Çok enteresan bir dönemden geçiyoruz, hep birlikte. Tüm turizm ailesi olarak 90’lardan itibaren öyle hızlı bir değişim yaşıyoruz ki geldiğimiz bu noktada gördüğümüz tüm olaylar bize ilerisi ile ilgili karamsar bir tablo sunmuyor değil. “Bizler beyefendi ve hanımefendilere hizmet eden beyefendi ve hanımefendileriz” sloganına uygun olarak eğitimlerini almış ve sektöre atılmış binlerce turizmci, sektörümüzdeki yozlaşmaya acıyan gözlerle de bakmıyor değiliz. Peki nedir yozlaşma?
Hayatın tüm alanlarında olduğu gibi kısa zamanda kariyer elde etme ve zengin olma düşüncesi malesef turizm sektöründe de acı sonuçlar doğurmaya devam ediyor. Rakip otelinden iş almak için bin bir dolap çeviren otelci mi, arkadaşının acentesindeki bir portföyü kendisine çekmek için çeşitli oyunlar oynayan acenteci mi, yoksa acentesi kanalıyla oteline gelen bir şirketi, acenteye küçük de olsa bir komisyon vermemek için aradan çıkarmaya çalışan ahlak yoksunu yöneticiler mi? Aslında sorun hepimizde, sektör o kadar kısa zamanda hızlı bir şekilde büyüdü, yeni yeni 5 yıldızlı oteller, acenteler, şirketler açıldı ki kaliteli personel ve yönetici ihtiyacı tavan yaptı. Sırf bu nedenle yani boşluktan aslında hak etmediği unvanları kolayca almış ve kartvizit yapmış niteliksiz ve etik bilmez yöneticilerin çoğalması ile sektörümüz hızlıca kirlendi ve yozlaştı. Bu kişilikler hem sektörde belli makamları kolayca işgal ederken bazıları da danışmanlık denilen ve çoğu maalesef sektörün içerisinde başarısız olmalarına rağmen sadece kıdemleri nedeniyle elde ettikleri “duayen” unvanını, turizm sektörüne yabancı yatırımcılara kolayca satmakta ve telafisi zor projelere imza attırmaktalar.
Turizm, başkalarına uzaktan hoş görünen bir serap gibidir. Kendi profesyonellik alanlarında başarılı olmuş ya da olmamış yatırımcılara, turizm kolayca para kazanılan bir iş gibi gelmekte ve yanlış cazibe noktaları oluşturmaktadır. Özellikle sadece kendi cebini düşünen zamane danışman ya da yöneticileri, tecrübesiz yatırımcılara sahte ve yapılması imkansız gelir ve gider fizibiliteleri sunarak yanlış yönlendirmeler yapmakta ve İstanbul başta olmak üzere Türkiyemizin çeşitli bölgelerinde rantabl olmayan yüzlerce çöp turizm yatırımı oluşmasına neden olmaktadırlar.
Günahları çok büyük!
Bilinçsiz ve yanlış fizibilitelerle yapılan çöp yatırımlar, sektörün fiyat dengesi başta olmak üzere özellikle de halihazırda yetmeyen kaliteli personel sorununu arttırmakta, aslında baştan aşağı yanlış bütçelerin kendilerine emanet edildiği yetersiz yönetimler de gerekli performansı yatırımcılarına sunamadıkları noktada işletmelerini iflasa sürüklemekten başka yol bulamamaktadırlar.
Yatırımcılara tavsiyemdir, size danışman olarak sunulan ve daha sonra bu danışmanlar aracılığıyla aldığınız yöneticilerin sektör referanslarına çok dikkat edin, sektörde nefret edilen ve ismi ‘Kara Liste’ denilen listenin başında olan etik bilmez yönetici veya danışmanlara milyonlarca euroluk yatırımlarınızı kolayca teslim etmeyin. Çünkü sizin birbirinden değerli personelleriniz ya da bin bir emekle ve güçlükle yatırımınızı işletmeye çalışan değerli yöneticileriniz; sadece cebini düşünen ve işletme açıldıktan 6 ay sonra ortadan kaybolacak ve bir daha hiçbir şey danışamayacağınız ahlak yoksunu kişilerin cezasını çekmek zorunda değil.
Genç turizmciler sektörden çekiliyor
Zaten çok yoğun bir emek ve stresli bir çalışma ortamında işlerini layıkıyla yapmaya çalışan genç turizmciler, çok kolayca turizmden umutlarını kesmeye ve kendilerine yeni bir gelecek kurmak için farklı sektörlere kaymaya başladılar. Tüm turizm STK’larının dikkatini bu konuya çekmek istiyorum, bundan 5-10 yıl sonrasında otellerimizde, acentelerimizde, restaurantlarımızda çalıştıracak orta kademe personel, işletmelerimizi emanet edeceğimiz kaliteli üst düzey yöneticiler
BU-LA-MA-YA-CA-ĞIZ!
Otel, acente, yiyecek-içecek STK’larını ve turizm üniversitelerini el ele vererek sektörün gelecekte oluşacağı kesin olan istihdam probleminin çözülmesi için birleşmeye ve çalışmaya davet ediyorum, yoksa mevcut müşterilerimizi Sakız adalarına, Budvalara, Barcelonalara nasıl kaçırdıysak, yetişmiş personellerimizi de kaçırmak üzereyiz, naçizane uyarımdır!