TÜRKÇE REHBERLİK YASASI
Bu olaya iki gözümle ayrı ayrı bakmak zorundayım.
1) Rehber gözüyle (Cumhuriyet gazetesinde 6 sene köşemin adı da buydu-bknz resim)
2) Acentacı gözüyle
1) Rehber gözüyle Türkçe Rehberlik;
An itibarı ile Türkiye’de 11.000 kokartlı rehber bulunmaktadır. Bu rakam, ihtiyaç duyulan rehber sayısının neredeyse 7-8 katıdır. Geçimini sadece rehberlikten sağlayan meslektaşlarımız, hele ki turizmin ve turist sayısının dibe vurduğu bu günlerde gerçekten zor durumdadırlar.
Öncelikle Rehber ücretlerinin çokluğundan yakınan acentacılara şunu hatırlatmak isteriz; Bizler 365 gün çalışan, işi hazır, sigortalı, maaşlı elemanlar değiliz. Çoğumuz, senede 8-10 tur ile tüm hayatımızı idame ettirmek, ailemize bakmak zorundayız. Yaz aylarının sıcağında, kış aylarının soğuğunda ailemizden ayrı 24 saat iyi bir rehberlik hizmeti vermek, ülkemizi en iyi şekilde tanıtmak için çabalıyoruz. Futbolcular gibiyiz. Sağlığımız iyiyse iş görüyor, para kazanabiliyoruz.
Bu durumda Türkçe Rehberlikte ısrar eden turizmcilere şunu da sormak isteriz; 11.000 Rehber Türkçe bilmiyor da, o nedenle mi bu Türkçe Rehberlikteki bu ısrarınız? Zaten bizlerin yeterli iş bulamama, geçinememe, yevmiyelerin azlığı, hatta tam ödenmemesi, bir çoğumuzun sigortasının olmaması, acenta alacaklarımızın birikmesi, rehber ücretlerinin “hanut karşılığında” mahsup edilmek istenmesi gibi problemlerimiz var. Bunların yanı sıra bir de bu yasanın çıkması bizlere büyük darbe vuracaktır.
Ayrıca, acentacıların ikide bir bizlerden “işçilerimiz” olarak bahsetmesi hiç yakışık almamaktadır. Biz kimsenin işçisi değil Turizmin emekçileriyiz. Çoğu zaman sizin turunuzdaki aksaklıkları, hataları kapatanlar da bizleriz.
Bu durumda; REHBERLER HAKLI…
2) Acentacı gözüyle Türkçe rehberlik;
Acentacılıkta ne işler ne de kar marjları eskisi gibi değil. Birkaç sene önce 2.000-3.000 olan seyahat acentası sayısı şu an 10.000’leri geçti. Bu rekabet ortamında bizler de çok zorlanıyoruz.
Bizler için Türkçe rehberlik şu bakımlardan gerekli;
– Ingoing olarak nitelendirilen, Türkler için yaptığımız yurtiçi turlarda, Örneğin; günübirlik Maşukiye, Edirne, Bursa turlarında illa yabancı dil bilen bir rehber alınması gerekmiyor.
– Konaklamalı da olsa Doğa Sporları, Trecking, Termal, Sejur, Kayak vs turlarında neden bir yabancı dil bilen rehber arayışında olalım ki?
– Bu rekabet ortamında 7 Gecelik Karadeniz, Ege-Akdeniz hatta Kapadokya turlarında, bir otobüste dosya karımız 2-3 bin TL’yi geçmemektedir. Yabancı dil bilen rehberin günlüğü, bu durumda dosya karlarımızı aşmaktadır.
– Neden bizler, oteller, restoranlar, otobüs firmaları vs rekabetçi serbest piyasa ortamında fiyat verirken, rehberlere fiks fiyat ödüyoruz? Nasıl biz daha iyi otobüse, otele, yemeğe daha iyi fiyat ödüyorsak, daha iyi rehbere de daha iyi rakam ödeyelim. Ancak mevcut olan, rehberlik taban fiyatlandırma sistemindeki rakamlar, standart işler için gereken rehberlik hizmeti karşılığında, acentalar için çok yüksek maliyet oluşturmakta hatta dosya karlarının üzerine çıkmaktadır.
Kısaca ve kabaca; Türkçeden başka yabancı bir dil gerektirmeyen turda, rehber Korece bilse ne olur, İngilizce bilse ne fark eder? Türkiye’de bir sürü rehberlik okulu, üniversitesi açıldı. Buralardan mezun olan ama dil bilmeyen gençler ne olacak? Bunlar çok daha ekonomik şartlarda bizlerle çalışabilirler. Böylece, bu gün itibarı ile işsiz olan bu arkadaşlarımıza da iş imkanı doğar.
Yabancı dil bilen rehberler, bir şekilde hayatlarını başka sektörlerde de idame ettirme şansına sahiptirler. Ayrıca, görüyoruz ki yabancı dil bilen rehberler, yabancı turist yok ise bizim turlarımıza lütfen ve kerhen çıkıyorlar. İçlerinde müşteriyi küçümseyenleri bile duyuyoruz. Oysa Türklere rehberlik yapmak, yabancılara rehberlik yapmaktan çok daha zordur. Çünkü yabancılar Türkiye’yi tanımadıkları için bir çok şeyi “geçiştirerek” anlatmak mümkündür. Ancak bir Türk gurubunda gidilen bölge hakkında yeterli bilgi sahibi değilseniz, yabancı diliniz sizi kurtaramayabilir. Maalesef bu durumları çok sık yaşıyoruz.
Bunun dışında, Rehberlerin bir yada birden çok yabancı dil biliyor olması, kendi iş hacimlerinin ve kazançlarının artmasını sağlar. Ama asla acentaların değil.
Bunların dışında rehberlerin platformlarında okuduğumuz üzere acentacıları, “Cahiller ordusu, iki tur yapan kendisini bi halt sanıyor, ilkokulu mezunu adam acenta açabiliyor. Düşünün artık” gibi küçümseyici cümleler acenta sahiplerini üzmektedir
Bu durumda; ACENTACILAR HAKLI …
Bunlar Rehber ve Acentacı arkadaşlarımızın “kendi pencerelerinden” olaya bakış açılarıdır. Ben ise TÜRSAB’taki 600’e yakın Rehber-Acentacı’dan biriyim. Ve bu, aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumuna üzülüyorum.
Peki ÇÖZÜM?
Çözüm masada. Sorunu kendi platformlarımızda hakaretlere varan yazışmalar veya seçimlerde meze yaparak çözemeyiz. Masaya, Rehber ve Acentacıların dışında duruma her iki taraftan da bakabilen Rehber-Acentacılar da dahil olmalı. Örneklerle yurtdışında, İspanya, İtalya, Yunanistan, Amerika hatta Mısır ne yapmış? onlara bakılmalı, ama mutlaka bir orta yolu bulunmalıdır. Bulunacaktır da…