Son yıllarda ülkemizin Türk Devletleriyle yakınlaşması sonucunda önce Türk Konseyi, ardından da Türk Devletleri Teşkilatı adını alan bir yapılanmaya gidildi. Aslında bu yapılanmaların da öncesinde Türksoy (Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı), TÜRKPA (Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi) gibi kuruluşlar teşkil edilmişti. Türksoy kültürel etkileşim, Türkpa ise Parlamentolar arası işbirliğinin geliştirilmesi görevlerini yerine getiriyordu.
Ancak Türk Dünyasında daha güçlü, etkin bir insan kaynağına sahip ve amaçlarını yerine getirmeye katkı sağlayabilecek bütçesi olan bir yapılanmanın varlığı büyük önem taşıyordu. Bu noktada Türk Devletleri olan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkiye’nin katılımlarıyla vizyoner bir kuruluş olan Türk Devletleri Teşkilatı hayata geçirildi. Bu kuruluşun Genel Sekreterliğini Kazakistan’dan Bağdat Amreyev Bey ile Genel Sekreter Yardımcılıklarını Ömer Kocaman Bey üstlendiler. Genel Merkezleri İstanbul’da yer alıyor.
Bu zamana kadar işbirliği anlamında çok sayıda stratejiyi hayata geçirdiler ve Türk Dünyasının geleceğini şekillendirecek verimli işler yapmaya devam ediyorlar. Geçtiğimiz günlerde bu yapıya Türkmenistan ve Hun Türkleri kökenli Macaristan da gözlemci üye olarak katılmaya başladı.
Türk Devletlerinin kendi aralarındaki işbirliklerini güçlendirmesi ve birlik statüsüne evrilmesi, dünyada ses getirecek bir güç haline gelmesini sağlayabilir. Gerek enerji koridoru, gerekse İpek Yolu gibi stratejik bölgeler bu yapının kontrolü içerisine girebilir. Güçlenen Doğu ve Sanayileşmiş Batı arasında yeni bir güç ve çelikten bir köprü olarak yerini alabilir; bu yapılarla daha etkili bir biçimde ilişkiler kurabilir.
Türk Dünyası ülkeleri arasında işbirliğinin güçlenmesi, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının ortak çalışmalar yapması ile halkların birbirini tanıyarak yakınlaşmasıyla mümkündür. Nasıl ki Avrupa Birliği bir daha Almanya’nın, Fransa’nın, İngiltere’nin ya da diğer Avrupa ülkelerinin birbirleriyle savaşmalarını önlemek ve aralarındaki ekonomik işbirliğini güçlendirmek için kurulduysa ve bunu sağlamak için halkları arasında seyahat hacimlerini arttırarak dostluklarını güçlendirdiyse; Türk Devletlerinin de bu yolu izlemesi yerinde olabilir. Ülkeler arasında turizmde daha fazla işbirliği yapılması ve ilgili ülkelerin halklarına söz konusu ülkelerde daha fazla tatil imkânlarının sunulması önemli. Bu sayede kültürel etkileşimin artması da mümkün hale gelebilir.
Türkiye Türk Dünyası Devletleri arasında ekonomik ve sosyo kültürel açıdan en büyük potansiyele sahip ülke. Bununla birlikte bu ülkeler hızla gelişmekte ve zenginleşmekte. Son yıllarda özellikle doğal kaynak gelirlerini doğru yatırımlara yönlendirmekte, altyapı ve üstyapı açısından güçlenmektedir. Zenginleşen halkların harcanabilir gelir seviyeleri de bu gelişmelere paralel olarak artmaktadır.
Türk Dünyası ülkelerinin ortak çalışmalarından elde edebilecekleri çok sayıda kazanım bulunmaktadır. Bölgenin yeni dünya düzeninde enerji merkezine ve bu merkezin dağıtım hattına dönüşüyor olması, elde edilebilecek kazanımları önemli hale getirmektedir. Söz konusu kazanım alanlarından bir tanesi de turizmdir. Geçmiş yıllarda Türk Devletleri Teşkilatı turizme yönelik bazı çalışmalar yürüttü. Ancak bu çalışmalar henüz tam anlamıyla beklenen seviyeye ulaşmadı. Ancak şunu söylemek de gerekiyor ki işbirliği yapılması gereken çok sayıda alan var ve tüm alanlarda işbirliği için biraz zamana ihtiyaç bulunuyor. İşte burada, turizm özelinde işbirliğini etkin bir biçimde hayata geçirecek yapıya duyulan ihtiyaç ortaya çıkıyor. Türk Devletleri arasında turizm işbirliği ve koordinasyonundan sorumlu bir yapının tez elden kurulması gerekiyor. Bu yapı için de elimizde üç seçenek bulunmakta. Bunlardan ilki Türk Devletleri Teşkilatı içerisinde turizmden sorumlu bir birim kurulması. İkincisi devletlerin yapacağı bir anlaşma kapsamında bağımsız bir kuruluş meydana getirilmesi. Son seçenek ise sivil toplum kuruluşu statüsünde yapılacak bir örgütlenmedir.
Bu seçenekler arasında, sivil toplum kuruluşu yapısının sürdürülebilir ve etkin olması zor görünüyor. İdeal olan yapı Türksoy benzeri bütçesi ve insan kaynağı olan, Türk Devletlerinin üyesi olduğu bir yapının hayata geçirilmesi. Bu yapı güçlü bir şekilde kurulursa, tüm ülkelerin hem turizmine hem de sosyo kültürel yapılarına önemli katkılar sağlayabilir. Türkiye de hızla zenginleşen bu ülkelerden daha fazla turist çekme ve turizm gelirlerini arttırma imkânına sahip olabilir.
Bu konuda geçtiğimiz yıl içerisinde Prof.Dr. Necmi Uyanık, Doç.Dr Fatih Türkmen, Arş Gör. Başak Özyurt ve Arş.Gör Ayşe Selin Dülger ile Türk Dünyasından ilgili Bakanlıkların, sektör kuruluşlarının ve akademisyenlerin temsilcileriyle yapılan görüşmelerle gerçekleştirdiğimiz araştırmada, bu tür bir yapının ivedilikle kurulması görüşü ortaya çıkmıştı. Bu araştırmada ortaya çıkan bazı temel sonuçlar şöyleydi.
Türk Dünyası Turizm Birliğinin kurulması ve bu yapının Türk devletlerinin turizm planlamalarına, tanıtımına ve Türk Dünyası turizminin uluslararası ölçekte pazarlanmasına katkı vermesi,
Yeni turistik destinasyonların Türk Dünyası Turizm Destinasyonları adı altında bir rota veya konsept halinde sunulması,
Türk Devletleri vatandaşlarının birbirleri arasındaki seyahatlerin kolaylaştırılması,
Uluslararası turizm hareketlerinin olumsuz etkilendiği kriz dönemlerinde Türk Devletleri arasında kurulacak olan bu işbirliği sayesinde turizm faaliyetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması,
Türk Devletleri arasında turizm sektörüne yönelik ortak mesleki, yaygın veya örgün eğitim programlarının uygulamalı ve teorik boyutta yapılandırılması, hem sektörde kalifiye personelin istihdam edilmesine hem de staj ya da öğrenci değişimlerine yönelik fırsatlar oluşturulması,
İnsan kaynaklarının daha etkin bir biçimde kullanılması,
Birliğe üye devletlerin ulusal paralarının dolaşımı, değişimi ve tanınırlığının yaygınlaştırılması,
Türk Dünyası Turizm Birliğinin, üstleneceği misyon sayesinde kültürel, çevresel ve ekonomik değerlerin gelecek nesillere aktarılmasına katkı sağlaması,
Kurulacak birliğin, Türk Dünyasında halkların birbirini tanıma ve farkındalıklarının artmasına katkı vermesi,
Türk Dünyası ortak turizm ve kültür arşivinin oluşturulması.
22-23 Ekim 2022 tarihleri arasında Türk Devletleri Teşkilatı ve Ahmet Yesevi Üniversitesi koordinasyonunda Kazakistan’ın Türkistan kentinde Türk Dünyası 2040 Vizyonu konulu bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıda da Türk Devletlerinin temsilcilerinin katılımlarıyla; Tarih, Uluslararası İlişkiler, Enerji, Ekonomi, Hukuk, Sağlık, Dil, Turizm ile Edebiyat ve Sanat alanlarında 9 farklı oturumda işbirlikleri ele alındı. Turizm alanında toplantıya benimle birlikte Kırgızistan’dan Kımbat Asanova, Özbekistan’dan İndira Rahmetova, Azerbaycan’dan Arzu Hüseyin ve Kazakistan’dan Galimcan Seilov katılım sağladılar. Elde edilen rapor Türk Devletleri Teşkilatına sunulacak ve Kasım ayı içerisinde Özbekistan’da gerçekleşecek Liderler Zirvesinde ele alınacak. Zirveden bu konuda somut sonuçlar çıkmasını temenni ediyor, bu çalışmanın turizm alanında ülkemizin güçlenmesine katkı sağlamasını diliyorum.
Saygılarımla…