TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu 2025 Bütçesini Değerlendirdi
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu, 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay Raporu’nu görüşmek üzere toplandı. Toplantıya başkanlık eden AK Parti Samsun Milletvekili, komisyonda ilk söz hakkını CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’ye verdi.
Türeli, Türkiye’nin derin bir ekonomik kriz içinde olduğunu vurgulayarak, ekonomik büyümenin yavaşladığını ve işsizlik oranlarının yüksek seyrini sürdürdüğünü belirtti. Bu bağlamda, dar tanımlı işsizlikle kalmayıp, geniş tanımlı atıl iş gücüne yönelik endişelerini de dile getirdi.
Aynı zamanda, gelir dağılımındaki adaletsizliklerin yanı sıra artan yoksulluk ve kontrol altına alınamayan enflasyon sorunlarına dikkat çekti. Türeli, Türkiye genelinde sosyal ve siyasal alanlarda ciddi bir çöküş yaşandığını ifade ederken, temel kamu hizmetlerinin giderek piyasalaştığını ve parasallaştığını dile getirdi. Kurumsal yapının çöküşü konusunda da endişelerini aktardı.
İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, muhalefet milletvekillerinin bütçe üzerindeki görüş ve önerilerini aktardığı bölümde, hükümetin bütçe açığı oranlarını eleştirdi. Harcamaların etkinliği konusunda sorgulamalarda bulunan Usta, yapılan harcamaların topluma sağlık, eğitim ve refah yönünde bir katkı sağlamadığını iddia etti. Kamu kurumlarında, özellikle okul ve hastane gibi alanlardaki eksikliklere dikkat çeken Usta, sosyal adaletin sağlanamadığını belirtti.
Usta, kira fiyatlarındaki artışa da değinerek, bu konudaki artışların mutlaka eleştirilmesi gerektiğini vurguladı. AK Parti Uşak Milletvekili’nin karşıt görüşlerine cevap veren Usta, Türkiye’deki ekonomik gerçeklerin daha farklı olduğunu savunarak, yükselen kiralar ve maliyetlerle ilgili verilerin yanıltıcı olamayacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, muhalefet milletvekillerinin eleştirilerine cevap verdi. 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nin sürdürülebilir olduğuna dikkat çekerken, bütçenin sosyal refahı artırmayı amaçladığını belirtti. Türkiye’nin önemli bir süreçten geçtiğini vurgulayan Yılmaz, bu dönemin değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti.
Bütçenin genel yaklaşımının yatırım ve istihdamı teşvik etmeye yönelik olduğunu ifade eden Yılmaz, tüm kesimlerin ihtiyaçlarını gözetmeye gayret ettiklerini aktardı. Sosyal yardımların artırıldığını ve deprem sonrası harcamaların bütçenin sosyal boyutunu yansıttığını belirtti.
Yılmaz, 6 Şubat depremi sonrası ortaya çıkan maliyetin 104 milyar dolara yakın olduğunu aktararak, bu harcamaların geçici bir durum oluşturduğunu ve ilerleyen dönemde dengeleneceğini ifade etti. 2023 yılı için borç ve cari açığın artışının en önemli nedeninin bu kriz olduğu vurgulandı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili eleştirilere de yanıt veren Yılmaz, farklı yönetim sistemlerinin demokratik nitelik taşıdığını savundu. Yeni sistemin kurumsallaşma sürecinin devam ettiğini ve eleştirilere açık olduklarını belirtti.
Orta Vadeli Programın ölçümlerinin dönemsel olabileceğini ifade eden Yılmaz, bu programın ekonomik gelişim için önemli bir perspektif sunduğunu söyledi. Ekonomik büyümenin sosyal refah ile bütünleşmesi gerektiğini vurguladı.
Yılmaz, ülkenin enflasyonla mücadelesinde üç aşama bulunduğunu belirterek, geçiş dönemini geride bıraktıklarını ve dezenflasyon sürecine girdiklerini aktardı. 2024 yılı sonu itibarıyla enflasyonun yüzde 20’nin altına çekilmesinin hedeflendiğini belirterek, son yıllarda vergi adaleti konusundaki düzenlemelerin önemine dikkat çekti.