DENİZ DİKKAYA İLE 19 MAYIS
Kafa Radyo’daki Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı özel programı ile yayıncılıkta yeni bir çığır açtı
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Tüm Türkiye’de olabildiğince kutlandı. STK’lar, basın yayın organları, sektör temsilcileri ve eğitim kurumları, kendilerine özgü organizasyonlarla, bu önemli haftayı kutlayıp Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anarken, Turizm sektörünün önde gelen profesyonellerinden Deniz Dikkaya, Kafa Radyo’daki “Deniz Dikkaya ile Turizm Kafası” programını tamamen bu özel güne ayırdı.
19 MAYIS ÖZEL PROGRAMI
Divan Oteller Grubu Satış Direktörlüğü görevini yürüten ve bu alandaki başarısıyla adından söz ettiren Deniz Dikkaya, Kafa Radyo’da bir süredir yayınladığı programıyla da sektöre hizmet etmeye devam ediyordu. Bu programda sektöre ait haberler, gelişmeler ve yayına aldığı yetkililerle turizm gündemini değerlendiren Dikkaya, kısa sürede turizm sektörünün nabzını tutmaya başlamıştı. Dikkaya 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle tamamen bu konuya ayırdığı programıyla da alkış aldı.
19 MAYIS’A ÖZEL AÇILIŞ
Deniz Dikkaya 19 Mayıs’a özel hazırladığı programının açılışını da şu ifadeleri kullandı: “Bu hafta bizler için yani yaşı ne olursa olsun yüreği ve heyecanı genç manevi 19 Mayıs doğumlu ve ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de emanetine sahip çıkmaya çalışan milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için çok önemli bir hafta.
Atatürk büyük Nutuk’un sonunda gençlere şöyle sesleniyor: Ey Türk gençliği birinci ödevin Türk bağımsızlığını Türk Cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmaktır. Peki Atatürk’ün ödev olarak verdiği sorumluluk yüklediği gençlik ve genç kimdir biliyor muyuz?
Atamızın bahsettiği genç bizce yaşı kaç olursa olsun vizyonu açık hedefleri olan düşünceleri ve anlayışı sağlıklı yenilikçi ve ilerici herkes tanımlıyor. Zaten bir röportajında benim anladığım gençlik bu devrimin düşüncelerini ideolojisini benimseyip gelecek kuşaklara götürecek kimselerdir.” demiş. Çocuklarımız hepimizin geleceği yarının büyükleridir. İyi yetişmiş genç insan atılgandır. Gözünü odaktan sakınmaz. Ülke sorunları problemleri ile yakından ilgilidir. Çözüm yolları üretir. Düşüncesi genç olanlar yeniliğe devrimlere Atatürk Cumhuriyetine ve onun kurumlarına değerlerine ve kuruluş felsefesine ilelebet bağlıdır.
Mustafa Kemal Atatürk tam bu nedenler ile gençliğe güvenmiş ve vatanı emanet etmiştir. O zaman biz de tüm Kafa radyo dinleyicilerinin gençlik haftasını kutlayarak yayınımıza başlayalım. İşte ben de bu önemli haftanın değerini 19 Mayıs’ın ruhuna yakışır bir program hazırladım.
Peki bu programda sizi ne bekliyor? Yine güncel turizm haberleri ile başlayacağız. Sonra haftanın gezi önerisi haftanın gezi önerisinde madem 19 Mayıs haftasındayız. Sizleri Bandırma vapuru ile Samsun’a çıkaracağım. Kurtuluş mücadelemizin başlangıç adımı sayılan Bandırma Vapuru’nun hikayesini bize uzun yıllar Bandırma Vapuru Müzesi müdürlüğü yapmış olan Kültür ve Turizm Bakanlığı tarih uzmanı Ercan Yalçın anlatacak. Haftanın turizm sohbetinde de yine günün anlam ve önemine uygun bir konuğum daha olacak ve bizlere Samsun turizmini anlatacak. Turizm sektörünün en sevilen isimlerinden KATİD başkanı Murat Toktaş birazdan bizimle. Ve bugünkü programı 19 Mayıs ruhuna uygun bir şekilde tanımlayalım dediğim de genç turizm öğrencileri dostlarımızı Turizm Kafasına davet ettim. Birbirinden değerli geleceğin turizmcilerini sizlerle tanıştıracağım. Hayalleri hedefleri ve bakış açılarını dinleyeceğiz. Daha ne olsun.”
Turizm haberleri ile başlayan programda, Dubai Turizm Fuarı, Turizm Strateji ve Araştırma Merkezi’nin kuruluşu ve Trabzon turizmi için büyük önem taşıyan sekiz yapay göl projesi haberlerini detaylandıran Dikkaya, yetkililere “Lütfen buraları bilinçsiz ve kötü görünümlü betonlara teslim etmeyelim” çağrısında bulundu.
HAFTANIN GEZİSİ SAMSUN’A
Deniz Dikkaya, Haftanın gezi önerisi’nde Atatürk’ün Samsun’a doğru yola çıkışıyla başlayan Kurtuluş Savaşı’nı konu alan programda Samsunlu, 19 Mayıs Üniversitesi’nde tarih alanında yine doktora çalışması yapan tarih uzmanı Ercan Yalçın’ı konuk etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tarih Uzmanı Ercan Yalçın programda, Bandırma Vapurunda geçen 19 Mayıs’ta sonlanan Samsun yolculuğunun hikayesini Deniz Dikkaya ile Turizm Kafası programı izleyicileriyle paylaştı:
‘GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER’ 19 MAYIS’IN BAŞLANGIÇ CÜMLESİ
“Şimdi bu sürece gelinirken bazı durumlar yaşandı. Mustafa Kemal Paşa’nın özellikle Adana ve civarında İskenderun civarında 7. Ordu Komutanı olarak görev yaptığını biliyoruz. Kasım 1918 tarihine kadar. Mustafa Kemal Paşa 8 Kasım tarihi itibariyle Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’ndan ayrılır. 13 Kasım itibariyle İstanbul’a gelir. Devamlı anlatılan bit hikaye vardır. Çok önemlidir bizim Türk bağımsızlık tarihimiz açısından. Mustafa Kemal Paşa Haydarpaşa Garı’na ilk olarak gelir ve oradan sonra da Kartal İstimbot’una binerek boğazdan geçip İstanbul’a ulaşacaktır. Tabii Mustafa Kemal Paşa boğazdan geçerken yanında da yaveri Cevat Abbas Bey vardır. 61 parça donanma gemilerini müttefik gemilerini görünce tabii ki Osmanlı subayları olan Mustafa Kemal Paşa ve Cevat Abbas Bey. Bunun karşısında ürkme ve aynı zamanda onları ateşleyen bir fitil oluyor. Döndüklerinde tabii Cevat Abbas Bey Mustafa Kemal Paşa’ya durgun şaşkın bir halde bakıyor. Ve Mustafa Kemal Paşa o manzarayı görünce o meşhur sözünü söylüyor. Büyük bir inanmışlık adanmışlıkla ” Geldikleri gibi giderler.” diyor. Aslında o 19 Mayıs’ta bu cümle başlangıç cümlesi. O yüzden üzerinde özellikle durmak istedim. 13 Kasım tarihini size arz etmek istedim. Çünkü bu sefer söylediği an da Bandırma Gemisi gibi bir gemide Kartal İstimbot’u adıyla . O yüzden Mustafa Kemal Paşa tarihinde ve milli mücadele tarihimizde bizim özelikle bu gemilerin çok büyük rolü olmuştur. O yüzden hep böyle simgeleri haline gelmiştir. Kartal İstimbot’u ve Bandırma Gemisi gibi gemiler. Tabii daha sonrasında Mustafa Kemal Paşa İstanbul’da bir takım faaliyetler içerisine giriyor. Özellikle siyasi olarak nasıl hamleler gerçekleştiriyor. Hükümeti ve padişahı nasıl bir kurtuluşa yönlendirebilirim arayışına giriyor Mustafa Kemal Paşa. Mustafa Kemal Paşa çok kısa bir zaman Pera’da kalır İstanbul’da. Sonrasında müze olan Şişlideki eve geçecektir. O ev adete bir karargah gibi kullanılacaktır. Milli mücadelenin o bildiğimiz en önemli komutanları ile onların içerisinde Kazım Karabekir Ali Fuat Cebesoy Refet Paşa İsmet Paşa gibi isimler Rauf Bey gibi isimler ile Şişlideki evinde çeşitli görüşmeler yapar. Ali Fethi Okyay’ı da burada sayalım ismini. Bu isimler ile görüşür. Ne cevap vereceklerini kararlaştırırlar.
Bunları yaparken bir yandan İstanbul’un işgaldeki o halini düşünün çeşitli çevrelerden çok fazla istihbarat görevlileri mevcut. Genellikle o görüşmeleri arkadaşlarıyla askerlerle ve sivillerle yapmış olduğu görüşmeleri Paşa akşam saatlerinde biraz da böyle gizlenerek gizli kapaklı yapmaya çalışırlar ki kafalarında oluşturmuş oldukları bazı fikirler sızmasın. Mustafa Kemal Paşa burada yapmış olduğu görüşmeler neticesinde eğer bir kurtuluş hareketi ortaya çıkacaksa bunun muhakkak ve muhakkak Anadolu’dan gerçekleşmesinin mümkün olacağı kararını varıyor. Bunda İsmet Paşa da aynı fikirdedir. Kazım Karabekir Paşa da aynı fikirdedir. Ali Fuat Cebesoy Paşa da yine aynı fikirdedir. Çünkü İstanbul’da İngiliz kontrolündeki ne Sultan’ın ne de hükümetin herhangi bir direniş hamlesi gerçekleştirebilmesi mümkün kılabilecek ne siyasal ne askeri ortam söz konusu değildir. İşte bundan sonrasında Mustafa Kemal Paşa Anadolu’ya nasıl geçilir bunun arayışı içine girecek ve İngilizlerin 21 Nisan tarihinde Osmanlı yönetimine vermiş oldukları bir notta Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun yolculuğunu adeta başlatan bir nota halinde ortaya çıkmış olacaktır. O dönemin İçişleri bakanı yani Dahiliye Nazırı Mehmet Ali Bey Samsun ve civarında bir müfettişlik kurulmasını teklif eder. Burada oluşturacak olan müfettişliğe bir subay görevlendirmek durumunda kalır. Bunu İçişleri bakanı Mehmet Ali Bey vasıtasıyla Mustafa Kemal Paşa’ya teklif ederler. Mustafa Kemal Paşa da zaten Anadolu’ya çıkmak gibi bir niyeti olduğu için böyle bir şeyi reddetme şansı da yoktur. Aradığı fırsat adeta ayağına gelmişti. Bu şekilde Mustafa Kemal Paşa görevi kendisine verilir verilmez hemen İstanbul’dan Samsun’a çıkış için gerekli hazırlıkları yapacaktır. Harbiye Nazırı ile görüşecektir. Sadrazam Tevfik Paşa ile görüşecektir. Genel Kurmay Başkanı Cevat Paşa ile görüşecektir. Yine son olarak dönemin padişahı Sultan Vahdettin ile görüşecektir Mustafa Kemal Paşa Yıldız Sarayında. Bu görüşmesi çok dikkat çekicidir. Yıldız Sarayında Mustafa Kemal Paşa’yı onuruna kabul eder, karşısına oturur. Padişah tabii düşünceli bir haldedir pencere boğaza bakmaktadır. Pencereden baktığınızda boğazdan işgal gemileri görünmekte ve toplarının yönü hatta Yıldız Sarayına doğru çevrilmiş bir vaziyettedir. Şimdi burada dönemin hükümdarının psikolojisini düşünebiliyor musunuz? Mustafa Kemal Paşa hangi ortamda Samsun’a gitti ve bu mücadeleyi nasıl başlattı? İstanbul’daki tükenmişlik ne haldeydi? Vahdettin’in İstanbul’dan herhangi bir kurtuluş çaresi ile hareket edebilmesini mümkün olmadığını kendisini de Samsun ve civarına gönderirken aslında orada cereyan eden bir takım olayları tamamen sükunet içerisinde halletmesini bekler ondan. Çünkü İngilizler Samsun ve civarında meydana gelen bu asayiş durumunu kalmaması durumunda buraların işgal edilebileceği tehdidinde bulunmuştur.
Tabii bu görüşmelerden sonra Mustafa Kemal Paşa 16 Mayıs 1919’da öğleden sonra saat 16.00-16.30 arası Galata Rıhtımından Bandırma Gemisine binecek ve bu şekilde üç günlük Samsun yolculuğu başlayacaktır. Mustafa Kemal Paşa’yı Galata Rıhtımında Rauf Bey uğurlar. Orada paşaya “Paşam bir istihbarat geldi Karadeniz’de açıldıktan sonra gemi batırılacaktır İngilizler tarafından. O yüzden gitmeyin” der Mustafa Kemal Paşa’ya. Mustafa Kemal Paşa Kalsam tutuklayacaklar (çünkü o dönemin tüm askerleri ve önemli şahsiyetleri İngilizler tarafından yakalanıp Malta’ya sürülüyorlar.) Kalsam yakalayacaklar gitsem aynı akıbeti karşı karşıya kalacağım. O yüzden gideyim ve ne olacaksa o şekilde olsun şeklinde görüşünü bellirtir ve Bandırma Gemisine biner. Kızkulesi açıklarında Mustafa Kemal Paşa Bandırma Gemisine binecektir ve orada İngiliz subay ile orada bulunan subayları denetleyeceklerdir. Gerçekten bahsedilmiş olduğu gibi mi gemideki kişiler sayı olarak ya da başka şeyler yüklü müdür var mıdır şekilde bir teftiş yapılır. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları bu manzarayı görünce aynı o Kartal Vapurundaki gibi bir durum olduğu oraya çıkar. Yani bu bir Osmanlı Subayı için katlanacak bir durum değildir. Oradaki kurmay subayların Anadolu’nun Rumelinin dört bir yanında Trablusgarp’ta Valnanlarda savaşmış subayların yerine koyun kendinizi lütfen. Düşünün bu kişileri gelip İngiliz yüzbaşısı denetliyor onlar onay verdikten sonra anca hareket edebiliyorlar. Mustafa Kemal Paşa yanında bulunan ve içlenen Kurmay Subaylarına der ki ” Heyhat ne kadar büyük ahmaklık. Mühimmat arıyorlar biz ise Anadolu’ya Samsun’a yalnız ve yalnızca aklımızı ve imanımızı götürüyoruz” diyor. Bu söze şu inanmışlığa bakar mısız. Aklımız ve imanımızı götürüyoruz diyor. Üç günlük yolculukta önce İnebolu Limanı arkasından Sinop Limanına uğruyorlar. 19 Mayıs 1919 sabahı saat 8 civarında beraberindeki heyet ile birlikte Samsun’a şu an Tütün İskelesi adını verdiğimiz yere bir pazartesi günü ilk adımını atıyor Mustafa Kemal Paşa. O yüzden Samsun’un o Bandırma Gemisinin bulunduğu Tütün İskelesi’nin bulunduğu alan İlkadım ilçesi olarak adlandırılır.
SAMSUN’A GELENLER BANDIRMA GEMİ MÜZESİNİ GEZMELİ
-Bandırma Feribotunu şu anda Samsun’da İlkadım’da gezmek isteyenler için canlı hikâyeyi yaşamak için ne önerirsiniz?
“Samsun’a gelen her vatandaşımızın muhakkak Bandirma Gemi Müzesini gezmesi gerekmektedir. Milli mücadeleyi anlamak istiyorlarsa Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun yolculuğunda neler hissettiklerini içselleştirmek istiyorlarsa birebir gemide bunu rehberlerimiz eşliğinde bizzat hissedebilirler. Çocuklarını getirsinler. Özellikle çocuklarınızı lütfen Bandırma Gemisine getirin. O tarihi anı görsünler. O yüzden ben halkımıza özellikle bu Milli Mücadele’nin anlatıldığı müzelerimize ve yine Bandırma Gemi’mize muhakkak iyi bir dekilde gezmelerini söyleyebilirim.
HAFTANIN TURİZM SOHBETİ: MURAT TOKTAŞ
Deniz Dikkaya’nın Haftanın Turizm Sohbeti bölümünün konuğu ise Samsun turizmini anlatmak üzere Karadeniz Turistik İşletmeciler Birliği Başkanı Murat Toktaş’dı. Toktaş’ın Samsun turizmine ilişkin açıklamaları ise şöyle: “Samsun’un tabii bir kaç tane özelliği var. Bir tanesi çok fazla medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir coğrafya alanı. Amazonlar, Amazon kadınları bunun başında gelir. Bu dünyada şimdiye denk kurulmuş kadın devletidir. Hititler evet Çorum merkezlidir ama buraya kadar uzanmışlığı var. Cenevizlilerin çok onemli şehirlerinden bir tanesi. Ve devamında da Cumhuriyetimize Atatürk’ün Kurtuluş Mücadelesi’ni başlatmak için en uygun yer dediği Samsun’da 1923 itibaren de yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli şehirleri arasında ve Milli Mücadele’nin direnişin başladığı şehir olarak da tarihte yerini almıştır. Konumunun da bir zenginleri de var aslında mesela biz ilk önce Samsun’a gelenleri ilk uğrak yerlerinden bir tanesi Onur Anıtı. Anıtkabir’den sonra Atatürk ile ilgili en çok ziyaret edilen yerlerin başında gelir. Gazi Müzemiz var.
1919 panaromik bir müzemiz var. Tütün İskele’miz var. Daha sonrasında Samsun Kent Müzemiz var. Samsun’un tarih boyunca evlerindeki kullandığı eşyalardan giydikleri kıyafetlerden oluşan bir müze. Avrupa’nın en iyi müzeleri arasında yer alıyor. Onun için gelebiliriz. Ayrıca Oyuncak Müzemiz var. İlk üç oyuncak müzesinden biri yine Samsun’da. Çok fazla bilinmemekle birlikte. İslam âlimlerinden Seyit Kudrettin Türbesi Samsun’dadır. Atatürk’ümüzün Samsun ahalisi ile gizlice buluşarak ve stratejik direnişin konuşulduğu Sadi Tekkesi ile müze halindedir. Arkeoloji Müzemiz vardır. Bodrum’da aynı düzeyde Batık ve Anfora kalıntıların sergilendiği çok büyük bir müzemiz var. Biraz önce bahsettiğim Amazonların yaşandığının gösterildiği bir Amazon Köyü var. Devamında yiyecek içecek ile anlatılacak çok şeyimiz var. Bir sahilimiz var yaklaşık 30km boyunca. Bunun yarıya yakını cafe ve restoran tarzı yiyecek içecek eğlence mekanları ile dolu. Eğlence ve sosyal hayatın da çok yoğun yaşandığı keyifli mekanlarımız var. Gelecek misafirlerimizi yaklaşık 7.000 yıl önceye götürebiliyoruz. Mesela Tekkeköy Mağazalarımız var ve orada bir arkeoloji müzemiz var ki oradaki kalıntılar ve mağaralar milattan önce 7.000 yıl evvel orada insanların yaşadığına dair çok önemli kalıntılar var. Bu anlamda da büyük bir yelpazeye yayılmış bir turizm aktivitelerinin yapılabileceği bir şehir olduğu için buraya rahatlıkla gelebilirler ve gelmeliler. Çok daha farklı turizm dalgalarında burada keyifli zamanlar geçirebilirler.
SAMSUN’DA NE YENİR?
Ülkemizin yemek kültürü bakımından ne kadar zengin olduğunu zaten biliyoruz. Karadeniz’in baştacı olarak anılan ve yerleşim tarihi açısından Samsun’da da bunları bulabilmek mümkün. İlk başa balık koyabiliriz. Mesela haluçka diye bir çorbamız var bu Samsun’un en güzel çorbalarından bir tanesidir. Aslen bir göçmen yemeğidir. Çünkü buraya Balkanlardan da gelen çok fazla mübadiller vardır. Ana malzemesi hamur ve nohuttur. Pide bakımından ilk akla Samsun gelir. Samsun pidesi kendi içinde en az üçe dörde ayrılır. İlçelerin kendine özgü pideleri vardır.
SAMSUN’DA TURİZM MASASI
Biz bu bölgede çalışırken il bazında ortak bir masa kurulması arzusu ile yola çıkmıştık. Şimdi artık bunu gerçekleştirilmiş durumdayız. Her ilde Samsun’da da STK ve kamuda yatırımcılardan oluşan bir turizm masamız var. Biz burada belli bir aralıklarla toplanıp Samsun için şehrimizde parça parça tanıtım faaliyetlerini bütün ilçeler ve kamu planladığı öngördüğü çalışmaları masaya yatırıp bunun içinden en acil ve en uygun olanla birlikte topyekün ortak akılla ortak bütçe ile hareket ediyoruz. İnşallah bu psndemi sürecinde en kısa zamanını atlatırız. Biraz önce kabaca bahsetmiş olduğum güzellikleri tanıtımlarını yapıp, bir ekonomi kazandırırız.
MİKROFON GENÇLERİN
Deniz Dikkaya, ’19 Mayıs’ temalı programına gençleri konuk etti. Programa ilgi gösteren üniversite öğrencileri, Deniz Dikkaya’nın, kariyer hedefleri hakkındaki sorularına samimi yanıtlar verdiler.
Şeyma Nur Karakaya
Kapadokya Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları 3. sınıf öğrencisi.
Turizm sektöründeki kariyer yolculuğunda kişisel hedefin nedir?
Öncelikle tecrübe kazanarak işletme sahibi olmayı planlıyorum. Mutfağımda genç arkadaşların bulunmasına olanak sağlamak istiyorum. Çünkü okuldan çıktığımızda böyle bomboş kalıyoruz. Ama genç olarak hepimizin hedefi güzel bir mutfakta çalışmak. Mesleğimi icra ederken öğretmek istiyorum.
Peki sence iyi bir turizmci nasıl olmalı?
Bence iyi bir turizmci yenilikleri takip edip sürekli kendini geliştirmeli turizm sektörünün dinamikliğine ayak uydurmalı. Pratik ve çözüm odaklı olabilmeli ki problemleri hızla ortadan kaldıracak potansiyeli yakalayabilmeli diye düşünüyorum.
Türkiye turizminin gelişmesi Dünyada ilk 5 ülke arasına girmesi için senden bir proje istesek senin projen ne olurdu?
Bunu yine gastronomi özelinde düşünmek istedim. Uluslararası Gastronomi Festivali düzenleyerek ve en az on ülkenin katılım gösterdiği bir proje düzenlerdim. Bu proje ile birlikte çeşitli ülkelerden gelen deneyimli şefler ve her bir ülkede yemeğe rağbet gösteren insanları ağırlayarak hem ülkemizdeki turizmin gelişmesi açısından hem de ülkemiz gastronomisinin gelişimi açısından bu ilgi çekici ve bizi ilk sıralara taşıyacak projeye imza atmayı çok isterdim.
Emirhan Kılavuz
İstanbul Kültür Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği 2. Sınıf öğrencisi.
Turizm sektöründeki kariyer yolculuğunda kişisel hedefin nedir?
Şöyle söyleyeyim kısa ve öz konuşacağım. Markalaşmış zincir bir otelde mümkünse yurtdışında şu an galiba bütün turizm gençlerimizin hayali bu yöndedir. Kendi yeteneğimi misafirperverliğimi bilgilerimi ve birikimlerimi yaratıcı düşüncemi birleştirerek turizm sektörüne katkı sağlama kapsamında. Tabii ki de üst düzey bir yönetici olmak ama aynı zamanda daha önce uygulanmamış projeler hayata geçirerek hedeflerim arasında yer alıyor.
Peki sence iyi bir turizmci nasıl olmalı?
Bence turizm sektöründe ilerlemeyi hedefleyen birinin sahip olması gereken en önemli özellik çözüm odaklı olması. Kriz anında yönetici düşünceleri ile müdahale bulunabilecek olmasıdır. Aynı zamanda diğer özelliğe gelecek olursak iletişim yönünden güçlü misafirin isteklerine olumlu veya olumsuz dönüt verirken empati yeteneğini en üst şekilde kullanabilmesi önemli. Olmazsa olmaz bir özellik daha var sabırlı olması. Bir turizm çalışanının misafirlere gösterdiği sabır markayı da etkilemektedir. Bu yüzden sabır olmazsa olmaz.
Senden bir proje istesek senin projen ne olurdu?
Bugün konuşmacı arkadaşım daha var onunla bir projemiz var. Projeyi şu şekilde hayata geçirmek istedik. Genel anlamda Y Z ve alfa kuşaklarını ilgisini çekebilecek mevcut marketteki konsept otellerin yetersizliği ve aynı şekilde sürdürebilirlikteki yetersizlik bizi bu projeye itti. Genel olarak proje yenilikçi hayata geçtiği taktirde büyük ilgi görecek konsepte sahip. Deniz kum ve güneş üçlüsünden sıkılmış yeni jenerasyonun ilgisini çekebilecek bir proje aslında.
İlayda Büşra Ersoy
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Turizm işletmeciliği 4. sınıf öğrencisi.
Turizm sektöründeki kariyer yolculuğunda kişisel hedefin nedir?
Ben soruyu şu şekilde cevaplamak istiyorum. Öncellikle birçok otelde çalıştım farklı departmanlarda bulundum. Tabii ki benim kariyer hedefim akademik açıdan. Ben akademik alanda ilerlemek istiyorum. Çünkü hayatım boyunca öğrenmeye bilgiye aç bir insan oldum. Bu nedenle de turizm kariyerimi akademik anlamda yönlendirmek istiyorum.
Peki sence iyi bir turizmci nasıl olmalı?
Kesinlikle kriz yönetimini çok iyi bir şekilde yönetmeli. Çünkü bu kriz yönetimi ne kadar iyi sağlarsa ve doğacak krizleri de bir o kadar tahmin ederse olaylara da bir o kadar hazırlıklı olmuş oluyor. Aynı zamanda güler yüz de çok önemli. İyi bir turizmci daima güler yüzlü olmalı. Sıcak kanlı olmalı. Empati yeteneğini geliştirmiş olmalı. Yeniliklere açık ve gelişime odaklı olmalı. Aidiyet kavramlarını da benimsemeli aynı zamanda. Unutmadan şunu da söylemek istiyorum. Bir turizimci atasözü der ki ” Misafir her zaman haklıdır.”
Senden bir proje istesek senin projen ne olurdu?
Uluslararası Sanat Turizmi projesi olabilirdi. Müzik resim dans tiyatro ve fotoğrafçılık alanında yetenekli olan turistlerin eserlerini ben ülkemizde sergilerdim. Turizmde sanat da önemli bir unsur. Ayrıca dünyanın her yerinde sanata aşık birçok insan var. Yılın üç ayında yani ülkemize en çok turistin geldiği zaman diliminde bu yetenekleri halka açık bir alanda sergilerdim. Herkes farklı alandaki yeteneklerini bu alanda bizlere gösterirdi. Aynı zamanda yarışmalar da düzenlerdim. Yarışmalarda birinci olan turistlere ülkemizin geleneksel ödüllerinden de takdim ederdim. Tabii bu programı düzenlemeden önce iyi bir reklama da ihtiyacım olurdu. Uluslararası kanallarda bu şekilde reklamlar da düzenleyebilirdim. Böyle bir projenin ülkemize hem turist çekeceğini hem de farkındalık yarayacağına inanıyorum.
Selin Yıldırım
İstanbul Kültür Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği 2. sınıf öğrencisi. Emirhan Kılavuz ile ortak projeleri var.
Turizm sektöründeki kariyer yolculuğunda kişisel hedefin nedir?
Ben bundan önce Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik ve ek olarak Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümlerinden lisans eğitimimi tamamlamıştım. Lisans eğitimlerinden kazandığım bilgi birikimi donanımlarımı gelişerek turizm sektörü çalışanlarına eğitimler vermek ve katkıda bulunmak orijinal projeler geliştirmek ve uygulamak beni hem mutlu edecek.
Peki sence iyi bir turizmci nasıl olmalı?
Turizm sektörü insanlarla iç içe olmayı gerektiren bir sektör olduğu için kesinlikle iletişim becerileri gelişmiş ve bunu geliştirmeye açık personel olmalı. Bunun yanında sadece operasyona yönelik değil de güncel bilgilere açık olmak vizyonu geliştirmek bence çok önemli. Yabancı dili söylemiyorum bile zaten o çok lazım. Bir de bir personel bence kriz anında çözüm odaklı yaklaşımlarını kullanırken yetkinliklerini bilmeli. Yani çalıştı kurumun görüşleri ile bağdaşmayan yetkinlikleri dışından vaatlerde bulunarak gelen misafire yalan söylememeli. Güvenilirlik ve verilen sözlerin tutulması dakik olunması geç kalınacaksa haber verilmesi gibi konular bence çok önemli.
Muhammed Mert Seçkin
Kapadokya Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları ikinci sınıf öğrencisi.
Turizm sektöründeki kariyer yolculuğunda kişisel hedefin nedir?
Bu durum benim için diğer arkadaşlarıma göre daha farklı. Ben her zaman bir startup şirketim olsun istedim. Bir girişim yapmak istedim. Aslında okulumu bitirdikten sonra da bir girişim planım var. Bu girişim planı üzerinde yürümeyi düşünüyorum.
Peki sence iyi bir turizmci nasıl olmalı?
Bir turizmci diğer bilim dallarına çok hakim aynı zamanda dil konusunda kendini çok iyi geliştirmiş en az 3 dil bilen ve aslında ileri görüşlü birisi olarak tanımlayabilirim.
Türkiye turizminin gelişmesi Dünyada ilk 5 ülke arasına girmesi için senden bir proje istesek senin projen ne olurdu?
Aslında katma değeri fazla olan bir turizm projesi önermek isterdim. Bunu nasıl sağladım. Açıkçası bu konuda bir projem var. Bir aslında kültür yolu planım var. Benim için hep hayal olmuştu. Türkiye’nin kültür yolunu çizmek istemiştim. Bu kültür yolunda aslında Selçuklu Mimarisi yani bu kültür yolu aslında somut bir yol olacak fakat bu kültür yolu üzerinde hanlar olacak. Hem dikkat çekici hem de o kültür yoluyla aslında. Gelen turist tüm Türkiye’yi gezmiş olacak. Bir rotasyon da vermiş olacağız. Diğer ülkelerde olmayan bir proje için dikkat çekeceğini düşünüyorum.