ATİS Fuarcılık tarafından 2016 yılından bu yana 4 kez düzenlenen, 2020 ve 2021 yılında küresel salgın nedeniyle ara verilen Turizm sektör temsilcilerinin en önemli buluşma noktası TRAVELEXPO ANKARA FUARI, iki yıl aranın ardından yeniden kapılarını açtı. ATO Congresium Fuar ve Kongre Merkezi’nde; Atrium, Truva, Zelve hollerinde, turizmcileri 2 yıllık aranın ardından yeniden bir araya getiren bu önemli organizasyon, yoğun ilgiyle karşılandı. Ticaret Bakanlığı desteği ve Türkiye Sağlık Turizmi Konseyi’nin koordinasyonunda düzenlenen fuarda, 15’in üzerinde ülkeden gelecek 50 sektör profesyoneli ile B2B görüşmeler yapılabiliyor. Bu önemli turizm organizasyonunu 2016 yılından bu yana hayata geçiren, Fuar denince ilk akla gelen kurumların başında yer alan ATİS Fuarcılık’ın Yönetim Kurulu Başkanı Bilgin Aygül, turizm sektörünün sesi Hotel Gazetesi’ne A’dan Z’ye TravelExpo Ankara’yı anlattı.
• Bilgin Bey okuyucularımız için sizi tanıyabilir miyiz?
Bendeniz Bilgin Aygül, 1981 yılından beri turizmi geliştirme faaliyetlerinde çalışan o konuda şirketleri olan bir insanım. Daha önce Forum Fuarcılık şirketinin sahibiydim. Forum Fuarcılık’ta 40 ülkede, binin üzerinde fuarı gerçekleştirdik. Özellikle Ortadoğu, Kuzey Afrika ülkelerinde komşu ve çevre ülkelerde Rusya, Çin’de olmak üzere çok farklı sektörlerde, çok farklı ülkelerde Türkiye milli katılım organizasyonları, Solo fuarlar, ticaret heyetleri organize ettik. Aynı zamanda bir iş turizmi olan organizasyonları, fuarlarımızda paralı olarak gerçekleştirdik. Yaklaşık herhalde yirmi-otuz bin kişiyi de bu tür iş toplantılarına, fuarlara seyahat acentelerimiz vasıtasıyla da getirdik. Şimdi sahibi olduğumuz, 2013 yılında Forum Fuarcılık’a devrettikten sonra, yeni kurduğumuz şirkette de bu sene beşincisini yaptığımız turizm fuarını gerçekleştiriyoruz. Farklı sektörlerde, gene farklı ülkelerde fuarlarımız var.
FUAR KONUSUNDA UZMAN BİR KURULUŞUZ
• Atis Fuarcılık A.Ş.’nin kuruluş amacı ve faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?
Atis Fuarcılık, özellikle turizm fuarları konusunda, sanat fuarları konusunda uzmanlaşmış bir şirket. Zor bir dönem yaşıyoruz ama bütün bu zorluklara rağmen direnmek zorundayız. Çünkü sürdürülebilir fuarcılık ancak başarıyı getirebilir. Ama bu anlamda zor bir süreçten geçiyoruz. Turizm fuarında zorlandığımızı ifade etmek isterim ama sanat fuarları Pandemiye rağmen üç senedir son derece başarılı bir şekilde devam ediyor. Zaten turizm fuarının hemen ertesi hafta da Artı Ankara sekizinci kez kapılarını açıyor. Evet, orada da gene yüzün üzerinde yurt dışından sanatçı yer alacak. Yani orası da turizmin önemli etkenlerinden bir tanesi. Kültürel bir hareketlilik sağlıyor, tabii o hareketlilik de turizme yol açıyor.
ZİYARETÇİLERİN FUARA İLGİSİ ARTIYOR
• Pandeminin başlamasıyla fuarlara ara vermek zorunda kaldık. Turizm sektörü pandemiden en çok etkilenen sektörlerden biri oldu. Bu zor süreçte, 5. Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı Ankara Travel Expo’yu düzenliyorsunuz. Duygu ve düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Geçen yıl pandemiden dolayı ertelemek zorunda kaldık. Fuarımızı esasında Kasım ayında yapmamız gerekiyordu. Ama iki bin yirmi üçten itibaren tekrar Kasım ayına döndüreceğiz fuarımızı. Pandemi tüm sektörlere olduğu gibi özellikle turizm sektörünü de çok etkiledi. Ama son dönemlerde bir açılma söz konusu. Her ne kadar uluslararası turizm fuarlarından halen iptal edilenler olsa da, en son mesela İran’da gerçekleştirdiğimiz turizm fuarına Türkiye olarak milli katılımı gerçekleştirdik. İran’daki fuar da küçülmesine ve geçen yıl yalnız ulusal çapta düzenlenmesine rağmen, bu sene uluslararası arenaya çıktı. Fuara oldukça yoğun bir ilgi vardı. Biz de aynı şekilde Türkiye’de de turizm sektörün yeniden ayağa kalkacağını, tabii ki bizim fuarcılık sektörünün de ayağa kalkacağını düşünüyorum. Çünkü görünen o ki katılım giderek artıyor. Ziyaretçilerin de ilgisi daha fazla oluyor. Aşılanmış oldukları için insanlar daha rahat fuarlara katılabiliyorlar.
NE GİBİ YENİLİKLER VAR?
• 5. Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı Travel Expo Ankara’da sektör profesyonellerini ve ziyaretçileri neler bekliyor?
5. Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı Ankara Travel Expo’ya katılan on altı ilçe var. İlçeler kendilerini tanıtacaklar. Hem ülkemizden hem yurt dışından kırka yakın farklı destinasyon var. Onun dışında sağlık sektörü var. Sağlık üniversitelerinden, sektörel hastanelere kadar sağlık sektörünün farklı bileşenleri var. Yurt dışından gelenler, hem beauty organizasyonlarına katılacaklar, hem de ülkemizin sağlık sektörünü daha yakından izleme şansına sahip olacaklar.
HIZLI TREN ANKARA’NIN GÜCÜNÜ GİDEREK ARTTIRIYOR
Ankara önemli bir turizm potansiyelini barındırıyor. Hızlı trenlerle, Eskişehir’den doğuyu, güneydoğuyu, kuzeyi, batıyı birbirine bağladı. Ankara’da hızlı tren oldukça etkili oldu. Dolayısıyla önemli bir turizm hareketi oldu. Hem turist çekmekte, hem de turist göndermekte, önemli bir yer haline geldi. Belki nüfusu İstanbul’un üçte biri ama böyle baktığınız zaman hızlı trenlerle Ankara’ya çok kısa zamanda bir saatte, bir buçuk saatte ulaşan altı yedi tane il oldu. Onlarla birlikte Ankara’yı değerlendirmek lazım. Bugün Konya da kendi taşıdığı potansiyeli Ankara’yla paylaşabiliyor. Aynı şekilde Çorum olsun, Eskişehir olsun, şimdi Sivas’la hızlı tren bağlantısı var. Bu illerle de organik bağını güçlendiriyor ve bu da turizm anlamında Ankara’nın gücünü giderek arttırıyor. Ama bizim fuarımızın esas amacı iki sektörde, özellikle kültür turizmi ve sağlık turizmi sektöründe uzmanlaşmak. Çünkü komşu ve çevre ülkelerimizde ciddi bir kültür turizm. Özellikle İran, bu sene kardeş ülkemiz olan İran önemli bir turizm kültür turizmine ülkesi. Onlar katılıyorlar. Hem kendi bölgelerini tanıtacaklar, hem de sağlık turizmi konusunda da Türkiye’yle iş birliği yapmaya çalışacaklar. Tur operatörleri var. Yaklaşık bu sene hem Türkiye’den hem Türkiye dışından elliye yakın tur operatörü var. Onlar da hem buradan yurt dışına, yurt dışından Türkiye’ye turist getirmek için hem nihai tüketiciyle hem de acentelerle, otellerle iş birliği yapmanın yollarını arayacaklar.
ULUSLARARASI TAKVİMLERDE ARANAN BİR FUAR OLABİLİRİZ
Ankara Turizm ve Seyahat Fuarının sektöre ne gibi katkısı olacak?
Biz komşu ve çevre ülkelerin biraz farklı ihtisaslaşmış bir kültür ve sağlık turizmi fuarını yaparak, hem Ankara’nın bu konudaki potansiyelini geliştirmek, hem de Ankara’da bu sektörün buluşmasını sağlamayı hedefliyoruz. Belki birkaç yıl içinde uluslararası takvimlerde aranan bir fuar haline gelebiliriz. Ama takdir edersiniz ki ne kadar güçlü acente, otel, sektörün bileşeni fuara katılırsa, fuar da o kadar güçlü olur. Yoksa siz fuarcı olarak kendi kendinize bunları bir yere getirme şansına sahip değilsiniz. Ankara’nın tabii bazı şanssızlıkları var. Direkt uçuş seferleri az. Ama büyük bir potansiyel Ankara. Kültürlü, eğitimli, turizm ihtiyacı hisseden ve tatillerini birkaç tatili, dışarda geçiren ortalamanın üzerinde bir kitle var Ankara’da. Dolasıyla bunu değerlendirmek açısından yabancı veya Ankara dışındaki otellerin tur operatörlerinin, bu sektöre ürün sağlayan yapıların, potansiyel olarak gördüğü bir fuar.
FUAR DEDİĞİN BEŞ DUYUYA HİTAP ETMELİ!
• Dijitalleşme hayatımızın her alanında kendini bu dönemde çok daha fazla göstermişken fuarların geleceği hakkında neler söylemek istersiniz?
Ben kırk yılı aşkın fuar hayatımda, dijital fuar olmayacağına inanan bir insanım. Çünkü zaten artık bir yere girdiğiniz zaman katalog görüyorsunuz binlerce insan, binlerce şirket hepsinin görüşme odaları var. Hepsinin ürünlerini tanıttığı yerler var. Ama bu bir fuar değil, bu bir tanıtım. Fuarın bir boyutu, fuar beş duyuya hitap ettiği için insanların çok farklı değerlerini aynı anda, aynı potada erittiği için ve o duyulara hitap ettiği için fuarın değeri her zaman kalır diye düşünüyorum. Önümüzdeki yıllarda, dijitalleşme tanıtım açısından, iletişim açısından çok büyük önem arz edecek. Belirli yapıların dijitalleşerek, fuarlarının kaybolduğunu göreceğiz. Ama “fuar” olarak özellikle uluslararası dünya fuarları kaybolma şansı yok denecek kadar az.
GÜVENLE KATILABİLİRSİNİZ
• Fuarda Covid-19 ile ilgili ne gibi önlemler aldınız?
Covid’le ilgili Sağlık Bakanlığı’nın, Odalar Birliği’nin koyduğu bütün kurallara uyarak, fuarı yapacağız. 2,5 yıldır onla birlikte gerçekleştiriyoruz. Bizim düzenlemiş olduğumuz Sanat fuarının 2. gününde pandemi ilan edildi. Fuarımızı kapatmadık. Çünkü son Pazar gününe kadar açıktı. O Pazar gününden sonra, fuarlar uzun süre iptal edildi. Açıldıktan sonra yine de fuarlarımıza, İstanbul’da, Ankara’da, yurtdışında önlemler alarak devam ettik. İnşallah gene kimsenin en ufak bir rahatsızlığı olmadan, bu fuarı da hayata geçiririz.
FUARCILIK ÖZEL SEKTÖRÜN İŞİDİR
Fuar gibi uluslararası bir organizasyonu düzenlemek oldukça zor olsa gerek. Bu konuda sizi Destekleyen kurumlar var mı? Devletin ve STK’lardan nasıl destek görüyorsunuz?
Fuarcılık esasen devlet eliyle yapılacak bir organizasyon değil. Özel sektör olmalı. Çünkü bir kurumun yaptığı fuar, yarın kurumun yönetiminin değişmesiyle farklılaşıyor. Ve özellikle derneklerin yaptığı fuarlarla Türkiye, özellikle İstanbul, dünyadan alacağı payı kaybetti. Çünkü dernekler kuruluyor, dernekler bölünüyor. Fuarcılık özel sektör işidir. Devletin bu işe daha sağlıklı yaklaşıp, bağımsız fuar şirketlerini yaratmasının anlamlı olacağını düşünüyorum. Çünkü bunu sağlayamazsak, büyük fuarlara, dünya fuarlarına erişme şansımız çok zor. Avrupa’da özellikle bu sektörde, Almanya sektörün amiral gemisidir. Fuarlar kalkınmanın da manevrasıdır. Ama her kentte farklı bir fuar yapılır. Almanya’da aynı fuar iki kentte yapılmaz. Asla yapılmaz. ITB Berlin’de yapılıyorsa, kış turizmi fuarı da Münih’te yapılabilir ama farklı bir sektörün alt bileşeninde yapılır, veya daha farklı bir sektörün fuarı yapılır. Bizde ise, her konuda aynı şekilde fuarlar kurularak, tüketiliyor ve değerleri düşüyor. Türkiye belirli sektörde bir beyaz eşyada, bir tekstilde, birçok yan sanayide, gıdada dünya markası fuarları yaratabilirdi. Oysa bu fuarlar dünya fuarları olmanın dışında, ulusal fuarlar olma yoluna doğru gidiyor. Yani uluslararası olmayı yakalayan fuarlarımız bile, bölündüğü zaman, dernek ayrıldığı zaman, ikinci fuar çıktığı zaman, o etkisini kaybediyor.
TÜRKİYE BİR FUAR MERKEZİ OLABİLİR, OLMALI!
Birkaç tane fuarımız iyi bir şekilde gidiyor. Umarım o dernekler bölünmez, o sektör parçalanmaz, dünya fuarlarını benim ülkemde, benim fuarcılarım yaratabilirler. Ama bu dernek işi devlet işi değil. Bu tamamen özel sektörün kendi imkanlarıyla, kendi birikimiyle, kendi hayalini yaşama geçirerek, büyütebileceği, uluslararası haline getirebileceği süreçler. Böyle iki paralel çizgiyle fuar olmaz. Yeni şeyler katmak olmadığı sürece, uluslararası fuarların batıdan bu tarafa doğru kayması zor görünüyor. Türkiye 90’lı yılların başında bunu yakaladı. 2000’li yıllarda vizelerin kolaylaştırılmasıyla da çok büyük bir şans elde edildi. Ama bir tarafta Dubai, bu işi toparladı. Bir tarafta Rusya, bir tarafta Çin. Biz maalesef bu gelişmenin içinde olamadık. Halbuki Türkiye Ortadoğu’nun, Afrika’nın, kuzeyin bir fuar merkezi olabilirdi. Hem iklim şartları, hem ülkenin keyifli vakit geçirebilecek, kolay ulaşılabilir imkanlarıyla, bir dünya fuar merkezi olma yolunda, çok büyük şansa sahipti. Ama maalesef iyi düzenlenemedi. Düzenleyice kuruluşlar farklı nedenlerle bu işi ciddiye almadı. Böylece de Türkiye bir fırsatı kaçırdı. En az Türkiye’nin 20 milyar dolarlık bir fuar pastasını koruyabileceğini düşünen bir insanım. Ama maalesef Türkiye’de; biraz devletin, sektörel yapıların bu işe daha sağlıklı yaklaşması ve bu iş birliğini güçlendirmesi lazım. Derneklerin yaptığı fuarlarla bir yere varmak kolay bir iş değil. Bu fuar şirketlerine destek olmak gerekiyor. Nasıl Almanya’da bunlar büyüdüyse, aynı şekilde, Türkiye’de de büyüyebilir. Bugün bakıyorsunuz bir İngiliz, bir Hollandalı, Amerika veya Rus şirketi, dünyanın en azından 30 ülkesinde fuar yapıyor. Ben kendi ülkemde niye bunu yapacak bir fuar şirketi çıkmıyor diye de üzülüyorum. Çok uzun süredir yurtdışında çalışan fuar firması sahibi olarak da, bunun olası olduğunu, ama imkanların o şekilde şekillenemediğini üzülürek müşade ediyorum.
Son olarak Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Ankara bizim gözümüzde komşu ve çevre ülkelerin, özellikle Ortadoğu’nun önemli bir Turizm fuarının yapılabileceği bir kent diye düşünüyorum. İstanbul’da yapılan fuara İran’ı bile almıyorlar. Ama benim ülkemin kendi kuralları, kendi hukuk sistemi var. Benim ambargo uygulamadığım bir ülke olarak fuarın benim ülkemde olan bir fuara alınmamasını da kınıyorum. Eski İran İş Konseyi Başkanı olarak da, bundan rahatsızlık duyuyorum. Çünkü nihayetinde komşuyuz, birbirimizin külüne ihtiyacımız var. Böyle bir yapıda da böyle fuarların güçlenmesi gerekiyor. Bütün komşu ve çevre ülkelerin, turizmin diğer sektörlerinde, kış turizminde, Türkiye kuzeyin fuar merkezi olabilir. Sektörün aktörlerinin hep birlikte, büyüyerek bir yere gelmesiyle daha anlamlı hale gelebilir.