Sevmeden yapılması çok zor bir meslek
Kendi içinde , yazılı olmayan öylesine çok kural var ki…
Ne kitaplarda yazar, ne de okullarda okutulur…
Usta çırak ilişkisinin üst düzeyde olup, belki de askerlikten sonra ortalama bir disiplinin , hiyerarşik olarak uygulandığı
ender işkoludur otelcilik…
Tek başına değil, bir saatin tüm parçaları gibi, ekip olarak yapılabilen,
en önemlisi ,RUHU olan bir meslektir,
OTELCİLİK…
İnanır mısınız, biraz deneyiminiz varsa,
o ruhu, otelin kapısından içeri adımınızı atar atmaz hissedersiniz…
Koklarsınız..
Hatta ön , ya da , arka kapısı bile farketmez , bu ruhu anlayabilmeniz için..
Bilmeyenlere hatırlatayım, ön kapı genelde konuklara, arka kapı da çalışanlara aittir…
Ve ne derseniz deyin, ön kapıdaki ruh, arka kapının yansımasıdır…
Arka kapıdan girenler ne denli mutluysa , ön kapıdan girenler de o kadar mutlu olabilirler…
Hizmet sektörü gerçekten farklıdır..
Her alana giren bilgisayar, otomasyon,
henüz sıcak bir gülümsemeyle “ hoşgeldiniz” diyemiyor..
Valizinizi alıp , odanıza çıkaramıyor..
O tadı damağınızda kalan yemekleri
yapamıyor…
Kapısından içeri adım attığınızda , mis gibi kokan o odaları bilgisayar temizleyemiyor henüz…
İnsanın, insana, bilerek ve isteyerek, severek, insanca hizmet ettiği mesleğin adıdır otelcilik…
Tek hedefi vardır otelcinin, konuklarını mutlu etmek…
Konukları mutlu olan oteller her zaman doludur ve karlı işletmelerdir..
Bunu da ancak, mutlu otelciler becerebilir , bilmem anlatabildim mi?