Son yıllarda dünya turizmini ve turizm hareketlerini incelerken bütün dünyanın etkilendiği ve neredeyse turizm sektörünün durma noktasına geldiği pandemi öncesi ve pandemi sonrası olarak ikiye ayırmaktayız. Dünyada meydana gelen doğal afet, salgın, ekonomik kriz, siyasi kriz, ülkeler arası çatışma ve savaş gibi insanlığı etkileyen durumlardan ilk etkilenen ve en son düzelen sektör olan turizm çok hassas ve kırılgandır. Bunu bütün dünya nüfusu ve sektör çalışanları olarak iki yıl boyunca yaşadık.
Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) resmi verilerine göre dünya turizm hareketleri bakımından ve Türkiye turizmi için iyi geçen 2019 yılı sonrası olan hareketlilik 2019 yılına göre ciddi bir gerileme ve çöküş yaşadı. Özellikle pandeminin başladığı 2020 yılı tüm dünyada -72% gerileme daha sonrasında ise 2021 yılı -69% ve toparlanma sürecine girdiğimiz 2022 yılında ise -37% gerileme meydana geldi.
2022 Yılının ilk yarısı bütün dünyada tıkanan ekonomi mekanizmaları, dev şirket iflasları, sağlık sistemlerinin yetersizliği gibi sebeplerden dolayı ülkeler turizm faaliyetlerine hazırlanamadı. Özellikle Amerika ve Avrupa kıtalarında insan hakları örgütlerinin imza kampanyaları ve eylemleri,havayolu şirketlerinin iflasları,havayolu şirketleri çalışanlarının uzun süren grevleri ve iş koşullarının iyileştirilmesi talepleri, sağlık sistemlerinin yetersiz ve elverişsiz olması gibi durumlar meydana gelirken, bu ülkelere nazaran Türkiye bu durumu avantaja çevirerek ciddi çözümler üretti ve avantaj yakaladı. Bunların meyvesini 2022 yılının ikinci yarısında topladık ve çok iyi hatta rekor sayılabilecek turist sayıları ve kişi başına harcama oranı yakaladık. 2019 Yılına göre 2022 yılında otel fiyatlarımız ciddi sayılabilecek düzeyde artmasına rağmen rezervasyon sayılarımızda aynı şekilde artış gösterdi. Ortadoğu ülkeleri diğer ülkelere göre -17% oran ile en az gerileme ve hareket kaybı yaşayan ülkeler durumunda olurken, en çok tercih ettikleri ülke de Türkiye oldu. Uzun geceleme yapmaları ve harcama güçlerinin yüksek olması ülke ekonomisine ciddi katkılar sağladı. Hepimiz 2023 yılı için çok ciddi beklentiler içerisine girdik.
Tüm dünyada meydana gelen ve Türkiye’yi de etkileyen ekonomik krizler sonrası enflasyon oranları ciddi şekilde arttı. Bu artan fiyatlar sonrası otellerimiz ve turizm tesislerimizin giderleri 2019 yılının iki katına çıkmış durumda. Dolayısı ile bu durumu satış fiyatlarımıza yansıtmak zorunda kaldık. Bu durum ülke turizmi için ciddi bir risk içermektedir. Diğer bütün destinasyonların stabil hale gelmeleri ve 2022 yılının neredeyse tamamında turizm hareketlerine kapalı veya ciddi şekilde kısıtlı olan ülkeler 2023 yılı için tanıtım ve pazarlama faaliyetleri yürütmekte ve kampanyalar yapmaktadırlar. Dışarıdan bakıldığında ülkemiz pahalı destinasyonlar listesine girmiş durumdadır. Daha önceden döviz ile alışveriş yapan turistlerin alım güçleri yüksek olmasına karşın bu durum tersine dönmeye başlamış durumda ve döviz kuru arttıkça ürün fiyatları daha fazla artmaya başlamıştır ve önemli bir tercih sebebini de ortadan kaldırmak üzeredir.
2023 Yılında fiyat ve doluluk dengesini iyi bir şekilde yakalamalıyız. Dünya turizminde zor ve rekabet ile geçecek 2023 yılında pastadan payımıza düşen en büyük dilimi almamız gerektiğini düşünüyorum.