
Z KUŞAĞI ZOR MU?
Herkese merhaba. Bu haftaki yazımda Z kuşağından bahsetmek istiyorum. Bazen eleştirdiğimiz, bazen de hayranlıkla baktığımız Z kuşağı, eleştirdiğimiz kadar kötü değil bence.
Hepimizin bildiği gibi Z kuşağı, 1997 ile 2012 yılları arasında doğan kişilerden oluşuyor ve günümüzde iş gücünün önemli bir parçasını oluşturuyor. Teknolojinin doğrudan içine doğan Z kuşağı, çalışma hayatında hem benzersiz fırsatlar hem de zorluklarla karşımıza çıkıyor. Yeri geliyor eleştiriyoruz, yeri geliyor ummadığımız fikirler ortaya çıkarabiliyorlar. Tüm bunlar, kuşaklar arasında da her zaman yaşandı. Bir önceki kuşağın tecrübeleri yön verirken, ardından gelen kuşağın yenilikleri yaşamımıza farklı bir boyut kazandırdı.
Yine de belirtmeliyim ki günümüzde marjinallik adı altında yapılan bazı taşkın davranışlar, görgü kurallarımıza uymayan tavırlar da artmadı değil. Bunu da sadece Z kuşağına bağlamamalıyız.
Z kuşağı, iş gücüne yeni katılan bireyler olarak deneyim eksikliği yaşayabiliyor. Hangimiz yaşamadık ki? Bu durum, liderlik pozisyonlarına veya karmaşık görevlerle başa çıkmada zorluk yaratabiliyor. Haliyle kariyerlerinde sık sık iş değiştirerek farklı deneyimler kazanma eğiliminde olabiliyorlar. Bu durum işverenler için bağlılık sorunları yaratabiliyor ve takım bütünlüğünü bozabiliyor. En ufak olumsuzlukta motivasyonu bozulan ve zorlukla baş etmek istemeyen Z kuşağı, bu anlamda iş akışına zorluklar yaratabiliyor. Tabii ki bunun sebeplerinden biri de hızlı yükselme hedefleri ve özellikle sektörümüzde hızlı verilen terfilerden kaynaklı tecrübesizliğin işe yansıyan sorunlarını gözlemleyebiliyoruz.

Teknolojik iletişim araçlarına alışık olan Z kuşağı, yüz yüze iletişimde zaman zaman zorluk yaşayabiliyor. Tek tuşla istedikleri her şeye ulaşabilmeleri, araştırma ve düşünme becerilerini de köreltebiliyor. Benimle aynı dönemdeki kişiler çok iyi bilir. Bizler kütüphanelerden ansiklopedilerden araştırma yaparak, fotokopilerle kendimize kayıt tutardık; evet, şimdiki gibi kolay değildi ama emek harcardık. Bilgisayar bile bazılarımızın evinde vardı ya da internet kafeler araştırmamıza yardımcı olabiliyordu. Teknolojinin avantajı çok büyük olsa da yanlış bilgiye de ulaşmak bir o kadar kolay olabiliyor; derinlemesine araştırma yapmaktan kaçınıyor ve bazen tek tuşla bulduğumuz bilgi üzerinde çalışarak hataya yönelebiliyoruz. Elbette şu anda hepimizin hayatını kolaylaştıran teknolojiyi asla göz ardı edemem. Z kuşağı da bu konuda çok iyi.
X kuşağı Y kuşağını eleştirdi; şimdilerde ise X kuşağı Y kuşağını arar oldu belki de. Tabii Y kuşağına sıra gelince bizler de Z kuşağını eleştirmeye başladık. Peki hiç mi güzel yanları yok Z kuşağının? Hep mi hoyrat, başına buyruk? Belki de ne istediklerini bilmeleri ve bunu kolaylıkla dile getirmeleri tuhaf geliyordur bize, alışkın olmadığımız için… Bazen gerçekten takdir ediyorum; açıkça dile getirdiklerini, haklarını aradıklarını, taleplerini açıkça dile getirdiklerini gördüğümde. Hep eleştirmeyeceğiz tabii ki. Biraz da onlar açısından bakarsak, yola yeni çıktıklarında birçok kriz ile karşı karşıya geldiler. Bugünün ekonomik şartlarında yaşadıkları geçim sıkıntısı da umutsuzluğa sebep olabiliyor.
Peki Z kuşağının yeteneklerinden bahsetmeyelim mi? Kabul edelim ki yukarıda bahsettiğim gibi teknolojiyi çok iyi kullanıyorlar. Z kuşağı, dijital dünyada büyüdüğü için teknolojiye oldukça yatkın ve bu durum, şirketlerin dijital dönüşüm süreçlerinde önemli bir avantaj sağlıyor. Dijitalin gittikçe büyüdüğünü ve tüm sektörlere etkisini gördükçe Z kuşağına ihtiyacımızın olacağı kesin. Onlar da bunun farkında zaten. Hatta internetten kazanç sağlayabildikleri için de bu konuda rahatlar.
Yenilikçi düşünce yapıları, problemleri farklı açılardan ele almalarını sağlıyor ve iş yerinde yaratıcı çözümler geliştirilmesine yardımcı olabiliyor. Bu yüzden asla fikirlerini sormadan ilerlememeliyiz. Çeşitlilik ve kapsayıcılık konularında oldukça duyarlılar ve bu da iş yerlerinde daha adil ve eşitlikçi bir atmosfer yaratılmasına katkıda bulunabilir ki bence bu, çok önemli bir katkı olabilir.
Genel olarak baktığımızda Z kuşağı, iş dünyasına taze bir nefes getirirken, beraberinde çeşitli zorlukları da getirebiliyor. Z kuşağının ihtiyaçlarına duyarlı stratejiler geliştirmek hem bireylerin potansiyelinden en iyi şekilde yararlanmaya hem de iş yerinde daha uyumlu bir çalışma ortamı oluşturmaya yardımcı olacaktır kanaatindeyim.
Gelecek, Z kuşağı ile şekillenecek; onların yeteneklerini ve bakış açılarını kucaklamak, başarı ve sürdürülebilirlik için kritik bir adım olacaktır. Bu süreçte de tecrübesizliklerine deneyim katmak da en güzel yol bence. Bu yolun sonundaki başarının herkesi mutlu edeceğine eminim.
Biraz da bizler Z kuşağından bir şeyler öğrenelim, ne dersiniz?
- Otelcilikte Pazarlama: Geçmişten Günümüze, Geleceğe Bakış
- Kartalkaya Faciası: Otelcilikte Güvenlik Alarmı
- Fahiş Fiyatlar ve Toplum Üzerindeki Etkisi
- Konaklama Sektöründe Dinamik Fiyatlandırma
- Nedir Bu Gerilla Pazarlama?
- Yeni Bir Yıla Merhaba! 2025’te Yeni Ufuklar, Yeni Umutlar
- Türkiye’de Turizm Fuarlarına Profesyonellerin İlgisinin Azalması ve Çözüm Yolları
- Otelcilikte Yüksek Sirkülasyonun Etkileri
- Otellerde Yapay Zekanın Yükselişi; Geleceğin Misafirperverliği
- Sosyal Medya Yönetimi ile Dijital Pazarlamanın Önemi
- Turizmde Doğru Kavramı
- Turizmde Pazarlamanın Sihirli Dokunuşu
- Güvenliğin Olmadığı Yerde Turizm Olmaz
- Z KUŞAĞI ZOR MU?
- İzin Hakkı: Lüks mü, Yoksa Temel Bir İnsan Hakkı mı?
- Yoğun Tempo İçinde Denge
- Türkiye’de Turizm Çalışanları Neden Yurtdışına Gidiyor
- Tüketim Patırtısı: Modern Dünyanın Bilinçsiz Tüketim Sorunu
- Türkiye’de Turizm Çeşitleri: Deniz, Kum ve Güneşin Ötesi
- Çok Gezen mi Bilir, Çok Okuyan mı?
- TÜRK MİSAFİRPERVERLİĞİ KAZANACAKTIR
- MİSAFİR ALIŞKANLIKLARINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
- TUTKUNUZU İŞE DÖNÜŞTÜRÜN
- SEZON BİRAZ ZOR GEÇİYOR OLABİLİR AMA SEZON SONU ZAFER YİNE BİZİMDİR!
- Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Eğitim Şart