Diageo Türkiye Genel Müdürü Bahar Uçanlar, 2023 yılı itibarıyla sahte içki sorununu rakamsal verilere dayanarak ele alıyor. Uçanlar, “Resmi verilere göre, bu yıl piyasada toplamda 9.7 milyon litre etil alkol satışı gerçekleştirildi. Sayıştay’ın raporuna göre ise bu yıl tıbbi amaçlar için gerekli olan etil alkol miktarı sadece 1.5 milyon litre” ifadesini kullanarak dikkat çekti.
Uçanlar, devamında, “Yaklaşık 8 milyon litre etil alkolün akıbeti belirsiz durumda. Bunun yanı sıra, 2023 yılı içerisinde kayıtdışı içki pazarının büyüklüğünün 8 ila 14 milyon litre arasında değişim gösterdiği tahmin ediliyor. Bu durum, her ne kadar bu yıl daha fazla gündeme gelse de aslında her sene benzer ölçekte sahte içkiye bağlı ölümlerin yaşandığını belirtmek gerekiyor. Ayrıca, bu sorunun ciddiyetini artıran bir diğer etmen ise yılda 9 milyar liraya kadar ulaşan vergi kaybıdır” şeklinde konuştu.
Uçanlar’ın açıklamaları, Türkiye’de giderek artan sahte içki problemi ve bunun toplum üzerindeki etkileri hakkında önemli bilgiler sunuyor. Özellikle tıbbi alanda gerekli olan etil alkol miktarının belirttiği kadar az olduğu göz önüne alındığında, geriye kalan etil alkolün nerelere gittiği büyük bir soru işareti oluşturuyor. Bu belirsizlik, yalnızca sağlık açısından değil, aynı zamanda ekonomi açısından da ciddi bir tehdit teşkil ediyor.
Sahte içki meseleleri, halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra vergi kaybı gibi ekonomik sonuçları da beraberinde getiriyor. Türkiye’de her yıl kayıtdışı içki pazarında yaşanan büyüme, devletin resmi gelirlerinde ciddi bir azalmaya yol açarken, içki tüketiminde de güvenlik sorunlarını artırmakta. Bahar Uçanlar’ın açıkladığı veriler, bu durumun yalnızca birinci elden gözlemlerle değil, ekonomik raporlarla da desteklendiğini göstermekte.
Bir yandan, tüketicilerin bu risklerden korunması adına devletin sahte içkiyle mücadele etme noktasında daha etkin önlemler alması gerektiği tartışılmakta. Diğer yandan, sağlık alanında yaşanan olumsuzluklar, insanların sahte içki tüketiminden kaynaklı sağlık sorunlarıyla karşılaşmasına yol açmakta. Bu durum, genç nüfus dahil toplumun her kesiminde olumsuz etkiler yaratıyor. Uçanlar’ın vurguladığı gibi, kayıtdışı içki ticareti yalnızca bireyleri değil, aynı zamanda ailenin ekonomik yapısını da tehdit eden bir problem haline gelmiştir.
Sonuç olarak, sahte içki sorunu Türkiye için ciddi bir mücadele alanı oluştururken, Bahar Uçanlar’ın bu konudaki açıklamaları konunun önemini vurguluyor. Sahte içkinin sektördeki etkileri, sağlık sorunları, vergi kaybı ve toplum sağlığı açısından birçok bileşeni içeriyor. Bunun için tüm paydaşların, devletin ve sektörün iş birliği içinde hareket etmesi gerektiği aşikar. Gerekli adımlar atılmadıkça, bu tehlikenin süregeldiği ve büyümeye devam edeceği de unutulmamalıdır.