Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, Turizm Sektörünün geride bıraktığımız 2021 yılını değerlendirdi. Turizm sektörü salgından en olumsuz etkilenen sektör olarak 2021 yılında, süreçten çok dersler alıp olumsuzluklara karşı mücadele yöntemlerini de geliştirdiğine dikkat çeken Eresin, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın tanıtım ve farkındalık yaratma çalışmalarının neticesi olarak 2021 yılının ikinci yarısı itibariyle harekete geçen olumlu talebin geleceğe yönelik umut verdiğini söyledi.
2021 YILI NASIL GEÇTİ?
“2020 yılının ardından, bütün dünyayı küresel ölçekte etkileyen pandeminin gölgesinde geçen bir yılı daha geride bıraktık.
Turizm sektörü salgından en olumsuz etkilenen sektör olarak bu süreçten çok dersler alıp olumsuzluklara karşı mücadele yöntemlerini de geliştirdi. 2020 yılında Türkiye’de ve dünyada turizm açısından tarihin en kötü dönemi yaşanırken, daha önce birçok krizden tecrübesi olan sektörümüz çok da fazla şikayet veya yakınmada bulunmadan kolları sıvayıp sektör kuruluşlarının değişen sürece uyum sağlaması ve yönetmesine yönelik kamu-özel sektör birlikteliğinde hayata geçirdiğimiz ‘Güvenli Turizm Sertifikası’, sektör kuruluşlarımızın bireysel çabalarının yanında Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın tanıtım ve farkındalık yaratma çalışmalarının neticesi olarak, 2021 yılının ikinci yarısı itibariyle harekete geçen olumlu talebin geleceğe yönelik umut verdiğini söyleyebiliriz. Bunun yanında, turizm sektörü çalışanlarının aşılanan ilk grup içerisinde yer alması ve Türkiye’nin yeterli orandaki sağlık ve hastane altyapısı diğer ülkeler karşısında önemli bir rekabet avantajı olarak karşımıza çıkmıştır.
Yurtdışında, başta Avrupa pazarları olmak üzere birçok ülke pandemiye bağlı olarak dönem dönem kapalı kaldı. Birçok yeni uygulama misafirlerin seyahat taleplerini ertelemesine yol açtı. İngiltere’nin Türkiye’yi ‘Kırmızı Liste’den çıkarmasının hemen akabinde çok hızlı şekilde talep yönünde artış kaydedilmesi, gerek Türkiye’nin tüketici tercihlerindeki sağlam konumunu gerekse kısıtlamaların kaldırılması ile talebin süratle ortaya çıkabileceğinin çok önemli bir göstergesi oldu.
Türkiye’nin gerekli önlemleri alarak Rusya, Ukrayna, Balkanlar ve Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere bütün dünya ile sınırlarını açık tutmasının olumlu sonuçlarını tüm sektör olarak yaşadık.
Yakın vadede Latin Amerika, Japonya ve Asya Pasifik ülkelerinin seyahat etmeye başlamasıyla şehir otellerinin önemli oranda taleple karşılaşmasını bekliyoruz.
2021 yılı sonunda Kültür ve Turizm Bakanlığı öngörülerine paralel olarak yaklaşık 30 milyon ziyaretçi, 24 milyar dolar turizm geliri elde edilmesini bekliyoruz. Turizmde zirve olarak yaşadığımız 2019 yılı verilerine henüz ulaşamadık ancak sevindirici bir gelişme olarak 2019 yılındaki ivmeye yaklaştığımızı söyleyebiliriz.
AŞILAMA 2022 İÇİN GÜVEN VERİYOR
Pandemi veya mutasyon yüzünden yeniden kapanmalar ve kısıtlamaların olmaması halinde 2022 yılının ikinci yarısında 2019 yılı verilerine ulaşmayı hedefliyoruz.
Bütün dünya artık Covid ile yaşamayı öğrendi. Salgının ilk dönemlerinde yaşanan kısıtlamalar, sağlık, ekonomik ve sosyal etkileşimleri dikkate alınarak büyük ölçekte kaldırıldı. Aşılamanın toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılması artık dünyada ortak hedef. Aşılama oranlarındaki artış insanlara yeniden seyahat planları yapmak konusunda güven ve motivasyon veriyor.
Türkiye’ye olan talebi de gördüğümüz için 2022’nin ikinci yarısından itibaren olumlu bir beklenti içindeyiz. Turizmde çift haneli büyüme hedeflerimiz devam ediyor. Uluslararası düzeyde 2022 yılına talep alıyoruz. 2022 yılının başarılı bir yıl olmasının önünde; döviz kurlarında ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar, pandeminin yeniden ortaya çıkan varyantlarının etkisinin azalması gibi konular önem taşımaktadır. Mevcut koşulların İYİLEŞEREK devam etmesi durumunda 2022 yılında 2019’u yakalayabiliriz, 2023 yılında da turizmde yine rekor sayılara ulaşabiliriz.
DOLULUKLAR GELİRLERE YANSIMADI
Otellerimizin hemen hemen hepsi 2020 yılından ve 2021 yılının ilk yarısından farklı olarak açık. 2021 yılında ortalama doluluklar yılın son 2-3 ayında yüzde 60-70’lere yükselse de yıl genelinde Türkiye’de ortalama yüzde 52, İstanbul’da yüzde 54’te kaldı. Ortalama oda gelirleri ise Türkiye genelinde 42 Euro, İstanbul’da 49.6 Euro oldu. Geldiğimiz noktada biz konaklama sektöründe 2020 verilerini tamamen yok saymak durumundayız zaten ve o nedenle karşılaştırmaları yaparken, 2021 yılını 2020 yılıyla değil, 2019 yılıyla kıyaslama yapmak daha uygun olacaktır. 2019 yılında Türkiye genelinde ortalama doluluklar yüzde 68, İstanbul’da yüzde 74 olmuştu, 2019 yılında oda başı gelirler ise Türkiye genelinde 52 Euro, İstanbul’da 66 Euro olarak gerçekleşmişti. Yani Türkiye ortalamasında 2019 yılına göre hâlâ doluluklarda yüzde 25, oda başı gelirlerde ise yüzde 20 civarında gerideyiz maalesef.
FUARLARDAN OLUMLU SİNYALLER
Avrupa’da yeniden fiziki olarak başlayan fuarlardan olumlu sinyaller alıyoruz. Fiziki olarak gerçekleştirilen WTM Londra, IBTM Barselona, ILTM Cannes ve Madrid FITUR fuarlarında İstanbul, Antalya, Muğla, Kapadokya ve İzmir başta olmak üzere Türkiye’nin tüm destinasyonları öne çıkıyordu. Tatil, kültür, sağlık ve lüks turizm talebinin 2019 yılı seviyesine ulaşacağını öngörüyoruz. Pandemi sürecinde seyahat edemeyen özellikle ABD, Avrupa gibi gelişmiş ülke vatandaşlarının harcayamadıkları tasarruflarının varlığı tatil ve seyahat iştahını hızla artırıyor, bu duruma tek engel ise pandemi.
Son olarak katıldığımız Madrid FITUR Turizm Fuarı’nda beklentimizin çok üzerinde yoğunlukla karşılaştık. Bu fuarın olumlu sonuçlarını yılın ikinci yarısında almayı umut ediyoruz. İspanya ve Latin Amerika’dan turist girişlerimizin geçmiş yıllarda olduğu gibi farkedilir şekilde artmasını umuyoruz. Tabii bu söylediklerimiz şartların daha kötüye gitmeden en azından günümüzle aynı şekilde devam etmesi halinde geçerli.
Yılın ikinci yarısı itibariyle umudumuz; aşılama oranın artmasıyla birlikte etkisini kaybetmeye başlayan pandeminin etkisiyle seyahat eden turist sayılarının artan ivmeyle hareketlenmesi ve sektörümüzün rahat bir nefes alacağı yoğunluk ve hedeflenen ortalama oda fiyatlarına erişmesi yönündedir.
KÜLTÜR TURİZMİNDE ATAK
Diğer yönden, pandemi süreci, Türkiye’nin başta İstanbul ve Ankara olmak üzere kültür ve sanat altyapısını geliştirdiği bir dönem olarak tarih sayfalarında yerini alacaktır. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Binası, Atatürk Kültür Merkezi (AKM), Atlas Sineması, Galata Kulesi, Beyoğlu Kültür Rotası ve adını sayamadığımız birçok eser, festival ve projenin önümüzdeki dönemde turizmin çeşitlendirilmesine önemli katkılar sunmasını bekliyoruz.
Galataport’un hizmete açılması ile kruvaziyer turizminde İstanbul ve Türkiye’nin yakın geçmişteki parlak günlerine kavuşması artık çok uzağımızda değil.
2022 yılında kültür, gastronomi, MICE ve sağlık turizminin ürün çeşitliliği ve talepte olumlu etkisinin hissedilmeye başlayacağını umuyoruz.”
OTEL İŞLETMELERİNDE PROBLEM ÇÖZMENİN YOLLARI / ORKUN AVKAN