çalışmaya göre Dünyadaki turist sayısı her yıl 50 milyon artıyor. O zaman 2030 yılını hesaplamak çok kolay, 12 yılı 50 milyonla çarpalım: demek 600 milyon ilave gelecek ve 2030 yılında 1 milyar 800.000 turist vızır vızır Dünyayı gezecek… Ve her dört kişiden biri Turist olacak.
Bu Gezenler kim?
Yarısını 5 ülke oluşturuyor; Çin, Amerika, Almanya, İngiltere ve Fransa. Günün birinde Türk turistler de burada yer alırlar mı bilinmez, ama bu ülkelerin çoğu nüfusu kadar turist gönderiyorlar. Yani biz 70-80 milyon turist gönderdiğimizde belki Outbound turizminin önemli bir kısmını oluşturacağız.
Nereye gidiyorlar?
Gezenlerin %50 si Avrupa’ya, %25 i Asya’ya, %15 Afrika’ya gidiyor. En çok da Fransa, Amerika, İspanya, Çin ve İtalya’ya gidiyorlar. İşte burada durumumuz daha parlak, zira şu an 10. Sıradayız. Sağlıklı ve kalıcı büyümelerle gelecek yıllarda önümüzdeki rakiplerin bazılarını rahatlıkla geçeriz, Tayland, Meksika, Almanya, İngiltere ile sadece burun farkımız var. Borç verdiğimiz turistler geri gelecekler…
Ya gelirler?
‘Turistler geldi ama cep-cepken boş’ serzenişi yıllardır kafaları kurcalar. O yüzden bir yandan turist sayısı artarken, bir yandan da kazancı artırmanın yollarına bakmak lazım. Orta sınıf turist gittikçe daha az para ile daha çok tatil yapmanın peşinde. Bir çoğu 2 Yaz, 1 Kış olmak üzere yılda en az 3 tatil planlıyor. Ortalama tatil bütçesi dünya genelinde 990 $
Üst ve zengin kesim ise kalabalık yerlere değil, sakinliğe sessizliğe yelken açmış durumda.
En çok harcama haliyle Amerika, Doğu Asya gibi uzak destinasyonlara yapılıyor. Avrupa içindeki ortalama bütçe 725 $ civarında. Biz hâlihazırda olması gerekenin 100 $ altındayız.
Türkiye, Dünya turizm hareketinin %3 ünü karşılıyor. Antalya % 1 civarında. Son 5 yılda yaşanan birçok olumsuzluğa rağmen 50 milyon turistin Antalya’ya gelerek ortalama 10 gün kaldığını kesinlikle yabana atmamak lazım.
Ne yapmak gerekiyor?
Her şey değiştiği gibi dünyadaki turizm anlayışı da değişiyor. Yapılması gereken tek şey, bu değişimi iyi takip edip, gerekenleri hayata geçirmek.
Eskiden turizmde ‘Deniz-Güneş-Kum vardı, şimdi ‘Güvenlik-Sempati-Sosyal Medya var’ diyor Studiosus’un sahibi Peter Mario Kubsch.