CI Bloom’un 4. edisyonu, 16 Nisan’da öz izleme ile start verirken, 17-20 Nisan tarihlerinde genel ziyaretçilere açıldı. Bu yıl Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Rumeli Salonları’nda düzenlenen etkinlikte, 263 sanatçının toplamda 520 eseri sergilenecek. Ziyaretçileri nelerin beklediğine dair izlenimlerimi paylaşacağım.
Esin Hamamcı
Bu seneki CI Bloom, yeniliklerle dolu bir program sunmakta. Fuar, 25 galeri ve 4 sanat inisiyatifinin katılımıyla gerçekleştiriliyor. Türkiye’de üretilen çağdaş sanatı desteklemek amacı güden bu organizasyon, online müzayedeler ile de dünya üzerinde öncüler arasında yer alıyor. Yeni katılımcı galeriler arasında The Key Art Gallery, Chi Art Gallery ve RS Sanat Alanı gibi isimler dikkat çekiyor.
CI Bloom 2023’teki en dikkat çekici yeniliklerden biri, Artwide iş birliğiyle düzenlenecek çevrimiçi sanat müzayedesi. 16-20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek bu müzayedede, katılan galerilerin sanatçılarının eserleri ek bir maliyet olmaksızın satışa sunulacak. Bu uygulama, dünya genelinde benzeri olmayan bir uygulama olarak dikkat çekiyor.
Etkinlikte, BMW Türkiye, Pernod Ricard, Türk Hava Yolları ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı gibi markalar destek vermekte. BMW, Can Büyükberber’in eserine sergisi ile dahil olurken; Pernod Ricard, İskoçya kırsalından esinlenerek hayata geçirdiği atmosferle etkinliğe renk katıyor.
Genç galerilerin ve sanat inisiyatiflerinin görünürlüğü, CI Bloom’un öncelikli hedefleri arasında yer almakta. Bu yıl, her biri farklı şehirlerden gelen yeni katılımcılar, Ankara’dan Belm’Art Space, Diyarbakır’dan Rıdvan Kuday Gallery ve Antalya’dan Gülden Bostancı gibi isimlerle fuara dahil oluyor.
Fuara girişte ziyaretçileri karşılayan Dirimart galerisi, Tony Cragg’ın heykellerine ev sahipliği yapıyor. Ayrıca, Osamu Kobayashi, Fahrelnissa Zeid ve Peter Zimmermann gibi sanatçıların eserleri burada sergileniyor. Özellikle Ghada Amer’in “Suzy” adlı eseri, kadınların özneleştirilmesindeki rollerini sorgulamasıyla dikkat çekiyor.
Diğer galerelerde dolaşırken, Art On İstanbul’da sergilenen Enis Malik Duran’ın “İktidarın Anatomisi” isimli triptik eseri ilgimi çekti. Bu eser, iktidar kavramını çeşitli açılardan inceleyerek düşünsel bir yolculuk sunuyor. Ahşap eser üzerindeki figür, sura üflerken yanındaki metinlerle birlikte gece atmosferinde ilginç bir görüntü oluşturuyor. Sanatçının bu çalışması, çağdaş kaygıları ironiyle ele almayı amaçlıyor. Aynı stantta, Ecem Dilan Köse’nin fuara özel hazırladığı “Cellulogram” eseri, ahşap ve dijital ekranın birleşimiyle dikkatleri üstüne çekiyor.
Fuarda heykel ve üç boyutlu eserlerin yoğun şekilde yer aldığı galerilerin stantlarında, Zilberman Gallery’nin temsiliyetinde sergilenen Guido Casaretto’nun “Your Well-Traveled Uncle” ve “A Few Came Back from Melbourne” adlı eserleri, sanatçının pratiklerinin karmaşasını gözler önüne seriyor. Doğu Asya sanat geleneğini dijitalleşme ve modifikasyona açık yapısıyla inceleyen eserler, göçmenlerden geriye kalan kimlik unsurlarını da irdeliyor.
Summart’ta, Kenyalı sanatçı Cyrus Kabiru’nun eserleri görülmeye değer. Ekonomik zorluklarla başa çıkarak atık malzemeleri dönüştürdüğü gözlük heykelleri, sanatçının farklı bir yorumunu ortaya koyuyor. “Yellow Fewer” eseri, mutfak malzemeleri ile yaptığı gözlükleri, Nairobi sokaklarından topladığı metal parçaları ve elektronik atıklardan oluşturuyor. Kabiru’nun eserleri, tüketim kültürü ve çevresel konular hakkında güçlü mesajlar taşıyor.
Chi Art Gallery’de, Damla Yalçın’ın “Ömer Koç Koleksiyonu” kapsamında sergilenen “İlk Adımda Saklı Ev” adlı, ayakkabı üzerine nakış işlenmiş eseri dikkat çekiyor. Galerilerle beraber, bu yıl ilk kez yer alan Deha Çun inisiyatifi, genç sanatçıların görünürlüğü açısından önemli bir proje sunuyor.
CI Bloom’un BMW standının yanı sıra, Tosyalı standında Kazım Karakaya’nın insan-hayvan ilişkisini ele alan heykelleri ziyaretçilere sunuluyor. Bu sergi alanı, sürdürülebilir sanat anlayışını sergileyen eserleriyle sanatseverlerin ilgisini çekmekte. Bozlu Art Project ise, temsil ettiği sanatçılar Kazım Karakaya, Gamze Taşdan, Ali Alışır ve Tülay İçöz’ün eserlerine ev sahipliği yapıyor.
Fuar içinde yer alan iş birliği stantlarından biri olan House of Brothers, İskoç kültüründen esinlenerek yaratılan bir alan sunuyor. Pernod Ricard Türkiye’nin desteklediği bu lounge, sanat, müzik, moda ve gastronomiyi bir araya getirerek fuarın dinamik yönlerini ortaya koyuyor.
Contemporary Istanbul Foundation’ın kendi standında ise “Golden Horn Light Festival” ve “Sanatla Güçleniyoruz: Hatay’dan Başlayan Yolculuk” projeleri dikkat çekiyor. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi ve Tosyalı Holding iş birliği ile gerçekleştirilen bu proje, genç sanatçılara uygulama deneyimi kazandırmayı amaçlıyor. “Golden Horn Light Festival” ise, 20 Eylül-5 Ekim tarihleri arasında İstanbul’un tarihi yarımadasında gerçekleştirilecek büyük ölçekli yerleştirmeler içeren bir festival olarak planlanıyor.
CI Bloom, sanatın iyileştirici etkisini öne çıkararak, Türkiye’nin çağdaş sanat sahnesine hem ticari hem de kültürel bir platform olarak katkı sağlamayı sürdürüyor.
Katılımcı galeriler
CI Bloom, bu yıl fuarda ilk kez yer alan The Key Art Gallery, Chi Art Gallery ve RS Sanat Alanı’nın yanı sıra 44A / Sıtkı Kösemen, Anna Laudel, Art On İstanbul, Belm’Art Space, Bozlu Art Project, C.A.M, Dirimart, Deha Çun, DG Art Gallery, Galeri 77, Gülden Bostancı, Martch Art Project, Muse Contemporary, One Arc Gallery, Öktem Aykut, Pi Artworks, Pilot Gallery, Piramid Sanat, Rıdvan Kuday Gallery, Simbart Projects, Summart, Vision Art Platform ve Zilberman gibi önemli galerilerin katılımıyla gerçekleşiyor.
Sanat İnisiyatifleri
CI Bloom’un 4. edisyonunda yer alan sanat inisiyatifleri arasında Noks Art Space, Koli Art Space, Loading Art Space ve Deha Çun, çağdaş sanat üretimini ve çeşitliliğini destekleyen projeler sunmaktadır.
Bu yıl CI Bloom, yükseköğretim düzeyindeki öğrencilere 17 Nisan Perşembe ve 18 Nisan Cuma günlerinde, saat 18:00-20:00 arasında ücretsiz giriş imkanı sunacak. Genel Ziyaret ise, 17-20 Nisan tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Rumeli Salonu’nda gerçekleştirilecektir.