Dondurma makinasından, dev holdinge uzanan bir başarının hikayesi

ALİYE ÜÇBAŞ
Posted on Mayıs 30, 2018, 12:02 am
8 mins

ALPER TÜRKMEN

Yugoslavya’dan göç eden ailenin açtığı dondurma dükkanı, Alper Türkmen’in görevi babadan devralmasıyla bugünkü Türkmen Şirketler Grubu’na dönüştü. Kuyumculuk ve Turizm sektöründe faaliyet gösteren grubun son atılımı da Gelibolu’daki Hampton by Hilton Çanakkale Gallipoli Oteli oldu.

Hotel Gazetesi olarak bu gelişimin hikayesini okuyucularımıza aktarmak üzere Türkmen Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Alper Türkmen ile bir röportaj yaptık. Bir Holding patronundan çok dostane sohbet havasında geçen röportajın birçok genç girişimciye de ilham olacağına inanıyoruz.

Hikayenin tam başından başlayalım.. Yugoslavya’ya kadar uzanalım isterseniz.

Hikaye 1965 yılında Sabit Türkmen’in ailesiyle birlikte Rumeli’den Türkiye’ye göçerek “roma dondurma” olarak bilinen dondurmacı dükkanını açmasıyla başladı. Buna da oradan göç ederken babamın bıraktığı gayrimenkulunüne karşılık verilen dondurma makinası vesile oldu. Babam tek sermayesi olan dondurma makinası ile ailesine bakabilmek için bir dükkan açtı ve işletmeye başladı.

Siz ne zaman devreye girdiniz ve siz işi devraldıktan sonra neler oldu?

Her şey biz geldikten sonra bizimle birlikte değişti. Türkiye’nin Özal’la değişmeye başladığı döneme denk geldi. Aile, pastane ve dondurma işi ile ilgiliydi. Sonraki yıllarda aynı ailenin özellikle Ege bölgesindeki değişik şehirlerde açtığı şubeler ile ROMMA’nın Türkiye’deki yolculuğu da devam etmiş oldu. Sonra dondurma olarak 44 bayiye çıktık. 22 şube bizim. Diğerleri franchising. .

Dondurma, kuyumculuk ve otel birbirinden çok farklı sektörler.

Dondurma dede mesleği. Kuyumculuk sonraki cesaretle girdiğimiz bir iş. Bir geliriniz oluyor ve bunu bir yatırımla kullanmanız gerekiyor. Hiç bilmediğim ve dolayısıyla cesaret gerektiren bir girişim. 100 günde çok büyük bir paraya sahip oluyorsunuz. Dondurma böyle bir şey.  Maalesef ne tatlı yerine geçiyor, nede baklava gibi 12 ay kullanılabilen bir ürün değil. Belli bir sezonda kazanıyorsunuz ve sonra boşa çıkıyorsunuz. Tekrar diğer sezona kadar bir şeyler yapmalıyız diye düşünürken Kuyumculuk sektörüne giriş yapmış olduk.

Ailenin diğer fertleri neler yapıyor?

Biz iki kardeşiz. Ağabeyim ve ben ikimiz de koşturuyoruz. 7/24 işimizin başındayız. Üçüncü nesli karıştırmadık.  1963 yılında Yugoslavya’dan göç ettiğimizden bu yana ticaretle uğraşıyoruz. İlk dönem babam ve amcam yönetti. Sonra kardeşler ayrıldıktan sonra biz 1983 yılındın beri ticaretin içindeyiz. Hem sosyal yaşantımız, hem aile yaşantımız, işleri götürmeye çalışıyoruz.

Türkmen Holding’e bağlı şirketlerinizden bahseder misiniz?

3 Tane Şirketimiz var. Türkmen Kuyumculuk ağırlıklı firmamız. Gelibolu’da 2 tane şubemiz var. Romma Gıda da dondurma üreten ve dondurma cafeleri kuran bir firma.

Turizme yatırım kararı nasıl oldu.

Gelibolu’da bir konaklama sorunu var. Misafirlerimiz geliyor. En yakın yer Keşan.  Oradaki otellere gönderiyorsunuz. Çanakkale bize çok yakın olmasına rağmen gemi geçişleri çok sıkıntılı. Karşıya gidip gelmeler çok sıkıntılı. Böyle bir açık var. Kimse bir şey yapmıyor. Değerlendiremiyor. Yaşayan eski halkın arasında paralı aileler var ama işi geliştirme ihtiyacı duymuyorlar. Gelibolu Rotary Kulübünün başkanlığını yaptığım dönemde de çok sıkıntı vardı. Açığı gördük ve yatırım yapmaya karar verdik. 16 odalı küçük bir butik otelimiz var. İşletmedeydi. Şu an tekrar geri aldık. Dekore ederek onu da turizme kazandıracağız.  

Otelinizden söz edelim biraz da

Burası daha önce Gelibolu Otel’di ve biz burayı satın aldık. Sonra yapılan incelemede her tarafta çatlaklar, otel yukarıdan su alıyor. Eski Sovyet binaları gibi, her üç metrede bir kolon. Göremiyorsun bile, enterasan bir yapıdaydı. Tadilat yapalım dedik, incelettik, yıkıp yeniden yapmak daha avantajlı oldu. Üstelik 20 oda da fazla çıkıyordu. Bu yüzden yıkıp yeniden inşa ettik.

Hotel inşaatını yaparken karlaştığınız sorunlar oldu mu? Beklemedeğiniz nelerle karşılaştınız?

Ben art niyetle değil de iş bilmemizlikten kaynaklanan sıkıntılarla karşılaştım. Ben diyorum ki, Yatırımcı desteklenmeli. Yabancı  biri olsaydı, işi daha kolay olabilirdi. Bundan sonra ciroları görenler, başka markalı otelleri açmak isteyeceklerdir. Turizm reel sektördür. Kredi kartını veriyorsunuz  ordan geçip gidiyorsunuz. Rakamlar uçuyor ve hemen duyuluyor. Türkiye’de çok maceraperest insanlar var.

Hampton by Hilton Çanakkale Gallipoli Oteli olarak hizmet vereceksiniz, bu gelişme nasıl oldu?

Otel binasını inşa etmekle iş bitmiyor. Ondan sonra hizmetine adaysınız. Oteli açtık, hadi bizi alkışlayınla bitmiyor. Ondan sonrası oteli doldurmak ve gelen misafire en iyi hizmeti vermek gerek.

2016 yılında Hilton grubu ile franchising anlaşması yaparak Hampton by Hilton markasını ilçemize ve ilimize kazandırdık. Profesyonel bir kadro olan Sophos firması ile çalışıyoruz.

Böylece büyümeniz devam etti. 3 sektör olarak turizme girmiş bulunuyorsunuz. Bu holdinge, aileye para dışında neler kazandıracak?

Hali hazırda şirketimiz bünyesinde bulunan iş kolları arasında turizm bu tesisimizle farklı bir noktaya gelmiş olacaktır. Daha önce bu alanda birde butik otelimiz mevcuttu. Ülkece içinde bulunduğumuz ekonomik buhrana rağmen yatırımı durdurmayı düşünmedik. Bölgemiz istihdamı için, turizm tesisleri hizmet kalitesi için, markalaşmış kurumların yavaş yavaş bölgemize yönelmesi için, yaptığımız yatırımın bir mihenk taşı olacağı kanaatindeyiz. Turizm, Gıda, Kuyum sektörlerindeki ticari anlayışımız ve Gelibolu’ya verdiğimiz değer ile birleştirerek dünyanın önde gelen turizm markalarından Hilton’u yöremize kazandırmış olacağız.”

Paylaşmak Güzeldir

CEVAP BIRAKIN

You must be logged in to post a comment.