Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) tarafından düzenlenen ve her hafta gerçekleştirilen Çarşamba Söyleşileri, bu hafta üzerinde durulması gereken önemli bir konuyu gündeme taşıdı. Kuşadası’ndaki tarihi Yılancı Burnu Höyüğü ve onun benzersiz arkeolojik özellikleri, bu söyleşinin odak noktası oldu.
Söyleşideki konuşmacı, Arkeoloji Bölümü Klasik Arkeoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Aydın Erön, Yılancı Burnu Höyüğü’nün Antik Dönem’den bu yana kesintisiz bir yerleşim yeri olarak kullanıldığını, ancak şu ana dek düzenli bir kazı yapılmadığını vurguladı.
Doç. Dr. Erön, “Kuşadası Körfezi’nde yer alan bu yerleşim, Güvercinada Kalesi’nin güneybatısında bulunmaktadır. Yüzey araştırmalarında Geç Kalkolitik Çağ’dan başlayarak Bizans Dönemi’ne kadar uzanan çok sayıda seramik parçası, çatı kiremiti ve yapı kalıntıları tespit ettik. Bu bulgular, bölgenin daha önceden tahmin edilenden çok daha eski dönemlerden beri yerleşime açık olduğunu kanıtlıyor” dedi.
Özellikle Arkaik Döneme ait mimari kalıntılar ve Roma dönemine ait zengin seramik buluntularıyla dikkat çeken bu höyükte, denize doğru uzanan yarımada biçimindeki yapının dip ve zirve bölgelerinde önemli kalıntılar ortaya çıkarıldı. Hellenistik Dönem’den itibaren yerleşimin doğuya kaydığı, Bizans Dönemi’nde ise kullanımın sürdüğü de belirlendi.
Söyleşideki konuşmalarında EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, Yılancı Burnu’nun arkeolojik değerinin yanı sıra ekolojik açıdan da büyük önem taşıdığını belirtti. Bölgenin, Posidonia oceanica (deniz çayırları) açısından Akdeniz’in en sağlıklı ve zengin alanlarından biri olduğunu dile getiren Sürücü, “Bu bölge, nesli tehdit altında olan deniz canlıları için kritik bir habitat oluşturuyor. Hem arkeolojik hem de doğal değerlerin bir arada korunması şart” ifadelerini kullandı.
Etkinliğin sonunda, Doç. Dr. Aydın Erön’e katkılarından ötürü Prof. Dr. Zeynep Mercangöz, Prof. Dr. Vedat Onar ve arkeolog Levent Kutbay tarafından EKODOSD’un teşekkür belgesi takdim edildi.
EKODOSD’un düzenlediği Çarşamba Söyleşileri, bölgede doğal ve kültürel mirasın korunması amacıyla katkılarını sürdürmeye devam edecek.