18 Ocak’ta ilk Türk astronot Alper Gezeravcı, büyük bir heyecanla 610. kişi olarak uzaya gönderildi. Dünya yörüngesinde bulunan Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) gerçekleşen 14 günlük bu misyon, daha önce gerçekleştirilmemiş 13 bilimsel deney içermektedir.
Türkiye’nin son yıllardaki uzay keşfinde önemli bir adım olan bu seyahatin maliyeti 55 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. Bu seyahatle birlikte gözler uzay seyahatlerine çevrilmiştir ve insanlar daha fazla merak eder hale gelmiştir. Aslında uzun bir süredir askeri ve bilimsel seyahatler dışında uzaya ticari ve turistik seyahatler yapılmaktadır. Ciddi bir uçuş maliyetine katlandığımız, özellikle ilk Türk astronot olması sebebiyle bu seyahatte adını daha çok duyduğumuz ISS’ye bir göz atalım:
İnsan yapımı olup bilinen en pahalı şey olan Uluslar arası Uzay İstasyonu dünyanın çeverinde günde yaklaşık 15,5 tur atmaktadır. Ömrünü tamamlamak üzere olan istasyon 2030 yılına kadar okyanusa düşürülmeyi beklemektedir. Dünya yörüngesinde 400 km yükseklikte saatte 28 000 km hıza ulaşmaktadır. Şuana kadar birçok bilimsel deneyin yapılmasının yanında turistik seyahatlere de ev sahipliği yapmıştır. İlk uzay turisti Dennis Tito 2001 yılında ISS’ ye seyahat etmiştir.
Uzaya seyahat etmeyi isteme motivasyonlarından en önemli olanı ‘yerçekimsiz ortam’ deneyimi için 80 km yükseğe çıkmak gerekmektedir. ISS’ye yapılan turistik uzay seyahati dışında bu hizmeti sağlayan Blue Origin, Virgin Galactic gibi şirketler birkaç dakikalığına müşterilerine bu deneyimi sunmaktadır. Daha uzun sürelerle daha farklı deneyim sunan SpaceX, turistik seyahatler düzenleyen önemli şirketlerin başında gelmektedir.
Uzaya seyahat etmek oldukça pahalıdır. Dolayısıyla uzaya merakı olan insanlar uzay seyahatleriyle ilgili ucuz olan farklı etkinliklere katılmak istemektedirler. İnsanların bu talebini karşılamak üzere uzay limanlarından uzaya fırlatma gözlemi, çeşitli karasal uzay turizmi etkinlikleri, artırılmış gerçeklik araçlarıyla çeşitli etkinlikler düzenleyen çok farklı girişimler bulunmaktadır. Türkiye’nin uzaya seyahat etme dışında uzayla ilgili farklı etkinleri de desteklemesi ve içinde olması önemlidir. Uzay hukuku, uzay sigortacılığı, uzay seyahati güvenliği, uzay yolcularının sağlığı, uzay seyahati eğitimleri, uzay seyahatlerinin çevresel etkileri, uzay gastronomisi gibi konularda çalışmalar yapması ülkemiz açısından önemli fırsatlar yaratacaktır.
Türkiye açısından uzayla ilgili bir diğer önemli gelişme ise 2026 yılında düzenlenecek Uluslar arası Uzay Kongresi’nin Türkiye’de düzenlenecek olmasıdır. Bu kongreye, Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü (CERN), Roskosmos gibi dünyanın uzay alanındaki en büyük kurumları ve şirketlerinin üyesi olduğu IAF (Uluslar arası Uzay Federasyonu) katılacaktır. Dolayısıyla bütün gözler Türkiye’de olacaktır.
Özellikle uzay seyahatleri ile ilgili son yıllarda yaşanan gelişmeler insanları bu konuda heyecanlandırmaya başlamıştı. Uzay teknolojisinde ve seyahatlerinde yaşanan gelişmeler turistik uzay seyahatlerini de beraberinde getirdi. İnsanlar şirketlere çok yüksek bedeller ödeyerek uzaya seyahat etmek istemektedir. İnsanlarda yaşanan bu uzay seyahati tutkusu teknolojinin de gelişmesiyle şirketleri maceracı uzay turistlerinin beklentilerini karşılamak üzere harekete geçirmektedir. 2040’ lı yıllarda uzay endüstrisinin 1,1 trilyon Dolar ile 2,7 trilyon Dolar arasında olacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’nin gelişmekte olan bu sektörde fırsatları iyi değerlendirmesi gerekmektedir. Bu seyahatin bir başlangıç kabul edilip genç nüfus avantajını kullanarak yaygınlaştırması Türkiye açısından ileride çok daha önemli gelişmelerin yaşanmasına sebep olacaktır.
Kapsamlı bilgi için makalemi inceleyebilirsiniz: