Bir tarihler Prag’ dayım…
Şehri geziyoruz…
Büyük bir sarayın önünde durduk.
İçerisi turist kaynıyor…
Rehberimiz başladı anlatmağa..
“Burası başkanlık sarayı…Girişte iki kule var..Cumhurbaşkanımız
sağdaki kulenin 3. katında çalışır..
Saray da halka ve turistlere açıktır..
Şimdi görüşme talebinde bulunun , en geç 3 gün içinde size döner,
hatta daha erken de sizi kabul edebilir.” dedi…
Önce sarayı gezdik.
Sarayın hemen altında eski bir kilise var ..
İçine girdik, som altından heykeller, kartallar…
%98 i ateist olan Çekler geçirdikleri bunca krize
rağmen tüm zenginlikleri olduğu gibi korumuşlar..
Kiliseden çıktık, meşhur Karl köprüsüne doğru yürüyoruz.
Rehberimiz hemen işaret etti.
Adamın biri, pardesüsü bir elinde, diğeri ile bisikleti tutmuş yürüyor..
“İşte Cumhurbaşkanımız” dedi rehber..
Tam köprüye dönen köşede, kaldığımız otelde müzik yapan bir grup var.
Üstlerinde smokinleri ile harika parçalar çalıyorlar…
Cumhurbaşkanı tam o grubun yanında durdu.
Pardesüyü ve bisikleti bir köşeye bıraktı, bisikletin arkasındaki
kutudan trompetini çıkardı, başladı orkestraya eşlik etmeğe…
Uzun, uzun ve gıptayla izlediğimi hatırlıyorum…
Tek bir koruma olmadan,
bisikletiyle işe gidip gelen, üstelik trompet çalan bir Cumhurbaşkanı…
Vaclav Havel…
Ve o Prag’ a her yıl en az 5 milyon turist gidiyor…
Avrupa’nın en önemli turistik merkezlerinden biri..