Turizmden Vazgeçmek Yok

Uluslararası SKAL Dernekleri Federasyonu Başkanı Savaş Çolakoğlu, zor günler geçiren turizm sektörüne ve sektörün karar vericilerine, pandemi döneminde turizmin ayakta kalmasanı sağlayacak önerilerine bir yenisini daha ekledi. Önerilerini maddeler halinde sıralayan Başkan Çolakoğlu, sektörün nitelikli iş gücünü kaybetmemesi ve Kısa Çalışma Ödeneğinin yıl sonuna kadar devam etmesi gerektiğinin altını çizdi.

Savaş Çolakoğlu
İşte Uluslararası SKAL Dernekleri Federasyonu Başkanı Savaş Çolakoğlu’nun turizm sektörü için olmazsa olmazları..
COVID-19 pandemisi ile ilişkili üzerinde durulması gereken üç konu vardır:
- İnsanları korumak: Ziyaretçileri (örneğin; bilgi, ülkesine geri dönüş yardımı, tüketicinin korunması) ve turizm çalışanlarını (örneğin, gelir desteği sağlanması) korumak,
- İş dünyasının hayatta kalmasını sağlamak: Turizm tedarik zinciri boyunca ve özellikle nakit akışı destekleri de dâhil olmak üzere KOBİ’leri desteklemek,
- Koordinasyon mekanizmalarını devreye almak: (örneğin; özel sektör, hükümet ve akademisyen iş birliği, verilerin zamanında ve doğru olarak sağlanması, kısa, orta ve uzun vadeli koordineli politika).
COVID-19 virüsünün hiç beklenmedik bir zamanda ortaya çıkması ve hızla yayılması, ulaşımdan konaklamaya kadar turizm sektöründe faaliyet gösteren tüm işletmelerin hazırlıksız bir biçimde yakalanmasına neden olmuştur. Salgından önce turizm sektörü, aşırı turizm (overtourism) olgusunu tartışırken ve hatta bu soruna çözüm ararken, salgından sonra sektör ekonomik açıdan neredeyse çökme noktasına gelmiştir
Dünya genelinde yaşanan bu küresel salgın, turizm ekonomisi için de eşi görülmemiş bir kriz olarak nitelendirilmektedir. Turizm endüstrisi, ülkelerin ekonomik kalkınmasına katkı sağlayan önemli bir potansiyele sahiptir. OECD ülkelerinde ise GSYİH’nın ortalama %4,4’üne ve istihdamın ortalama %6,9’una doğrudan katkı sağlamaktadır. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’ne göre, Dünya GSYH’nin %10 ile istihdamın %10,1’ini oluşturmaktadır. Yani, dünyada her 10 kişiden biri turizmde istihdam edilmektedir. Bu durum özellikle turizm endüstrisine bağımlı ülkelerde, şehirlerde ve bölgelerde önemli makroekonomik etkilere dönüşecektir. Birçok hükümet, sektör üzerindeki bu olumsuz durumu bertaraf etmek ve toparlanmayı kolaylaştırmak için turizme özgü tedbirler almaktadır. Ancak bu tedbirlerin daha fazla ve daha koordineli bir şekilde yapılması gerekmektedir.

Salgın sonrasında hızlı bir şekilde toparlanacak olan turizm sektöründe dünya ile rekabet edebilmek için yılların birikimi ile elde ettiğimiz nitelikli iş gücünü kaybetmemeliyiz.
Ülkemiz de 1.5 milyon çalışan ile hizmet veren turizm sektörüne verilecek destekler daha etkin olmalıdır. Yaklaşık 85 milyar dolar yatırım stoğu olan, istihdama başta kadın çalışan olarak çok büyük katkısı olan bu sektör ayakta kalmak zorundadır.
Türkiye 2019 yılında 51.7 milyon ziyaretçi ağırladı. Bu ağırlamanın arkasında seyahat acentaları, oteller,rehberler, yiyecek-içecek tesisleri,ulaştırma ve etkinlik firmaları gibi emek yoğun çalışan işletmeler bulunuyor. Nitelikli işgücüne sahip bu işletmelerin ekonomimize katkısı çok büyüktür.

Yetişmiş tecrübeli elemanlar turizm sektöründe rekabet gücümüzdür. Bu gücü kaybetmemek için Kısa Çalışma Ödeneği turizm sektöründe yıl sonuna kadar devam etmelidir.
- Pandemi süresince sektöre hibe ve uzun vadeli faizsiz kredi verilmelidir.
- Asgari ücretten hem işçi hem de işveren vergisi kaldırılmalıdır.
- Kısa çalışma ödeneği devam etmelidir.
- İşletmelerin cirolarına göre sınıflandırılarak, belli oranlarda devlet tarafından sübvanse edilmesi gerekmektedir.
- Kamu tarafından alınan Stopaj, Turizm Katkı Payı, SGK, KDV gibi ödemelerin alınmaması ya da vergi oranlarında indirim yapılması yoluna gidilmelidir.
- 2020 ve 2021 yılları için ödenemeyen elektrik, su, doğalgaz vb. faturalar, ceza uygulanmadan yapılandırılmalıdır.
- Bağlı bulunulan tüm oda ve birliklerin aidat almaması sağlanmalıdır.
- Turizm araçları, kamu kurum ve kuruluşları adına hizmet vermeli ve bu yolla girişimcilere ek bir gelir sağlanmalıdır.
- Özellikle tıp kongrelerine yönelik Sağlık Bakanlığı’nın ilgili kurumu Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun uyguladığı ciddi kısıtlamalarda esneklik sağlanmalıdır.
- Acentalara yönelik e-turizm satış ve pazarlama olanaklarının devlet tarafından teşvik edilmelidir.
- Sektöre net ve güven verecek açıklamalar yapılmalı, belirsizlik içeren açıklamalardan kaçınılmalıdır.
- Seyahat acentalarının zorunlu olarak bozulan sicilleri sebebiyle sicil affı getirilmesi, bankalardan alacakları kredinin yolunu açacaktır.
- Ciddi bir turizm planlaması yapılmalı ve bu sürece ilgili tüm taraflar dâhil edilmelidir.
- 2020 yılı içerisinde ülkenin güvenli turizm alanı olduğuna yönelik yapılan tanıtımlara devam edilmelidir
- Turizm çalışanlarına özgü geçim destek paketleri hazırlanmalıdır.
- Son üç yıllık bilanço endeksli hibe destekleri ile istihdamı koruyan işletmelere maaş ve SGK desteği verilmelidir.
- Güvenli Turizm Sertifikası alan işletmelere maddi destekler sağlanmalıdır.
- Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı “turizm payı” ödemeleri iptal edilmeli ve toplanan paylar iade edilmeli veya diğer vergi ödemelerinden mahsup edilmelidir.
- Altı ay geriye dönük faturalandırılmış Elektrik, Su, SGK ve Muhtasar ödemelerinin Otel, restoran ya da etkinlik mekânlarında yiyecek-içecek servisinin hem hijyen alt yapısı hem de bu besinlerin “tarladan sofraya” kadar olan süreçte güvenlik denetimi etkin bir biçimde sağlanmalıdır.
- Küçük işletmelerin varlıklarını sürdürebilmelerine yönelik kamu ve özel sektör tarafından çeşitli projeler hayata geçirilmelidir.
- Yiyecek-içecek işletmelerinin kiralarının devlet denetimi sıkı bir şekilde yapılmalıdır.
- Yiyecek-içecek işletmelerine yönelik vergi indirimleri, hibe paketleri ve düşük faizli pandemi sonrası ödemeli krediler çıkarılmalıdır.
Salgın sebebi ile turizm sektörünün can çekiştiği bir gerçektir. COVID-19 salgınından en olumsuz etkilenen sektörlerin başında turizm sektörü gelmektedir. Tüm dünyayı etkileyen COVID-19 salgınına yönelik ülkemizde de tüm ölçekteki işletmelerin faydalanabileceği bir yapıya ihtiyaç bulunmaktadır. Böyle bir yapı için uzun vadeli bir ekonomik, toplumsal ve çevresel planlamaya ihtiyaç vardır. Ekonomik desteklerin yanında, işletmelerin kriz yönetimine dair danışmanlığa ihtiyaçları olduğu aşikârdır.
Bu süreçte, turizm sektörü ayrım yapılmaksızın desteklenmeli ve sağlıklı turizm faaliyetleri teşvik edilmeye devam edilmelidir. Yetersiz kalan destekler arttırılmalı ve denetimler ile yeterli hijyen ve güvenli hizmeti vermeyen işletmelere faaliyet izni verilmemelidir. Sektörümüz bu dönemde daha bireysel taleplere cevap verecek alternatif modeller üzerinde bilinçlendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Kendi kaderine terk edilmemesi gereken turizm, ülkemizin en önemli dış ticaret katalizörüdür. Bu belirsizlik sürecinden en az hasarla kurtulabilmesi için turizm sektörüne azami ölçüde destek şarttır.

- İstanbul Turizm Fuarı’na Büyük İlgi: 2025’te Daha da Güçlü Geliyor!
- Celestyal, 2025’te Arap Körfezi’nde Keşif Dolu Bir Sezon Sunuyor!
- BookingAgora Fırsat Eşitliğinde Sektöre Örnek Oluyor
- TÜRSAB Orta Karadeniz BTK Başkanı Yılmaz Uzunlar Hayatını Kaybetti
- ATİD Başkanı Birol Akman: “Ankara’yı Dünya Turizminde Hak Ettiği Noktaya Taşımalıyız”
- Schmetterling Kongresi Almanya-Bodrum Turizm Köprüsü Kuruyor!
