
Otelcilikte Kuşaklar ve Efsane Bekir Akkaş
Bendeniz, 1980 yılında doğdum. Şu an 44 yaşındayım; fakat kendimi hiç bu yaşta hissetmiyorum. Hâlâ 25 yaşındaymışım gibi düşünüyorum. Yaşın ne önemi var ki? “Her insan, hissettiği yaştadır” diye bir söz var. Biz, 80’lerin çocukları olarak hem şanslı hem de biraz şanssız bir nesiliz. Şanslı taraflarımızdan biri, teknolojinin gelişimine tanıklık etmek; şanssızlık ise, kuşaklar arası çatışmanın getirdiği zorluklarla karşılaşmamız.
Geçtiğimiz haftalarda, gazetenin değerli yazarları kuşaklar arası çatışma meselesini ele aldılar. Bu konu, sosyal hayatı ilgilendiren uzun bir geçmişe sahip. Yüce yaratıcı, uzun ömürler versin, şu anda 110 yaşında olan Muazzez İlmiye Çığ, Sümer tabletlerinde “Bu gençlik nereye gidiyor?” yazısını gördüğünden beri gençleri sorgulamıyorum demişti. Bu ifade, dikkatimi çekti. Binlerce yıl önce tartışılan “gençlik nereye gidiyor?” meselesini hâlâ günümüzde tartışıyor olmamız oldukça anlamlı.

Sosyal bilimciler, son yüzyılda yaşamış nesilleri birkaç kuşağa ayırmış. İlk olarak, “sessiz kuşak” ya da gelenekseller, 1945 öncesinde doğanları kapsıyor. bu kuşak şu anda 80-90 yaşlarındadır.
İkinci Dünya Savaşı’nın ekonomik ve sosyal etkileri, o dönemde yaşayanları derinden etkiledi. Türkiye, savaşta yer almadı; ancak sosyal ve ekonomik buhranlardan fazlasıyla etkilendi. Bu nesil iki savaşı birden görmüşler nerdeyse. “Sessiz kuşak” dediğimiz nesli günümüzde iş hayatında pek görmüyoruz. İş değiştirme kavramı, onlara göre oldukça yabancıydı; sadakat ve liyakatı öncelikli değerlere sahiptiler. Örneğin, otel işletmelerinde çalışan sessiz kuşak üyeleri, uzun yıllar aynı işte kalmayı tercih ederdi ve bu bağlılık, iş yerindeki huzurun temellerinden birini oluşturuyordu.
Bekir Akkaş’ın Liderlik Yolculuğu: Baby Boomers Kuşağının Mirası
Bir sonraki kuşak ise “Baby Boomers” ya da bebek patlaması kuşağı. Bu kuşağın bireyleri, 1946-1964 yılları arasında doğdu. İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından bir nüfus patlaması yaşandı ve bu dönemde yaklaşık 1 milyar bebek dünyaya geldi. Bu kuşak, iş hayatında genellikle üst düzey yönetici pozisyonlarında ya da uzmanlık gerektiren rollerde karşımıza çıkıyor. Bekir Akkaş, bu kuşağın önemli bir temsilcisiydi. Kendisi, uzun yıllar turizm sektöründe görev aldı ve otel işletmeciliği alanında birçok başarıya imza attı. Akkaş, meslek hayatı boyunca genç profesyonellere ilham veren bir mentor olarak tanındı.

Özgeçmişi kısaca şöyleydi:
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi mezunu. Mesleğe 1975 yılında T.C. Emekli Sandığı Emek İnş. Turistik Tesisler Ltd. Şti. Marmara Oteli’nde resepsiyon memuru olarak başladı. Daha sonra sırasıyla Büyük Ankara Oteli / Ankara Dedeman Oteli / Ankara Sürmeli Oteli /Ankara Etap Altınel Otel’inde görev yaptı. 1989 yılında Genel Müdür olarak Dedeman Nevşehir Oteli’nin açılışında görev aldı.
1993 yılında geldiği Antalya’da ilk olarak Club Otel Sirene Belek’te genel müdür oldu. Sırasıyla Kaya Hotels bünyesinde; Merkez İşletmeler Müdürü olarak çalıştı, Antalya Porto Bello Otel, Titanic Lara Otel açılışında genel müdür olarak görev yaptı. AKTOB Yönetim Kurulu Üyesi olarak önemli çalışmalarda bulunan Bekir Akkaş, son olarak 18.03.2004 /31.12.2016 tarihleri arasında Belek Bölgesinde Akkanat Holding’in turistik tesislerinde Turizm Gurubu Başkanı olarak görev aldı. 11 Ocak 2017 tarihinden itibaren BETUYAB Genel Müdürü olarak çalışmalarına devam ediyordu.
Bekir Bey, yılların tecrübesiyle otel verilerini bir çırpıda yanıtlıyor, bizim hatalarımızı mahcup etmeden düzeltiyordu. Onunla çalışmak, her zaman öğrenme fırsatı sundu. Usta-çırak ilişkisini en iyi şekilde temsil eden bir ustaydı. Örneğin, her gün sunduğum raporları değerlendirirken, benimle bilgilerini paylaşarak yönlendirmeler yapardı. Bu yaklaşımı, iş hayatında yalnızca bilgi aktarımını değil, aynı zamanda güveni de pekiştiriyordu.
Bu yazıyı hazırlarken, birkaç yıl önce aramızdan ayrılan değerli turizmci Bekir Akkas’ı da anmak istedim.
Onunla ilgili sosyal medyada paylaştığım bir yazıyı hatırlatmak istiyorum:

Büyükçe bir masa, masanın etrafında dağınık halde duran kağıtlar ve masanın arkasında beyaz sakallı, yeşil gözlü, neşeli ama ciddi bir turizm profesyoneli vardı. Masasında bilgisayar yoktu, ancak her gidişimde otelimizin genel müdürüne günlük raporları sunduğumda, onun kağıtlar arasında nasıl doğru bilgiye ulaşabildiğini anlamaya çalışıyordum. Zamanla anladım ki bu hayret, gençliğin verdiği tecrübesizlikten kaynaklanıyordu.
Onun sayesinde edindiğim tüm tecrübeleri ve sosyal insan öğretilerini saklıyorum. Ruhu şad olsun; tüm ailesine başsağlığı diliyorum.
Bize gelince, biz, 80’lerde doğanlar, Baby Boomers ve milenyum kuşakları arasında bir köprü işlevi görüyoruz.
Bir sonraki yazımda, diğer nesiller ile ilgili bilgiler vereceğim. Harfli kuşaklar hakkında konuşacağız. Ayrıca, akademik bilgiler edindiğim Doç. Dr. Sena Erden Ayhün Hanım’a da teşekkür ederim.