Serbest Kürsü

Serbest Kürsü
Ebru YENER
Posted on Ekim 27, 2017, 1:50 pm
11 mins

BİR GÜLBEN ERGEN MEVZUSU….BİR ÇAKMA SEDALIK..

Haftalardır bir mevzu.. O onun kocasını almış, ötekinin sevgilisini ayartmış.. O onu aldatmış, onun bilmem ne yapmış, kustuk yine.. Olmuş 20 yıl… Bu kin bu öfke? Geçmişle yaşamak ne kadar doğru.? Nasıl tuttunuz içinizde? Acı çekmişsiniz, anlıyorum, affedin Allah’a havale edin, ruhunuz huzur bulsun. Hangimiz aldatılmadık? Hangimiz en yakın arkadaşlarımız tarafından ihanete uğramadık? Hangi kadın bunu yaşamıyor ki? Kadının en büyük düşmanı kadın değil mi?

En son Gülben Ergen Seda Sayan’ın progamına bağlandı, ondan evvel de bir gülümseme konuşması.. Çakma Seda dedim içimden, bir kabadayı konuşma şekli. O bildiğimiz cici bici agu bugu Gülben yok. Çakma bir Seda, komikti, söylemeden geçmiyorum… O kabadayılık Seda Sayan dışında kimseye yakışmıyor.

Gülben Ergen hayatta samimi bulduğum, hayranı olduğum bir sanatçı değil. Ne dinlerim ne severim, nötr.. Ama backgrounduna baktığımda saygı duymamam, takdir etmemem imkansız. Yol hangi yol bilmiyorum ama ciddi yol kat etti… Ciddi ayıp etmiş olurum. Seren Serengil’e, Yeşim Salkım’a bayılırım, kalpleri iyi, düzgün kızlardır. Aşk kadınlarıdır, temiz kızlardır.. Neden geçmişle yaşıyorsunuz? Ne gerek var? Neyse magazin şenlendi, mevzu oldu… (Ben yine Ahmet Hakan’ın köşesinden öğrendim mevzuyu..)
 

KİMSE SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK DEĞİLDİR

Kadın kadının yaptığını asla ama asla unutmaz.. Bir gün gelir intikam alır.. Ben derim ki 3 erkek çocuğu var, yorumlara biraz daha dikkat. Bu olay çocuklarda travma yaratır, çocukların suçu günahı ne? Empati yapmazsak anlayamayız ve gelişemeyiz dimi..? Şimdi bir ahlak bekçiliği… Başka isimler de konuya dahil oldu.

Bu konu artık ciddi midemi bulandırıyor ve mevzuyu  KİMSE SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK DEĞİLDİR diyerek kapatıyorum.

THE MARMARA OTELİNİN OTOPARK DUVARINDA ANLAYAMADIĞIM RESİM…

Yine bir iş çıkışı abonesi olduğum Taksim The Marmara Oteli’nin altına arabamı almak üzere iniyorum. Otopark duvarında anlamını idrak edemediğim bir resim.. İlk başta rengarenk, hoşuma gidiyor, sonra resme dikkatlice bakıyorum, İstanbul resmedilmiş. İstiklal, Galata, Tophane vs… Resimde başı kapalı kadınlar, nargile içen beyler. Resimde bir USD para birimi, tavla oynayan bir çift, en ilginci tramvayda el ele tutuşmuş 2 başı kapalı kadın. Bir köşede alfabemiz. İstenen Türkiye mi resmedilmiş, yoksa Araplara jest mi bu? Kafamda deli sorular…


CANINIZ KEBAP MI İSTEDİ? HAUTE COUTURE KEBAPÇI? TASARIM KEBAPÇI?

Yan yana algılayamadıysanız doğru ‘ADANA İL SINIRI’na ozaman..

Cihangir’de  dizayn, konsept, haute couture kebapları ile hizmet veren Adana İl Sınırı… Mekanın sahibi hikayesi ile insanlığı ile esnaflığı emeği ile özel bir adam Adnan Çam…

Binbir emekle kurulmuş hak ettiği yere gelmiş özel bir müessese… Adnan Bey’in tanımadığı müşterisi yok, herkesi tek tek özel tanıyor. Herkesle arkadaş, ahbap. Gittiniz mi, evinizde gibi hissediyorsunuz. Ortam çok sıcak klas ve kaliteli. İş adamından yazarına, siyasetçisinden oyuncusuna, sanatçısına kadar geniş bir müşteri kitlesi var. Arkadaşlarınızla, kız kıza, sevgilinizle, eşinizle gidebileceğiniz rahat ve mutlu olacağınız bir yer. Ben Adana kebabı ve çöpşişinin müptelasıyım.


Meze yelpazesi geniş, kaburga ve kanatta efsane. Oturur oturmaz direk özel special mezeleri siz istemeden geliyor. Bu arada Adana İl Sınırı peynir servisi yapmayı sevmiyor, baştan belirteyim. Etten evvel peynir yemenin etin tadını öldürdüğüne inanıyorlar. Kebabına etine bu kadar güvenen bir müessese burası, bilginize efendim.

En sevdiğim özelliği de artık hiçbir yemeği atmıyor, sokak hayvanları ile paylaşıyorlar. Kadrolu köpişler, kediler var. Hayvansever bir müessese daha ne olsun değil mi?

MİLLETÇE ŞEYMA VE DÜĞÜNÜ KUSTUK….

Tamam dedim kızcağız ilk kez gelin oluyor. 5 yıl nikahsız çocuk ile zor bir dönem yaşadı. Ben bunun intikamını alıyor dedim havasını atacak dedim vs vs vs… Yaşasın kız tamam. Ama yeter kustuk, ciddi kustuk.. Tamam evlendin Allah’ın izni ile yeterli bence dimi? Düğün resmi videosu değil, film izledik yemin ederim.

En son Vetements marka 1300 euroluk çakmaklı botlarından sonra; yorumum şu şekilde olacak…

Şimdi biz Türkiye’de yaşıyoruz. Kişi başı milli gelir belli. Alım gücü, insanların ekonomik durumu belli. Siz çok zengin olabilirsiniz, çok paranız olabilir vs vs. Alan var alamayan var değil mi? Her genç kız seni örnek alıyor, bu ara çok takip ediliyorsun, çok fanın var. Ne olacak onlar da mı bir Acun bulmalı? Sen farkında değilsin ama buna teşvik ediyorsun. Bir Acun bulamayacak ve kötü yola düşecek kız.. Ne hikayeler var ülkemizde. Ben abla olarak derim ki artık evlendin, daha çok iş güç, sosyal sorumluluk projeleri, daha rol model daha örnek alınası şeyler paylaşmalısın. Örnek alınıyorsun çünkü.

Ekstra Sabancı da zengin Koç da.. Bayağı zengin var malum. Ben onların botlarını paylaştıklarını inan görmedim. Yaşınla emsal Aslışah Alkoçlar var mesela. Onun da botunu paylaştığını görmedim. Şov bitti, şimdi bir anne, bir eş ve örnek alınan, taklit edilen bir kızsın, biraz daha dikkat güzel kız.

MILAN FASHION WEEK’TE VERSACE’NİN MUHTEŞEM ŞOVU…

Gianni Versace’nin 20. ölüm yıldönümünde, onu anmak adına kız kardeşi Donatella, tamamen ona ithaf ettiği bir koleksiyon sundu. Markanın ikonik koleksiyonlarından aldığı ilhamları günümüze uyarlayan Versace, defile sonunda markanın yüzü olan 90’ların efsane top modelleri ile kapanışı yaptı.

Özlediğimiz Versace desenleri, özlediğimiz formlar üzerinde geri döndü. İnanın beğenmediğim 2-3 model oldu. Carla Bruni, Claudia Schiffer, Naomi Campbell, Cindy Crawford ve Helena Christensen altın rengi Versace tasarımıyla podyumu adeta yıkıp geçti. “Bu tasarımlar için kardeşimin eski baskılarını kullandım ve ondan ilham aldım, 20 yıl sonra yüzümde bir gülümsemeyle bunu yapabildiğim için çok mutluyum.” diyen Donetalla’yı alkışlıyorum. Cavalli Prada Gucci’nin de yer aldığı moda haftasında favorim Versace oldu.

BENCE  EN EN GÜZEL GELİN AZRA AKIN, EN GÜZEL GELİNLİK, HOCAMIZ ÜSTADIMIZ CEMİL İPEKÇİ’DEN…

Bir tescilli dünya güzeli. Bir doğallık mütevazilik, güzellik, sempatiklik abidesi.. Baktıkça iç açan bir güzel. Hocamız ustamız Cemil İpekçi ‘ona bakınca Kardelen çiçeği görüyorum’ diyor. Beyaz, bembeyaz. Nekadar da doğru söylüyor.

Gelin oynamaz derler.Ne demekmiş, o öyle bir oynar ki. Hem de sabahlara kadar… Peki oynamak bir geline bu kadar yakışır mı? Hayatımda ilk kez bu kadar yakıştırdım. Videosunu defalarca izledim maşallah diyerek. Trakya’da bir köyde yapılan köy düğünü bu kadar mı şık olur, bu kadar mı klas olur? Bir geline mutluluk bu kadar mı yakışır? Peki bir geline gelinlik bu kadarmı yakışır? Cemil ipekçi imzasını taşıyan iğne oyalı gelinlik muhteşemdi. Bu tasarımın üzerine gelinlik beğenmem ciddi zor. Ellerinize, emeğinize sağlık Sayın İpekçi.. Buram buram Türkiyemiz, Trakya, mütevazilik samimiyet kokan bir düğün olmuş. Herkesin emeğine sağlık..

Azra Akın’a birkaç sıfat daha eklendi. “TÜRK GELİNİ” “EN MUTLU GELİN” “EN EĞLENEN GELİN” Allah bir yastıkta kocatsın, mutluluklar dilerim Azra…

Paylaşmak Güzeldir

CEVAP BIRAKIN

You must be logged in to post a comment.