NE YAPMAK LAZIM?
Serkan Gümrükçü
Softotel Management/POYD İstanbul BYK Başkanı
Geçen yıl bu zamanlar birçok insan covid 19 tehlikesinin yaz gelince biteceği kanaatiyle rahatladığı talihsiz bir aldanış zamanlarıydı. İnsan çoğu kez uyumadan rüyalarını kendi iradesiyle görmeye zorlar kendini. Ama ironik olan bu rüyaya sonra gerçekmiş gibi inanmasıdır.
Bu yıl, içinde bulunduğumuz günlerden gördüğümüz ufukta ise daha iyimser ve gerçekleşmesi çok daha olası bir süreç var. Başından beri söylediğimiz aşılamanın ve izolasyon tedbirlerinin hemen hemen aynı oranda uygulanması nihayet gerçekleşmeye başladı ve sanırım böyle de devam edecek.
Kısa bir hafıza tazelemesi yapalım. Bu süreçte yapılan hataların bedellerini milletçe ödüyoruz, dünya da çok farklı değil gerçi. Ama yine de düne kadar turizmi “gayrı ahlaki” bir bakış açısıyla ele almak yerine daha rasyonel bir şekilde değerlendirilmeye başlanmasından şikayetçi değilim. Tüm turizmcilerin aşılanması takdire şayan bir jestti. Yoksa yukarıda tırnak içine aldığım bakış açısının bu jesti yapmasını çok da beklemiyordum.
Elbette turizmden gelecek döviz girdisinden başka pek bir milli gelir kaynağı kalmadığını söylediğinizi de duyuyor gibiyim (son zamanlarda bulunduğu ilan edilen altın, doğalgaz, petrol kaynaklarını saymazsak tabi). Ama zaman polemik zamanı değil, yine de ben şükranlarımı sunuyorum. Turizm çalışanlarının, en azından Covid 19 yüzünden sağlığını kaybetme talihsizliği asgariye indirilmiş oldu. “Geçim Derdi” virüsünün aşısını da umarım başımızın çaresine yine kendimiz bakarak bulacağımızı ümit ediyorum.
Nasıl derseniz?
- Gider kontrolünden başlayarak işletmelerinizi yeniden gözden geçirmenizi tavsiye ederim.
- Korkakça fiyat kırarak, bunca talihsizliğe rağmen bir de gereksiz bir rekabet cephesi açmamanızı tavsiye ederim.
- Hiçbir emeği, hiçbir ürünü ve hiçbir değeri ucuzlaştırıp, basitleştirerek kendinizi ve eserimizi ayağa düşürmeden kaliteli olmayı şiar edinmenizi tavsiye edebilirim.
- Turizm ürününün insanlarla, insanlara hizmet edilerek sunulan ve depolanamayan günlük bir ürün olduğunu unutmadan her günün gece on iki de bitip yenisinin başladığını hatırlatmak isterim.
Son söz olarak da idareye, Türkiye’nin bir turizm ülkesi olduğunu hiç aklından çıkarmayan bir siyaset anlayışıyla konuyu tekrar gözden geçirip politika üretmelerini tavsiye etmek olacaktır.
Zira “Türkiye’de yaşayanlar ya Turisttir, ya da Turizmci” anlayışı ile gerçekleştireceğimiz kazançlar, altın, petrol ya da define bulmaktan çok daha kıymetli ve gerçekçi hazineler olacaktır.
Herkese güzel bir sezon dilerim.
