Ülke de konaklama yatak kapasitesi az dediler, bizde katkımız olsun vatana millete dedik ve trilyonluk binaları diktik, en güzel en pahalı ürünlerle de donatıp şaheserler yarattık, en iyi ekibi de bulup hizmete açtık ve misafirleri beklemeye başladık…
Kapıdan da gelecekler bacadan da…Eş dost da tavsiye edecek, acenta ve firmalar da. Biz otel açtık diyeceğiz, fiyatları herkese gönderip belki açılış kokteyli de yaparız. Tabi ki OTA’lar (Online Travel Agency) da bu işin olmazsa olmazları herkesin en iyi bildiği gibi. Gezginin işini internetle kolaylaştıran ve nabzını en kolay ölçüp, yönlendirebilen onlar. İnternet bir okyanus misali. Derin,uçsuz bucaksız! Kolay mi öyle, bilmek balık nerdedir nasıl gidilir nasıl tutulur. İşte, onlar bu işi çoktan çözmüşler ! Otelcilerden önce keşfetmişler bu dünyayı. Araştırıyor, yatırım yapıyor, reklam yapıyor, ilerleyen teknolojilerdeki gelişmeleri takip edip uyarlıyorlar kendi iş dünyalarına. Kazanmak için harcıyor, harcadıkça kazanıyorlar. Balıkları da, tezgahları da kendine bağlıyor. Ne tezgahlar onsuz yapabiliyor ne de balıklar tezgaha kendi geliyor…
Otelcilik dünyası ne yapıyor peki? Weblerin de yeller esiyor. Trilyonluk binaları dikmek, içini şıkır şıkır donatmak yetiyor mu? Tabi ki hayır. Teknolojiden çok uzaklar. Bellerini birkaç OTA’ya bağlayıp, kaderlerini onların ellerine bırakıyorlar. Onlar da sektördeki bu açığı çok iyi değerlendirip daha da büyüyorlar. Son yıllarda sektördeki hareketlere göre orta çaplı bir otel, ayda en az on yirmi bin, yılda yüz iki yüz bin komisyon ödüyor bu OTA’ lara. Lakin işletmenin kendi web sitesini yaptırırken beş on bini gözden çıkaramıyor, ceplerinde birden akrepler dolaşıyor. Reklama yatırım yapmayı zaten fuzuli masraf diye görüyorlar. Cep telefonuyla çektikleri fotoları kullanıp misafirlerin ilgisini çekmeye çalışıyorlar. Teknoloji uzaya çıkmışken biz teleskopla bakıyoruz hala. Halbuki binanız kadar değerli ! Kimliğiniz Webiniz ! Ama yaptırmayı bilmiyorsunuz kullanmayı da geliştirmeyi de… Araştırmıyoruz çünkü !
web (ağ)iniz oldu www (world wide web) dünya ağına da bağladınız.
Kısacası siteniz var ise, oteliniz şehriniz de ama kimliğiniz tüm dünya da artık …Otelinizden önce webinizi ziyaret ediyorlar. Çok önemlidir bu. Ama kendi kimliğinizi bilmiyorsanız, önemsemiyorsanız, kullanmıyorsanız, arada bir bakıyorsanız, dinamik tutmuyorsanız, yenilemiyorsanız misafirlerinizi direkt bulmayı hiç beklemeyin. Sizin için, onları getirenler bulanlar her zaman olacaktır ama OTA’lardaki rakipleriniz de … Sıralamalardan şikayetleriniz de…
Malesef , Türk Otelciliği de internet teknolojisinin ve bilgisinin çok gerisinde. Kendine ait websitesinden doluluğunun % 10 nu yakalayabilmiş otel çok nadir görülmüştür. Fakat aynı oteller komisyon ödedikleri OTA’larla % 50 doluluk yakalayabilirken kendine ait webinden niçin bunu başaramıyor konusu çok düşündürücü…
Bunun en büyük sebeplerinden biri yukarıda bahsettiğim gibi , OTA’lar internet teknolojilerine sürekli yatırım yapıyor, geliştiriyor ve misafirlerinin kullanım alışkanlıklarını ölçüyor ve kendine bağlıyor. Hergün otelin kapısından giren işletmeci veya yönetici otelin webini birkez bile açmıyor. Yıllardır aylardır açıp bakmayanlar vardır bunu herkes biliyor, weblerinden hiç haberi olmayan da var tabi… Otelin sahibi, yöneticisi, görevli personeli bile günlük girip bakmıyorsa, misafir niye baksın? Bu yapılmıyorsa misafirlerinin buradan rezervasyon yapmalarını sağlayıp aktif satış nasıl gerçekleştirilecek? Halbuki aynı otelin daimi misafiri bile lobby de oturup çok rahat OTA’ya gidip ordan gerçekleştiriyor rezervasyonunu. Yani otelin kendi misafiri bile OTA’ya gidip rezervasyon yapıyorsa, otel de buna komisyon ödüyorsa, herkes bunu tekrar tekrar düşünmeli webini gözlerden ırak tutmamalı, kimliğe sahip çıkılmalı,değeri bilinmeli !
