Son günlerde hepimizin malumu olduğu üzere döviz artışında yaşanan dalgalanmalar ve enflasyonist baskı gündemin ilk sıralarında yer alıyor. Tüm sektörleri etkisi altına alan bu durumun turizme olan etkisi ne olacak?

Son günlerde hepimizin malumu olduğu üzere döviz artışında yaşanan dalgalanmalar ve enflasyonist baskı gündemin ilk sıralarında yer alıyor. Tüm sektörleri etkisi altına alan bu durumun turizme olan etkisi ne olacak? Malum 2002 senesinden bu zamana kadar dolar kurunu inceleyecek olursak; 1.50 TL olan dolar şuan 9.51 TL seviyelerinde seyrediyor. Yurtdışından gelen turistlerin alım güçlerinin artmasıyla birlikte talep açısından Türkiye bir cazibe noktası haline gelebilir. Mutlaka bunun talep arttırıcı bir noktası olacaktır fakat iç turizm için bunu söylemek çok mümkün olmayacak gibi görünüyor. Yurtdışında ucuz bir destinasyon olarak konumlanan Türkiye iç turist kitlesi için ise oldukça pahalı bir hale geldi. Özellikle Dolar ve Euro’nun artmasıyla birlikte iç pazarda seyahatlerini gerçekleştirmek isteyen turist kitlesi bu faaliyetlerini ya erteleme, ya kaldığı gün sayısını azaltma ya da konaklamalarını iptal etme yoluna gideceklerdir. Buda ister istemez iç pazarda talepleri azaltacak doluluk oranlarını etkileyecek ve gelirleri aynı oranda azaltacaktır.

Örneğin konaklama yapılacak olan bir otelin fiyatının 100 $ dolar olduğu varsayımından yola çıkacak olursak 2002 senesinde bir turist 150 TL karşılığında konaklama yapabilirken 2021 senesinde bu rakam 950 TL seviyesine çıkmıştır. Bunun yanı sıra dövizde yaşanan hızlı artış ile birlikte otellerin maliyetleri ciddi oranlarda artış göstermiştir. Bu maliyetlerin ilk sırasında yiyecek içecek ve enerji maliyetleri gelmektedir. Gıda fiyatlarına enflasyonla doğru orantılı olarak gelen zamlarla birlikte maliyetler artmakta, karlılık oranları ise daha düşük bir hale gelmektedir. Bunun yanı sıra doğalgaz ve elektriğe gelen zamlarla birlikte konaklama tesisleri ciddi tutarlarda maliyetlerle karşılaşmaktalar. Temizlik malzemelerine ve kimyasallara gelen zamlarda yine bu maliyetleri arttırmaktadır. Teknik bir sorunla karşılaşılan durumlarda ise alınan malzeme fiyatlarının zamlandığına eminim birçok otelci arkadaşım katılacaktır. Bunların yanı sıra personel maaşlarının maalesef enflasyon oranında korunmadığını belirtebiliriz. Bu durum sektörde kalifiye personel sorununu ortaya çıkarmaktadır. Düşük maaşla çalışmak istemeyen turizm profesyonelleri bu durumda başka sektörlerde çalışma yoluna gitmişler ve bu sebepten ötürü kalifiye personel bulma konusunda sıkıntılarla karşılaşılmıştır.

Bir diğer olumsuz durum ise turizm yatırımcıları açısından yaşanmaktadır. Yatırım yapmak isteyen yatırımcılar açısından arsa bedellerinin rayiç bedellerinde yaşanan artış, inşaat malzemelerinde yaşanan artış (demir,beton fiyatları vb.), alınacak demirbaş fiyatlarında yaşanan artışlar olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Bu faktörler yatırımın geri dönüş süresini ister istemez uzatmakta dolayısıyla yatırımcı açısından yatırım kararını gözden geçirmesine sebep olmaktadır. Buda ülke ekonomi açısından, istihdam, döviz girdisi elde etme gibi ekonomik konularda yatırımları olumsuz etkileyebilmektedir. Yatırım açısından bir değerlendirme yapacak olursak yurtdışındaki yatırımcılar için bir fırsat doğurmakla birlikte yurt içerisinde yer alan yatırımcılar açısından yatırımları zorlaştırmaktadır. Ayrıca operasyonda kullanılan ERP sistemleri ve otomasyonların kurulum, bakım ve onarım bedellerinin tamamı döviz olarak hesaplanmakta ve yıllık olarak fiyat artışları dolar olarak yapılmaktadır. Buda operasyonel maliyetleri arttırmakta ve karlılık oranlarını azaltmaktadır.

Görüleceği üzere ekonomik yaşanan dalgalanmalar ve döviz artışı konuları, bütün sektörlere etkisi olduğu gibi turizme de etkisi oldukça fazladır. Turizmin gelişmesi ve yatırımların artması açısından stabil piyasa şartları, güven veren ekonomi, sürdürülebilir kalkınma, hukuksal reformlar büyük önem arz etmektedir. Turizmin daha ileri seviyelere taşınabilmesi için en kısa sürede bu konularda yol kat etmemiz gerekmektedir.  En kısa sürede yeni yazılarda görüşmek dileğiyle, keyifli okumalar dileğiyle,

Saygı ve sevgilerimle.

OTEL İŞLETMELERİNDE PROBLEM ÇÖZMENİN YOLLARI / ORKUN AVKAN
Paylaşmak Güzeldir
Hakan ARSLAN
Sakarya Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümünde lisans eğitimini ve yine aynı üniversitede Üretim Yönetimi Pazarlama Yüksek Lisansı, Turizm İşletmeciliği Doktora programlarını tamamladı. Sektöre The Marmara Taksim'de (? Yıl) satış departmanında başlayarak sırasıyla 2011-2016 seneleri arasında Sheraton Çeşme, Jasmine Court Kıbrıs, Radisson Blu Pera ve Wyndham Grand Levent gibi zincir otellerde Satış Pazarlama departmanında yöneticilik pozisyonda görevler yaptı. Sırasıyla Renaissance Istanbul Polat Bosphorus, Hilton Bakırköy ve Strada Tour seyahat acentasında Satış Pazarlama Direktörlüğü görevlerinde bulundu. 2018-2020 seneleri arasında Nişantaşı Üniversitesi Mutfak Sanatları Bölümünde Öğretim görevlisi olarak akademisyenlik yaptı. Son olarak 2020 senesinin başında kendi kurmuş olduğu HZM Turizm Otelcilik ve Danışmanlık firmasında Yönetim Kurulu Başkanlığının yanı sıra Sheraton Bishkek otelinde İş Geliştirme Direktörlüğü görevini sürdürüyor.

CEVAP BIRAKIN

You must be logged in to post a comment.