Antalya’nın turizm geleceği hakkında önemli bilgilere sahip olan AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu, ocak ayının ikinci haftası itibarıyla erken rezervasyonlarda geçen yıla kıyasla %15’lik bir artış yaşandığını duyurdu. Kavaloğlu, bu artışın özellikle Almanya ve İngiltere pazarında belirgin olduğunu belirtirken, Rusya’da ise bir durgunluk yaşandığını ifade etti. Yurt içi pazarın da ciddi bir şekilde erken rezervasyon yaptırmasının son derece olumlu bir gelişme olduğuna vurgu yaptı. Kavaloğlu, sezonun genel durumu hakkında ise Mart ayının başında düzenlenecek olan ITB Berlin Turizm Fuarı’nda daha net verilere ulaşacaklarını kaydetti. Ayrıca, önümüzdeki hafta İspanya‘da düzenlenecek olan Fitur Madrid fuarı ve şubat ayının başında İstanbul’da gerçekleşecek olan EMITT fuarı gibi etkinliklerin, uluslararası düzeydeki rezervasyonlar açısından büyük önem taşıdığını belirtti.
2024 yılı için Antalya’nın 17 milyonu aşkın turist çekme hedefinin yanı sıra, yalnızca otellerden elde edilen turizm gelirinin 7.5-8 milyar dolar civarında olacağını ifade eden Kavaloğlu, bu rakamın sadece otel, uçak, paket turlar ve acentelerin gelirlerini kapsadığını, diğer gelir kalemleriyle birlikte toplamın çok daha yüksek olacağını dile getirdi.
‘100 doları geçmek ana hedefimizdi’
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un göreve geldiği günden bu yana, paket fiyatlarının yerini günlük geceleme fiyatlarının almaya başladığını söyleyen Kavaloğlu, “2024 yılında Türkiye genelinde kişi başı gecelik ortalama harcamayı 105 doların üzerinde tamamladık. Bu, bizim için büyük bir başarıydı. 100 doları geçmek ana hedefimizdi ve bunu başardık. Şu anda hedefimiz, İspanya ve Fransa pazarındaki 120 dolara ulaşmak. Bunu üç yıl içerisinde başaracağımıza inanıyorum.” şeklinde konuştu. Önceki yıllarda bu rakamın 98-99 dolar civarında bulunduğunu belirtti.
‘Yüzde 10 civarında fiyat artışı yapabildik’
Kavaloğlu, İngiltere ve Almanya pazarlarının önemine dikkat çekerken, bölgedeki siyasi ve ekonomik sorunların olası etkilerinden de bahsetti. Özellikle Ukrayna-Rusya savaşı gibi gerginliklerin sona ermesi durumunda turizme faydalı olabileceğinin altını çizerken, Orta Doğu’daki sorunların çözülmesinin de avantaj sağlayabileceğini ifade etti. Ancak mevcut durumda sıkı sabit kur politikalarının turizmcileri zora soktuğunu ve rekabet gücünü azalttığını kaydedip, “Önceki iki sene boyunca fiyatları çift haneli rakamlarda artırmayı başardık. Fakat bu yıl sadece %7-8, maksimum %10 civarında bir artış yapabildik. Bu durum, rekabet gücümüzü zorlamaya başladı. Antalya ve Türkiye, fiyat-performans açısından tüketicinin lehine olan destinasyonlar arasında yer alıyor. Dolayısıyla, fiyatlarımızın yurt dışında olduğu kadar artmaması gerekiyor ki rekabet gücümüzü koruyabilelim.” değerlendirmesinde bulundu.