FİJET – Uluslararası Turizm Gazetecileri ve Yazarlari Derneği Aturjet üyesi ve Turizm Danışmanı Yeşim Sarıtaş Karadeniz ve memleketi Samsun’u değerlendirdi.
‘’Samsun ilimizin 12 ay sürdürülebilir turizmi için faaliyetlere başlanmalıdır.’’
Her tarafı farklı bir cennet olan ülkemizin her bölgesi farklı bir özelliğe sahip. Yerli ve yabancı turistin tercih ettiği yerler yıllardır Akdeniz ve Ege’dir. Pandemi sonrası da Akdeniz ve Eğe sahillerine yerleşik göç akını çoğaldı. Fakat Dünya’nın ekolojik dengesinin bozulması nedeniyle küresel ısınmanın ekvatora yakın yerlerde hissettirdiği sıcak hava dalgasının artışı ile bu bölgelerde yaşayanlar dahi yazın evlerini kiraya verip daha serin olan Karadeniz’i tercih eder oldular. Orman yangınlarının da küresel ısınmadan dolayı artmasıyla Ege ve Akdeniz’de ormanlarında zarar görmüş olması hem turizmi hem doğayı olumsuz etkiliyor.
Karadeniz iklim olarak yazları bu bölgelere göre daha serin oluyor. Ayrıca yine bu bölgelere göre yazın daha fazla yağmur alan bir bölgemiz. Toprağı verimli, havası güzel, yeşillik olarak zengin.
Küresel ısınmadan kaynaklı olarak Karadeniz’in daha da tercih edilebilir olacağı beklenmekte. Aslında Arap yatırımcıların ve Arapların neden Ege ve Akdeniz yerine Karadeniz’i tercih ettiğini düşünürsek cevabı çok kolay! Çok sıcak olan ülkelerinden dolayı Karadeniz’i seviyorlar. Sıcaklıkların Ege ve Akdeniz’de daha da artacak ve aylara yayılacak olduğunu düşünürsek, bu bölgede yaşayanların sadece yazın değil uzayan yaz aylarına istinaden Karadeniz’i tercih edeceklerini ortaya koyabiliriz. Buna bölgeler arasında bölgesel turizmde diyebiliriz.
Peki Turistik potansiyeli artacak olan Karadeniz için neler yapılmalı?
Pekala, havaalanı bulunan Trabzon, ulaşım kolaylığı nedeniyle de artık bir Arap şehri oldu. Araplar tarafından çok fazla yatırım yapıldı. Artık yatırım yeri kalmayan Trabzon dışına taşan Araplar, Samsun, Ordu, Kastamonu, Giresun .. gibi illerimize topluca gidip araştırmalara ve yeni yatırımlara başladılar bile.
Karadeniz’in sürdürülebilirliğini kaybetmemesi için koruyucu adımlar atılmalı ve turizmde stratejik planlamaları yapılmalı. Yoksa bu gidişle Karadeniz’de sermayesi olan Doğa’sını yitirecek.
Ege ve Akdeniz’deki gibi bungalov ya da tinny house ev projelerine her yerde izin verilmemeli.
Sürdürülebilirliğin kriterleri arasında en önemlisi doğaya zarar vermemek, doğayı korumaktır. Her yere tesis yapalım turistler akın akın gelsin demek değildir sürdürülebilirlik! Nitelikli turistin gelmesini sağlamak ve özüne sahip çıkarak çevresel, kültürel, ekonomik değerleri artırmaktır.
Samsun ilimizde havalimanı da olduğu için Karadeniz’de önemli illerimizdendir. Köylerden şehre, merkezi yerlere ulaşımı kolaydır. Ayrıca kültürel ve coğrafik doğa zenginlikleri açısından Samsun ilimiz, sağlık turizmi, doğa turizmi, tarım turizmi, gastronomi turizmi gibi konular için çok uygun bir destinasyondur. Turizme sadece deniz, kum ve güneş olarak bakmamak gerek. Bahsettiğim alanlarda yatırımlar yapılabilir ve Samsun genelinde turizm 12 aya yayılabilir. Trabzon gibi burayı da yabancı yatırımcılara bırakmak değil, ön plana çıkararak turizm potansiyelinden faydalanılarak turizmin kontrollü gelişmesi sağlanmalı ve toplum yararına çevrilmelidir. Halkın gelirine yerel olarak katkıda bulundurulmalıdır. Yöresel zenginliği ön plana çıkarılarak kültürel değerleri korunmalıdır. Bölgeye yapılacak kontrolsüz yerleşik göçün önüne şimdiden geçilmelidir.