
“TÜRSAB Tasfiye Edilmek İsteniyor!” – Dr. Ali Bilir’den Olağanüstü Genel Kurul Tepkisi
Olağanüstü Genel Kurul kararına sektörden sert tepki: Dr. Ali Bilir’den dikkat çeken açıklama
Türkiye turizm sektörünün en köklü meslek örgütlerinden biri olan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), 27 Mayıs 2025 tarihinde yapılacağı duyurulan Olağanüstü Genel Kurul ile ciddi bir tartışmanın merkezine oturdu. Sektör temsilcilerinden bu karara yönelik tepkiler artarken, en dikkat çekici açıklamalardan biri TÜRSAB 24. Dönem Başkan Yardımcısı Dr. Ali Bilir’den geldi.
Bilir, yaptığı yazılı açıklamada, söz konusu genel kurul girişimini “TÜRSAB’ın sonunu hazırlayan bir tasfiye planı” olarak nitelendirerek çok sert ifadeler kullandı. Hotel Gazetesi olarak, sektörde geniş yankı uyandıran bu açıklamayı aynen yayınlıyoruz:
TÜRSAB’IN SONUNU HAZIRLAYAN OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL GİRİŞİMİNE DUR DİYORUZ!
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), 50 yıllık geçmişiyle bu sektörün temel taşıdır. Ancak bugün, bu köklü kurumun kaderi, kişisel hırslar ve dar bir kadronun çıkar hesapları uğruna geri dönülmez bir noktaya sürüklenmek istenmektedir. 27 Mayıs 2025 tarihinde yapılacağı açıklanan Olağanüstü Genel Kurul, ne yazık ki TÜRSAB tarihinde kara bir leke olarak anılacaktır.
Bu çağrı, ne bir ihtiyaçtan ne de üyelerin taleplerinden doğmuştur. Aksine, başkanlık koltuğunu kaybedeceğini gören Firuz Bağlıkaya’nın, TÜRSAB’ı kendi siyasi sonuna ortak etme girişimidir. Yıllardır hesap verilebilirlikten kaçan, şeffaflıktan uzak bir yönetim anlayışının şimdi apar topar, sektörün en yoğun döneminde, Kurban Bayramı arefesinde, oldu-bittiyle kararlar aldırma çabasıdır.
Firuz Bağlıkaya, etrafındaki birkaç maaşlı danışmanıyla birlikte bu kurumu kendisine ait bir şirket gibi yönetmeye çalışmakta, üyelerin iradesini yok saymaktadır. Oysa TÜRSAB; kişilerin değil, 15.000’i aşkın seyahat acentasının ortak iradesiyle yönetilmesi gereken bir meslek birliğidir.
Bu Olağanüstü Genel Kurul’un gündeminde;
- Taşınmazların devri ya da satışı,
- Yeni şirket veya vakıf kurma planları,
- TÜRSAB’ı borçlandıracak muğlak yetki talepleri,
- Kimlere ne kadar kaynak aktarıldığı belirsiz iştirak yapıları,
- Ve tüm bu sürecin arkasındaki gerçek niyet gizlenmektedir.
Üstelik bu kararların alınacağı tarih, acentaların sezon yoğunluğu, hac operasyonları ve yurt dışı turları nedeniyle en az katılım gösterebileceği bir zaman dilimi olarak bilinçli şekilde seçilmiştir. Katılımın düşük tutulması planlanmakta, Bölge Temsil Kurulu üyeleri masrafları karşılanarak özel olarak davet edilerek denge bozulmak istenmektedir.
Bu bir kurultay değil, bir tasfiye planıdır!
TÜRSAB’ın tüzel kişiliği, taşınmazları, kaynakları ve üyelerinin iradesi, bir kişinin keyfi kararlarına teslim edilmek istenmektedir. Bu, sadece bir kötü yönetim örneği değil; 50 yıllık bir kurumu tarih sahnesinden silme teşebbüsüdür.
Buradan açıkça sesleniyorum:
Bu girişimin bir parçası olmak, bu tarihi sorumluluğu omuzlamak yerine bir utanç sayfasına imza atmaktır. Tüm bölge temsilcilerini, yönetim kurulu üyelerini ve vicdan sahibi meslektaşlarımı bu sürece ortak olmamaya davet ediyorum.
Geliniz, beş ay sonra yapılacak Olağan Genel Kurul’da tüm üyelerin katılımıyla bu kritik kararları tartışalım. Geniş katılımlı, demokratik bir ortamda, herkesin sesini duyurduğu bir zeminde karar alalım.
Unutulmasın ki, koltuklar geçicidir ama kurumlar kalıcıdır.
TÜRSAB, kimsenin malı değildir. Bizler bu kurumu kuranların emanetini taşıyoruz. Bu emanete ihanet edenler, sektöre değil kendilerine yazık etmektedir.
Saygılarımla,
Dr. Ali Bilir
Bilir Turizm Seyahat Acentası