DMM, sosyal medya hesapları üzerinden bir açıklama yaparak, bazı sosyal medya platformlarında yayımlanan iddialara yanıt verdi. Yapılan açıklamada, “Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kartalkaya’da yanan binayı apar topar yıkmak istiyor” başlığı altında dolaşan haberlerin gerçekle bir ilgisi bulunmadığı belirtildi. DMM, bu tür asılsız bilgilerin yayılmasının kamuoyunu yanlış yönlendirmemesi için bu açıklamayı yapmak zorunda hissettiğini ifade etti.
Açıklamada, yanan otel binası ile ilgili olarak bir ön hasar tespit raporunun hazırlandığına da vurgu yapıldı. Ön raporda binanın ‘ağır hasarlı’ olduğu tespit edildi. DMM, bu hasar tespitinin ardından kesin raporun sonuçlanmasının beklenmesi gerekeceğini ve bu sonuç doğrultusunda, binanın güçlendirilmesi ya da yıkılması yönünde bir karar alınacağını duyurdu. Böylece süreç, ardından belirli bir yönlendirme ile devam edecek.
Ayrıca, tescillenmemiş kültür varlıklarının yıkım sürecinin nihai kararının, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın koordinasyonunda belirleneceği bilgisi verildi. Bu durum, yıkım işlemlerinin hangi kriterlere göre ya da hangi sürelere tabi olduğunu anlamak açısından önem taşıyor. Böylelikle, kamuoyunda oluşabilecek belirsizliklerin de önüne geçilmesi hedefleniyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, hasarlı binalar ile ilgili yıkım ya da güçlendirme konularında herhangi bir yetkisi olmadığı belirtildi. Bu durum, yapılan açıklamayla birlikte netleşirken, kamuoyunun asılsız iddialara itibar etmemesi gerektiği de vurgulandı. Yani, yıkım ya da güçlendirme kararlarının yetki alanında olan bakanlıklar ve ilgili organlar tarafından alınacağı ifade ediliyor. Bu tür konularda spekülasyonlara itibar edilmemesi, sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından kritik bir öneme sahip.
Sonuç olarak, DMM’nin sosyal medya üzerinden yaptığı bu açıklamalar, yanan otel binasının durumuna dair belirsizlikleri ortadan kaldırmayı ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeyi amaçlıyor. İlgili bakanlıkların yetkileri ve yürüttükleri işlemlerin açık bir şekilde ifade edilmesi, ileride yaşanabilecek yanlış anlamaların da önüne geçmeyi hedefliyor. Bu bağlamda, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve şeffaf süreçlerin yürütülmesi önem arz etmektedir.