Bir otel sadece oda, restoran ya da bar değildir.. Sunduğu müzikal eğlencelerle de, etkinliklerle de oteller çok önemli görevlere ev sahipliği yapar…
Hele çok yıldızlara sahipse..
Tıpkı sevilen resepsiyonistler, belboylar, garsonlar, maidler sayesinde sürekli aynı otele gelen müşteriler, süreklilik kazanmış,ve tadını damağında bırakmış orkestralar, gruplar için de müşteriler tekrar tekrar o otele gelirler..
Hilton ..F/B cost control stajını yaptığım okul… Benim gibi, abartmıyorum, yüzlerce otelciye mesleğin pratiğini ve teorisini öğretmiş okul.
Aysun Ercan ve Sihirli Kemanları bu okulda, hem de Boğazı tepeden gören Roof-Bar’ da 19 yıl başarıyla çalıştı..
Yıllarca Hilton konuklarına Türk müziğini batı enstrümanlarıyla başarıyla dinlettiler… Klasik batı müziğini hiç unutmadan… Et ve tırnak gibi oldular konuklarla…
Günlerden birgün o Avrupa’da 1 numaralara yükselmiş Hilton’a 32 yaşlarında bir müdür atadılar…
Roof’ ta çok dolu bir akşam, gene Aysun Ercan ve Sihirli kemanları sahnede harikalar yaratıyor, alkış üstüne alkış alıyordu…
Bir sessizlik anında genç genel müdür iki parmağını şıkırdatarak “maestro” diye Aysun Ercan’ a seslendi.. İstanbul’un en seçkin ailelerinin doldurduğu o salonda adeta herkes sustu…
Aysun Ercan “yes sir” diyerek genel müdürün oturduğu masaya yürüdü..
Kemanını ve kirişi o masanın üstüne bırakıp “ thank you sir” diyerek salonu ve 19 yıl hizmet ettiği Hilton Oteli, ekibiyle birlikte terketti…
Araya kimler girdi, yapma, affet dendi..
Aysun abi kesinlikle mesleğine, yaptığı işe gölge düşürmedi…
Geri dönmedi… Sonra mı?
O genel müdürün adını kimse hatırlamıyor…
Aysun Ercan hala kemanıyla harikalar yaratıyor…