Tatilciler artık Akdeniz ve Ege kıyıları yerine Karadeniz’i, Yaz mevsimi yerine de Kış aylarını tercih ediyor!
Covid 19 sonrası büyük şehirlerden küçük şehirlere özellikle tatil beldelerine ve Ege ile Antalya’ya başlayan göç dikkatleri çekmekte. Neredeyse bazı tatil şehirlerinin nüfusları 3 katına çıkmış durumda. Pandemi öncesi gayrimenkul değerlemesi yapıldığında ise gayet makul olan konut ve arsa fiyatları şu an 2019’a göre 3 katı kadar artış gösterdi. Bunun sebebi yoğun göç olmasıyla talep gören konutlar tabiki.
Elbette herkes havası güzel, daha az insanın olduğu yerlerde yaşamak ister. Ancak nüfusu az olan tatil yöreleri artık büyük şehirler gibi yoğun trafiğe hakim ve kalabalık! Alt yapıları ise artan nüfusları kaldırmakta zorlanıyor.
Peki Covid 19 sonrası Türkiye’de Turizmi etkileyecek başka neler oluyor?
1-KÜRESEL ISINMA
Ne yazık ki ilk sırayı küresel ısınma alıyor. Akdeniz ve Ege sahilleri normalin üstünde sıcaklıklar gösteriyor. Marmara ise mevsime göre daha serin geçiriyor. Bilim uzmanlarının açıklamalarına göre küresel ısınma her yıl daha artıyor. Bunu göz önünde bulundurursak Türkiye’nin ekvatora yakın Akdeniz ve Ege kıyılarında sıcaklıkların giderek daha da artacağı anlamına geliyor.
Kıbrıs yaz tatilleri için çok tercih edilir bir tatil beldesi değildir, çünkü hava sıcaklıkları 60 derecelere gelmektedir. İnsanlar gündüzleri sıcaktan dışarı çıkamamaktadırlar. O yüzden Türkiye’de yaz sezonu biterken Kıbrıs’ta tatil sezonu yeni başlamaktadır çünkü sıcaklıklar normale dönmekte, Akdeniz ve Ege’de ise hava soğumaktadır.
Şimdi Akdeniz ve Ege kıyılarında küresel ısınmadan dolayı Kıbrıs gibi sıcaklık artışı gösterirse ne olur? Yaz tatili için çok uygun bir seçenek olmaktan çıkarlar. Bu bölgelere yazın değil de yaz sonu ya da ilkbaharda gidilmelere başlanır.
2- HİNT OKYANUSU’NDAN AKDENİZ VE EGEYE GELEN TEHLİKELİ CANLILAR
Ne yazık ki bir süredir turizm yörelerinde denizde bulunan tehlikeli türlerden olan Balon Balığı ve Kaya Balığı haberleri dikkatleri çekmekte. Antalya’da bir çocuğun parmağını koparan Balon Balığı haberinden sonra balıkçı ağlarını kesen, bir tekneyi kemirerek su almasına sebep olan, yüzülebilir yerlerde de ortaya çıkan balon ve iğnesi batınca zehirleyen Kaya Balıkları!
Hint Okyanusu’nda yaşayan ve küresel ısınma ile okyanustan Akdeniz ve Ege sahillerini saran tehlikeli türlerde turizm için tehlike arz ediyorlar. Eğer önlem alınmazsa bu yörelerde daha çok havuz ihtiyacı duyulabilir.
3-DENİZ SALYASI
Marmara’yı etkisi altına alan ve temizlenmesi uzun süreceği söylenen musilaj ne yazık ki Marmara’da yer alan tatil beldelerini kötü etkiledi. Denizi cam gibi olan Bozcaada’dan alın o güzelim Ayvalık’tan Bursa’ya, kısacası Marmara’da denize girmeyi yasak hale getiren deniz salyası tatilcileri buralardan soğutmakta ve işletmecileri zor duruma sokmakta.
Peki bu üç faktör sonucu ne olur?
Bana göre doğa turizmi gelecek yıllarda daha da artar. Eğer virüsler de söylentilere göre bitmez farklı versiyonları olursa kimse kalabalık yerlere gitmek istemez.
TURİZMİN GELECEĞİ YÖNÜNÜ KARADENİZ’E ÇEVİREBİLİR.
Karavan ile konaklamalar, bungalow konaklamalar, kamp alanları gibi doğa turizmi ön plana çıkabilir. İğneada sahilinden alın Hopa’ya kadar Karadeniz sahilleri ve ormanları çok değerlenebilir. Bunları yazarken özellikle İstanbul’a 2 saatlik mesafede yer alan Kırklareli ve İğneada üzerinde yaptığım araştırmalar sonucunda bu öngörüleri paylaşıyorum.
TURİZM CENNETİ TÜRKİYE’de Turizme ivme katacak yeni yatırımlar olacak gibi…