Kültür ve Turizm Bakanlığı, yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılan 14 arkeolojik ve etnografik eseri Türkiye’ye geri kazandırdı.
Yasa dışı yollarla yurtdışına çıkarılan eserler, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanlığı ile Manhattan Bölge Savcılığı ve Amerikan İç Güvenlik Soruşturma Birimi (HSI) arasındaki iş birliği sonucunda düzenlenen çalışmalar neticesinde, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı’nın katılımıyla New York’taki Türk Evi’nde düzenlenen bir törenle teslim alınarak Türkiye’ye getirildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanlığı’nın yurtdışında ve Türkiye genelinde gerçekleştirdiği incelemeler ve araştırmalar sonucunda elde edilen bilgi, belge ve deliller ile Türkiye’ye kazandırılan eserlerin arasında, uzun yıllardır iade edilmesi için çaba gösterilen Burdur’daki Boubon Antik Kenti kökenli iki bronz heykel başı ve anıtsal boyutta bir bronz kadın heykeli yer alıyor. Bunun yanı sıra, farklı dönemlere ait seramikler, madeni paralar, bir mücevher parçası ve Osmanlı dönemine ait iki hançer de iade edilen eserler arasında bulunuyor.
M.Ö. 1. ile M.S. 1. yüzyıllar arasında tarihlendirilen ve genç bir erkeği betimleyen bronz heykel başı da Türkiye’ye iade edildi. Bu heykelin iadesi, yapılan soruşturma çerçevesinde eserin bulunduğu Jean Paul Getty Müzesi tarafından kabul edildi.
Santa Barbara Sanat Müzesi’nden geri kazandırılan sakallı erkek başı ise M.S. 3. yüzyıla tarihleniyor. İnsan boyutunda bir heykele ait olduğu tahmin edilen ve Roma İmparatoru dönemi modasını yansıtan bu başın iade sürecinde görgü tanığı ifadeleri ve yapılan soruşturmalar önemli bir rol oynadı.
Farklı dönemlerden eserler Türkiye’ye geri döndü
İade edilen eserler arasında Miami Üniversitesi’ne bağlı Lowe Sanat Müzesi’nden getirilen çeşitli dönemlere ait pişmiş toprak eserler de bulunmaktadır. Bu eserler arasında M.Ö. 1. binyıla tarihlenen çift kulplu boyalı bir kap, antik döneme ait bir testi, Bizans dönemine ait bir kase ve bir kandil yer alıyor. Ayrıca, M.S. 1055-1056 tarihlerine ait Histamenon, M.S. 540 yılına ait Follis ve M.S. 775-780 yıllarına tarihlenen Solidus olarak nitelendirilen üç Bizans Dönemi sikke ile M.Ö. 40 yılına ait Denarius gibi gümüş Roma sikkesi de iade edilen eserler arasında yer almakta.
Etnografik eserler de geri kazandırıldı
Türkiye’ye iade edilen eserler arasında etnografik değere sahip, 10. ve 11. yüzyıllara tarihlenen bir mücevher parçası olduğu tespit edilen Adana kökenli kemer de bulunuyor. Osmanlı metal işçiliğinin zarafetini sergileyen, 19. yüzyıla ait gümüş kın ve kabzasından oluşan iki hançer ise dönemin metal işçiliğinin ulaştığı inceliği ortaya koyuyor.
Türkiye kararlılıkla mücadele ediyor
Burdur’daki Boubon Antik Kenti kökenli eserler, 1960’lı yıllarda yasa dışı kazılarla yurt dışına çıkarılarak gündeme getirilmişti. Manhattan Bölge Savcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanlığı’nın derinlemesine araştırmalarının sonucunda, bugüne dek birçok bronz eserin, Genç ve Olgun Caracalla başları ve bronz bir kadın büstü gibi pek çok eserin iadesi gerçekleştirilmişti. Kültür ve Turizm Bakanlığı, tarihi eser kaçakçılığına karşı sürdürdüğü kararlı mücadele sonucunda, bu eserleri Türkiye’nin kültürel mirasına yeniden kazandırıyor. Bakanlık, uluslararası işbirliği ve yerel çalışmalarla kültür varlıklarının ülkeye dönüşünü sağlamaktadir.
“Kültürel mirasımıza sahip çıkmaya kararlıyız”
Kültür ve Turizm Bakanı sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, kültürel mirasın önemli parçalarının Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün çalışmaları sayesinde Türkiye’ye dönmeye devam ettiğini vurgulayarak, “Boubon Antik Kenti kökenli eserler gibi 14 arkeolojik ve etnografik eser, uzun yıllar süren çabalar sonucunda yeniden kültürel mirasımıza katıldı. Türkiye’nin tarihî zenginliklerini koruma kararlılığıyla Manhattan Bölge Savcılığı ve Amerikan İç Güvenlik Soruşturma Birimi ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği sayesinde bu özel eserler, ait oldukları topraklara geri döndü. Bu eserler, geçmişimizin ve köklü mirasımızın sembolleri olarak korunarak gelecek nesillere aktarılacak. Kültürel mirasımıza sahip çıkma ve onu dünyaya tanıtma konusunda kararlıyız” ifadelerini kullandı.