Dünya genelinde COVID19 vaka sayısı 180 milyonu, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 4 milyonu buldu. Aktif hasta sayısı 10 milyon dolaylarında seyrediyor. Dünya genelinde her gün ortalama 250 bin vaka raporlanıyor ve yaklaşık günde 9 bin kişi hayatını kaybediyor. Uzmanlar, gerçek rakamların raporlanan rakamlardan asgari dört kat daha fazla olduğunu ifade ediyorlar. Gerçekten tablo hala korkutucu. Sürekli yapısı değişikliğe uğrayan virüsün, her geçen gün ayrı bir varyantı veya mutantı ortaya çıkıyor. Aşılar, pandeminin ilerlemesini bölgesel olarak geriletti ancak dünyanın birçok ülkesi hala aşıya ulaşamamış durumda. Sonuçta bu virüs tüm dünyada tükenmedikçe insanlığın sorunu olarak kalmaya devam edecek. Bu nedenle soruna uluslar üstü bir anlayışla yaklaşmak gerekiyor.
Bu süreçten en çok etkilenen endüstrilerin başında turizm geliyor. Konaklama işletmeleri, seyahat acentaları, ulaştırma işletmeleri, yiyecek içecek işletmeleri ve turist rehberleri ciddi sorunlarla karşı karşıya. Buna ek olarak, söz konusu işletmelerin tedarikçisi konumunda bulunan en az 50 endüstride faaliyet gösteren işletmeler de zor durumda. Bu işletmelerin bazıları yaklaşık bir buçuk yıldan beri neredeyse hiç iş yapamadı, gelir elde edemedi, bazıları ise pandemi öncesi ile karşılaştırıldığında oldukça sıkıntılı bir hal içerisinde.
Geçmişte, ülkemizin cari açığının zaman zaman tamamına yakınını, kimi yıllarda ise yarıdan fazlasını turizm gelirleri sayesinde kapattık. Yıllardır turizm sektörü ülke ekonomimize önemli katkılar sağladı. Bu katkılar dinamik, zeki, çözüm odaklı yatırımcılarımız ve nitelikli insan kaynağımız sayesinde gerçekleşti. Yatırımcılarımız ve insan kaynağımız bu zamana kadar yaşadığı tüm krizlerle bir şeklide baş etmesini bildi. Ancak bu defa krizi yaratan düşman gözle görünmeyecek kadar küçük, ancak bir o kadar da güçlü. Turizm sektörü bu düşmanla yani COVID 19 belası ile var gücüyle mücadele ediyor. Dünya genelinde turizm sektöründe 2020 yılında 2019 yılına göre %73’lük bir gerileme kaydedildi. Söz konusu gerileme 2021 yılının ilk çeyreğinde artarak devam etti. Türkiye de bu gerilemeden nasibini aldı ve 2020 yılını bir önceki yıla kıyasla %69’luk bir kayıpla kapattı.
Pandemi döneminde birçok ülke bütçe imkanları ölçüsünde turizm sektörüne çeşitli destekler sağladılar. Ülkemizde de başta kısa çalışma ödeneği ve çalışan sigorta primi olmak üzere sektöre birtakım destekler sağlandı. Kredi Garanti Fonu kefaleti ile krediler açıldı, konaklama vergisinin uygulanma süresi 2022 yılı başına ötelendi. Katma Değer Vergisi oranı Haziran ayı sonuna kadar %1’e düşürüldü. Geçtiğimiz hafta içerisinde de Cumhurbaşkanlığı kararı ile bu süre Temmuz sonuna kadar uzatıldı.
Özellikle kısa çalışma ödeneği ve sigorta primi desteği, sektörde istihdam kaybının yaşanmasına kısmen de olsa engel oldu. Bu uygulama olmasaydı, işletmelerin çalışan maaşlarını ödemesi imkansız hale gelebilirdi. Pandemi koşullarında ortaya çıkabilecek geniş ölçekli istihdam sorunu hem ekonomik hem de sosyal bazı büyük sorunların yaşanmasına neden olabilirdi.
Bu ortamda Almanya ve Rusya’dan peş peşe gelen haberler sektörün tüm aktörlerinin morallerinin az da olsa yükselmesini sağladı. Almanya’nın ülkemizi Haziran başında yüksek riskli ülke kategorisinden çıkarması, Rusya’nın ise 22 Haziran’dan itibaren Türkiye uçuşlarını yeniden başlatması umutların yeşermesine neden oldu. Bu yıl rekorlara imza attığımız 2019’da elde ettiğimiz rakamları yakalama şansımız yok. Ancak yine de turizmde tarihin en kötü dönemi sayılabilecek 2020 yılının gelen turist sayısı ve turizm gelirlerinin en az bir buçuk misli fazlasını yakalayabileceğimize inanıyorum. Bu dönemde yaşanacak hareketlilik kısmen de olsa sektörü rahatlatacaktır. Bununla birlikte sektörün finansal destek ihtiyacı halen devam etmektedir. Sektörde çok sayıda işletme gelir elde edemediği için finansal sıkıntı içerisindedir ve nakit akışlarını çevirmekte zorlanmaktadır. Peki, bu sorunun çözümüne yönelik neler yapılması gerekmektedir?
Buna ilişkin bazı öneriler; KDV oranının %1 olarak uygulanmasının yıl sonuna kadar uzatılması, Haziran ayı sonunda bitecek Kısa Çalışma Ödeneği ya da Nakdi Destek uygulamasının devamının sağlanması, turizmcilere verilen EXIMBANK İhracat kredilerinde limitlerin arttırılması, bu kredilerin çeşitlendirilmesi, faiz oranlarının düşürülmesi, şirketlerin sicillerinin bozulmaması için Kredi Garanti Fonu aracılığıyla verilen kredilerin düşük faiz oranı uygulanarak yeniden yapılandırılması, düşük faizli yeni nefes kredileri açılması şeklinde sıralanabilir. Ayrıca işletmelerin büyük tur operatörlerinden alacaklarını tahsil etmelerini garanti altına alacak bir sigorta sisteminin kurgulanması büyük önem taşımaktadır.
Aksi taktirde birçok işletmenin finansal sorunları artmaya devam edecek ve bu işletmelerin personel çıkarma yolunu seçmelerine neden olacaktır. Doğrudan ve dolaylı yaklaşık iki milyon kişiye istihdam sağlayan sektör, yukarıda sıralanan önerilerin hayata geçirilmesi ile rahatlayabilecektir.
Gerek kamu gerekse özel sektör açısından oldukça zor sayılabilecek bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemi en az kayıpla atlatmak temel hedefimiz olmalı. Devlet, pandemi sürecinde imkanları ölçüsünde turizm sektörüne sağlayabileceği tüm destekleri hayata geçirmeli ve eski güzel günlere dönme adına sektörün dimdik ayakta kalmasını sağlamalı. Bu yapıldığı taktirde turizm sektörü ilelebet Türkiye ekonomisini dimdik ayakta tutmayı başaracaktır. Buna hiç şüphem yok.
Saygılarımla,