




MESAM Başkanı Recep Ergül, Erzurum’da gerçekleştirilen ‘Türkiye’de Fikri Mülkiyetin Tarihçesi ve Günümüzdeki Durumu’ başlıklı konferansa katılım gösterdi. Atatürk Üniversitesi Türk Musikisi Konservatuvarı’nda sanatçılarla bir araya gelen Ergül, gündemdeki telif hakları konusuna dair önemli değerlendirmelerde bulundu. 74 yıldır yürürlükte olan bir hukuki düzenin işleyişine ilişkin şu yorumda bulundu:
“Türkiye’nin milli otomobil fabrikası Togg’un yılda 15 bin araç ürettiğini fakat bunun 10 bininin hırsızlar tarafından çalındığını düşünün. ‘Türkiye’nin milli arabasına para mı vereceğim?’ diyenler mevcut. O fabrikanın ayakta kalması mümkün mü? Üretim bir süreçtir. Mülkiyet dendiğinde iki şey akla gelir: maddi mülkiyet ve fikri mülkiyet. Fikri mülkiyet, toplumumuzda genelde önemsiz gibi algılanıyor. ‘Bir saz tıngırdattı’ deniyor. Eğer bu kadar kolaysa, o sesi sen yap,” ifadelerini kullandı.
Ergül, klasik müzik eserlerinin yüzyıllar boyu ifade bulduğuna dikkat çekerek, “Ülkemizdeki en büyük problem, fikri mülkiyetin yeterince değer görmemesidir. Fikri Mülkiyet Kanunu 1951 yılında kabul edilmesine karşın, 1986’da yürürlüğe girmiştir. MESAM, 1986 yılında kurulmuş olmasına rağmen 2000’li yıllara kadar etkili bir varlık gösteremedi. O dönemde müzikte kaset ve CD satışları yaygındı; ancak günümüzde dijital müzik öne çıkmış durumda. Artık dizi ve film müziği, pop ve rap müzik önemli telif gelirleri sağlarken, Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği geride kalmış durumda. Görevi devraldığımızda bütçemiz 86 milyon liraydı ama şu an 1,5 milyar lira civarında telif topluyoruz. Ancak bu, gerçek potansiyelimizin çok altında,” şeklinde konuştu.
‘GELEN PARANIN YÜZDE 95’İ YABANCI MÜZİĞE GİDİYOR’
Türkiye’deki 21 bin otelin çoğunun yabancı müzik yayını yaptığını ifade eden Ergül, “Bizim yasal bir yaptırım yetkimiz yok. Kültür ve Turizm Bakanı ile bu konuda görüştüm, kendisi de bu durumu değiştirme imkanlarının bulunmadığını söyledi. Türkiye’ye yılda milyonlarca döviz girişi sağlanıyor, fakat kendi sanatımızı ve müziğimizi tanıtmakta zorluk yaşıyoruz. Her şehir kendi kimliğini yansıtan müziklerle anılmalıdır. İnsanların Erzurum gibi şehirlerde geleneksel müziği dinlemesi gerekiyor. Kültürel zenginliğimizi yansıtmalıyız. Ancak bu konuda bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç var,” dedi.
‘TOPLUMU DOĞRU BİLGİLENDİRMEK LAZIM’
Telif ücretlerine yönelik değerlendirmelerde bulunan Ergül, düğün salonları, kuaförler ve güzellik merkezlerinin bu sisteme dahil edilmesi gerektiğini vurguladı. Bazı işletmelerin beden önlem olarak yükseklik belirtiği konusuna dikkat çeken Ergül, şu bilgileri aktardı: “Bir berberin günlük ödemesi 16 lira, güzellik merkezinin ödemesi 20-25 lira arasında, düğün salonlarının ise 30 ve 40 lira arasında değişiyor. Dolayısıyla herkes bu ücretleri ödeyebilir. Profesyonel müzisyenler düğün salonlarında performans sergilemektedirler. Uygulamanın ilk tepkilerinin yarısı olumlu, diğer yarısı ise olumsuz. Olumsuz görüşlerin çoğu tüketiciler ve ilgili meslek odası başkanlarından geliyor. Bu nedenle kamuoyunu bilinçlendirmek önemli bir zorluktur. Şu ana kadar 500’e yakın kuaför ve yaklaşık 400 düğün salonu telif ödemelerini gerçekleştirdi,” dedi.
ÖNCE İHTAR, SONRA MAHKEME
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir kuruluş olduklarını hatırlatan Ergül, telif konusu ile yasal yetkilere bağlı olarak hareket ettiklerini belirtti. MESAM’ın denetim için oldukça sayıda hukukçusu bulunduğunu ifade eden Ergül, “Bu hukukçular denetimleri yaparak gerekli tespitleri gerçekleştiriyor. Lisans sözleşmelerinin yapılması konusunda ikazda bulunarak ihtarda bulunuyorlar. Eğer ilgili kişi dinlemezse, ne yazık ki yasal işlem başlatmak durumunda kalıyoruz,” şeklinde sözlerini tamamladı.