Dünyada 200’ün üzerinde ülkeye yayılarak pandemiye dönüşen koronavirüs salgını nedeniyle birçok ülke sınırlarını kapattı, uçuşları iptal etti, sokağa çıkma yasağı uyguladı. Türkiye’de de salgının yayılmasının önüne geçmek için birçok önlem alınıyor. Daha önce 65 yaş üzerini kapsayan sokağa çıkma kısıtlaması, 20 yaş altı için de geçerli olurken, 31 il, araç giriş çıkışına kapatıldı. Tüm bu uygulamalardan birçok sektör olumsuz etkilendi, bunların başında da turizm geliyor. 2020’ye 58 milyon turist ve 40 milyar dolardan fazla gelir hedefiyle giren sektörde, salgın nedeniyle gerek yurt içine gerekse de yurt dışına yönelik tur düzenleyen acentalar, arka arkaya iptal talepleriyle karşılaştı.
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, bu kampanyanın amacının yanı sıra koronavirüs salgınının turizm sektörüne etkileri ve salgın sonrasında turizmin geleceğiyle ilgili merak edilenleri Milliyet Gazetesi’nden Mine Özdemir Güneli’ye anlattı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomik Destek Paketi’nden turizm sektörüne nefes aldıran kararlar çıksa da şu an faaliyetleri durma noktasına gelen sektörün yaşaması için daha fazla desteğe ihtiyaç var. Acentaların omuzlarındaki yükün bir nebze hafiflemesi için üyelerinden 2020 aidatlarını muaf tutan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) iade ve iptal taleplerinin önüne geçmek için de “Tatilinden Vazgeçme, Ertele” kampanyası düzenledi. TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, bu kampanyanın amacının yanı sıra koronavirüs salgınının turizm sektörüne etkileri ve salgın sonrasında turizmin geleceğiyle ilgili merak edilenleri Milliyet Gazetesi’nden Mine Özdemir Güneli’ye anlattı:
‘Tarihin en büyük krizi’
– Koronavirüs salgınından turizm sektörü, nasıl etkilendi?
Birçok sektörü ve tedarik zincirlerini olumsuz etkiledi. Salgından en çok etkilenen sektör ise turizm oldu. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) 2020 yılı için uluslararası turist sayısında yüzde 30 ve üzerinde kayıp öngörürken, turizm gelirlerinde de en az 300 ile 450 milyar dolar arasında düşüş tahmin edildiğini açıkladı. Ülkemizde de turizm sektörünün bu süreçte, en iyimser tahminle minimum yüzde 40 civarında kayıp yaşayacağını öngörüyoruz. Incoming pazarı açısından maalesef yılın ilk yarısını tamamen kaybettiğimizi ifade edebiliriz. Yaz sezonuna yönelik rezervasyon talepleri de tamamen durmuş durumda. Umuyoruz ki bu salgın haziran ayına kadar sona erer ve kontrol altına alınır.
Bu sürecin devam etmesi, sektörde uzun yıllar iyileşemeyecek derin yaralar açacaktır. Kriz döneminde, bahar aylarındaki iş, kültür, şehir, sağlık, inanç turizmi turları tamamen iptal edildi. Yurt dışı seyahatleri durduruldu. Umre yapılamadı. MICE ve kruvaziyer pazarı ise ilk önce kaybettiğimiz alanların başında geldi. Ülke içerisindeki seyahatlere sınırlama getirildi. İç pazar da tamamen bitti. Türk turizmi tarihin en büyük krizini yaşıyor. TÜRSAB üyelerimizin yüzde 80’i şimdiden yüzde 75’in üzerinde ciro kaybına uğradı. Yüzde 72’sinden fazlası salgını ve sonuçlarının ekonomik varlığı için çok güçlü tehdit oluşturduğu kanaatinde. 2019’da ülkemize 34,5 milyar dolar döviz kazandıran sektörümüz için çok zorlu bir süreç yaşandığını ve 2020’de ülkemize turizmden sağlanacak döviz girdisinde çok ciddi düşüşler kaydedileceğini ifade edebiliriz.
– “Tatilinden Vazgeçme, Ertele” kampanyasının amacı nedir?
Koronavirüs nedeniyle birçok tüketici haziran, temmuz ve ağustos aylarındaki rezervasyonlarını ve hatta sonrası için satın aldıkları tatillerini iptal etme yoluna gidebiliyor. Bu yönde taleplerin artması da sektörde bir tıkanmaya yol açıyor. Zira acentalar, tüketicilerden aldıkları ödemeleri gerek havayollarına gerekse de ilgili otellere çok önceden ödemiş durumda. Şu anda yeni rezervasyonlar da gelmediği için ciddi anlamda nakit akışı bozulduğundan, acentaların iptal taleplerine kısa zamanda cevap vermesi çok zor. Sistemde yaşanan tıkanmayı aşmak için tüketicilere yönelik ‘Tatilinden Vazgeçme, Ertele’ kampanyasını başlattık.
Turizm, ülkemize yılda 34,5 milyar dolar döviz girdisi sağlayan, doğrudan ya da dolaylı olarak 54 sektörü besleyen, dış ticaret açığının tamamını karşılayabilen bir sektör. Ülkemizde 1,5 milyona yakın kişiye iş ve aş sağlıyor. Dolayısıyla, turizmin ayakta tutulması büyük önem arz ediyor. Tüketicilerden isteğimiz mümkün olduğu kadar önümüzdeki aylar için aldıkları turları iptal etmek yerine erteleme yoluna gitmeleri. Bu sayede acentaların yaşadığı kilitlenmenin bir nebze de olsa aşılmış olacağını düşünüyoruz.
‘Adil bir çözüm olmalı’
– Paket tur sözleşmesinde geçen ‘mücbir sebep’ maddesi pandemi gibi durumlarda acentaların nakit akışını zorluyor. Bunun için bir düzenleme yapılacak mı? Tur parasını almak isteyenler için hukuki süreç nasıl işliyor?
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle 30 Nisan’a kadar bu süreç durdu. Önemli olan mevcut düzenlemelerde seyahat acentalarının tüketiciler ve paydaşlarıyla olan ilişkilerinde kalıcı adil bir çözüm bulunması. Kriz dönemlerinde seyahat acentalarının tüketici ve paydaşlarıyla olan ilişkilerinde adil bir durumun sağlanması için yeni düzenlemelerin yapılması büyük önem arz ediyor. Mevcut durumda hem finansal hem de hukuki açıdan seyahat acentaları aleyhine haksız bir durum görülmekte. TÜRSAB olarak benzer durumlarda mağduriyet yaşanmaması için hem Ticaret Bakanlığı hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde yeni hukuki düzenlemeler yapılması hususunda gerekli girişimlerde bulunduk. Seyahat acentalarının beklentisi, en iyi hizmeti verme konusunda önlerindeki engellerin kaldırılması.
‘Kısa çalışma ödeneği 9 aya uzatılmalı’
– Tur iade-iptal taleplerini karşılamakta zorlanan acentaların bu olumsuz durumdan çıkmaları için attığınız adımlardan bahsedebilir misiniz?
TÜRSAB olarak koronavirüsün dünyaya yayılmaya başladığı ilk günlerde sektöre oluşturacağı zararı öngörerek bir kriz masası oluşturduk. Birlik olarak acentaların omuzlarındaki yükün hafifletilmesini sağlamayı amaçlayarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan seyahat acentalarının TÜRSAB’a ödeme yükümlülükleri olan 2020 aidatlarından muaf tutulması talebinde bulunduk ve bu yönde bir karar alınmasını sağladık. Devletimizin koronavirüs salgını dolayısıyla açıkladığı Ekonomik Destek Paketi bizim için önemli. Ancak krizin çok derin olması nedeniyle sektörün yeni desteklere gereksinimi var:
- – SGK, KDV, muhtasar beyannameleri sürelerinin yıl sonuna kadar ötelenmesi ve uzun vadeli yapılandırılması,
- – Seyahat acentalarına yönelik olarak KGF destekli uzun vadeli ve düşük faizli kolay kredi sağlanması,
- – Elektrik, su, doğalgaz borçlarının faizsiz 6 ay ertelenmesi ve yapılandırılması,
- – İşkur’un “Kısa Çalışma Ödeneği”nin 9 aya kadar uzatılması,
- – Turizm karayolu taşımacılığında KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesi,
- – Kriz sonrası acentalara tanıtım ve pazarlama desteği verilmesi,
- – Seyahat acentalarının önceden ödemiş olduğu havayolu bilet, tren, konaklama vb. ödemelerin iptaller nedeniyle ivedi olarak iadelerinin sağlanması,
- – Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı turizm payı ödemelerinin 2020 sonuna kadar alınmaması,
- – “Tatilinden Vazgeçme, Ertele” kampanyamızın devlet ve toplumun her kesimi tarafından desteklenmesi.
BUTİK OTELLERE TALEP DAHA DA ARTAR
– Salgın sonrasında sektörde ne gibi değişiklikler yaşanacağını öngörüyorsunuz?
Krizin kontrol altına alınmasının ardından insanlar bilmedikleri destinasyonlara gitmekte çekingen davranacaktır. İlk olarak, iş ve diğer gereklilikler nedeniyle zorunlu seyahatlerde bir hareketlenme olacaktır. Ardından uzun süredir evde olanların sosyalleşme isteği artacağı için aile, eş, dost ziyaretlerine yönelik seyahatlerin yanı sıra iç pazar ve yakın destinasyonlara yönelik tatil amaçlı seyahatlerde hareketlenme yaşanacaktır. Seyahatseverlerin, bu süreç sonrasında, tercihlerinde bilinen ve bağlı oldukları markalara daha fazla yöneleceklerini, ulaşımın kolay, toplu taşıma sürelerinin nispeten kısa olduğu destinasyonları tercih edeceklerini tahmin ediyoruz. Solo tatil, butik oteller, kişiye özel paketler gibi talepler bu süreçle daha da ivme kazanacaktır.
İadeler uçuş yasakları kalktıktan 2 ay sonra
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından COVID-19 salgını nedeniyle Havayolu ile Seyahat Eden Yolcuların Haklarına Dair Yönetmelik’te değişikliğe gidildi. Buna göre yolcular, açığa alınıp kullanılmayan biletin iadesini uçuş yasakları kalktıktan iki ay sonra, hava taşıma işletmesinden alabilecek.
Kaynak:www.milliyet.com.tr