
TURİZMDE NİTELİKLİ GELECEK İÇİN “MESLEK YASASI” ŞART!
Türkiye, dünya turizminde ilk 10’a giren güçlü bir destinasyon olmasına rağmen, bu başarıyı sürdürülebilir kılacak en temel eksikliklerden biri hâlâ giderilemedi: turizmi bir meslek olarak tanımlayan, çalışan haklarını güvence altına alan ve sektörde kaliteyi artıracak kapsamlı bir meslek yasası.
Bu alandaki büyük ihtiyacı detaylarıyla ortaya koyan çok değerli yazısıyla sayın Serkan Gümrükçü’ye —Softotel Hospitality Management & Development CEO’su ve Hotel Gazetesi yazarımız— içten teşekkür ediyoruz.
Sayın Gümrükçü’nün yazısında yer verdiği İspanya ve İsviçre gibi başarılı ülkelerin örnek uygulamaları, Türkiye için ilham verici bir yol haritası sunmaktadır. Artık zamanı gelmiştir:
STK’lara, sektör temsilcilerine, bakanlıklara ve tüm karar vericilere çağrımızdır:
Turizm çalışanlarını koruyacak, sektörde kaliteyi artıracak, sürdürülebilirlik vizyonunu destekleyecek bir “Turizm Meslek Kanunu” için adım atılmalıdır!
Hotel Gazetesi olarak bu sürecin takipçisi olacağımızı ve her platformda destekçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
Türkiye Turizmi İçin Bir “Meslek Yasası” Zamanı: Yerel Eksiklikler, Küresel İlhamlar ve Sürdürülebilir Bir Vizyon
Türkiye, dünya turizminde ilk 10’da yer alan, eşsiz coğrafi konumu, zengin kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle küresel bir cazibe merkezi. Ancak, bu büyük potansiyele rağmen, sektörün en büyük paradoksu, turizmi bir “meslek” olarak tanımlayan kapsamlı ve bütüncül bir yasal düzenlemenin olmayışı. Turizm, sadece plajlar, oteller veya tarihi mekânlardan ibaret değil; aynı zamanda insan kaynağı, etik standartlar, kurumsal bir sistem ve sürdürülebilir bir vizyon meselesi. Ne yazık ki, Türkiye’de turizm sektörü, dağınık mevzuat, niteliksiz istihdam, mevsimsellik tuzağı ve denetim eksikliği gibi sorunlarla mücadele ediyor.

Bu makalede, Türkiye’nin turizm sektöründeki yasal boşlukları ve bu boşlukların yol açtığı sorunları derinlemesine inceleyeceğiz. İspanya ve İsviçre gibi turizmde dünya lideri olan ülkelerin başarı hikâyelerinden ilham alarak, Türkiye için nasıl bir yol haritası çizilebileceğini tartışacağız. Amacımız, sadece turizmin ekonomik boyutuna değil, aynı zamanda çalışan hakları, hizmet kalitesi, sürdürülebilirlik ve kültürel mirasın korunması gibi temel unsurlara odaklanarak, Türkiye’yi turizmde yeni bir çağa taşıyacak adımları ortaya koymak.
Turizm, bir ülkenin yüzüdür. Bu yüzün gülmesi için, arka planda çalışan insanların mutlu, nitelikli ve güvende olması, hizmet standartlarının yüksek tutulması ve doğal-kültürel değerlerin korunması gerekiyor. Türkiye, bu denklemi doğru kurduğu takdirde, turizmde sadece bir “varış noktası” değil, aynı zamanda bir “rol model” haline gelebilir. İşte bu makale, tam da bu dönüşümün nasıl mümkün olabileceğini ele alıyor.
Türkiye’deki Durum: Dağınık Mevzuat ve Çıkmazlar
Mevcut Yasal Durum
Türkiye’de turizm sektörü, birbiriyle uyumsuz ve eksik yasal düzenlemelerle yönetiliyor. Bu durum, sektörün gelişimini engelleyen en büyük sorunlardan biri. Turizm, çok boyutlu bir sektör olmasına rağmen, mevcut yasal çerçeve, sektörün tüm bileşenlerini kapsayacak şekilde bütüncül bir yaklaşım sunmuyor. Bunun yerine, farklı kanunlar ve yönetmeliklerle parçalı bir sistem oluşturulmuş durumda. İşte mevcut yasal çerçevenin ana hatları ve bu çerçevenin yol açtığı sorunlar:
1. 2634 Sayılı Turizm Teşvik Kanunu
Bu kanun, turizm yatırımlarını teşvik etmek amacıyla 1982 yılında yürürlüğe girdi. Vergi indirimleri, arsa tahsisleri ve diğer mali avantajlar sunarak, turizm alanında yatırımları artırmayı hedefliyor. Ancak, bu kanunun odak noktası yatırımcılar ve işletmeler olduğu için, çalışan hakları, mesleki standartlar veya insan kaynağının niteliği gibi konulara değinmiyor. Örneğin:
- Turizm sektöründe çalışanların mesleki eğitim ve sertifikasyon zorunluluğu bulunmuyor.
- Çalışanların sosyal güvenceleri ve ücret eşitliği gibi temel haklar, bu kanun kapsamında düzenlenmiyor.
2. 1618 Sayılı Seyahat Acenteleri Kanunu
Seyahat acentelerinin faaliyetlerini düzenleyen bu kanun, 1972 yılında yürürlüğe girdi. Acentelerin ruhsatlandırılması, denetlenmesi ve faaliyet standartlarını belirliyor. Ancak, bu kanun da otelcilik, gastronomi, tur rehberliği ve diğer turizm bileşenlerini kapsamıyor. Özellikle:
- Otel ve restoran işletmelerinin hizmet kalitesi ve çalışan hakları gibi konular, bu kanunun dışında kalıyor.
- Tur rehberleri gibi önemli meslek grupları için standartlar ve sertifikasyon zorunluluğu bulunmuyor.
3. İş Kanunu Genel Hükümleri
Türkiye’de turizm sektörü, genel olarak İş Kanunu’na tabi. Ancak, turizm sektörünün kendine özgü dinamikleri (mevsimsellik, esnek çalışma saatleri, yüksek personel devri gibi), bu kanunun genel hükümleriyle tam olarak uyum sağlamıyor. Özellikle:
- Mevsimlik çalışanlar, yılın sadece 6-8 ayı çalışıp geri kalan dönemde işsiz kalıyor. Bu durum, sosyal güvenceden yoksun bir yaşam anlamına geliyor.
- Ücret eşitsizlikleri, özellikle kadın çalışanlar ve genç işgücü arasında yaygın bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
- Esnek çalışma saatleri, çalışanların iş-yaşam dengesini bozuyor ve uzun vadede motivasyon kaybına yol açıyor.
4. Diğer Yasal Düzenlemeler ve Eksiklikler
Turizm sektörü, sadece yukarıdaki kanunlarla değil, çeşitli yönetmelikler ve yerel düzenlemelerle de yönetiliyor. Ancak, bu düzenlemelerin birçoğu:
- Birbiriyle uyumsuz: Farklı kurumlar tarafından çıkarılan yönetmelikler, çoğu zaman birbiriyle çelişiyor ve sektörde kafa karışıklığına yol açıyor.
- Eksik ve yetersiz: Özellikle çevre koruma, sürdürülebilirlik ve yerel halkın turizm gelirlerinden pay alması gibi konular, mevcut yasal çerçevede yeterince ele alınmıyor.
Yasal Boşlukların Sektöre Etkileri
Mevcut yasal düzenlemelerin eksik ve parçalı olması, turizm sektöründe birçok sorunu beraberinde getiriyor:
- Niteliksiz İstihdam: Turizmde çalışanların %40’ı herhangi bir mesleki sertifikaya sahip değil. Bu durum, hizmet kalitesini düşürüyor ve sektörün itibarını zedeliyor.
- Mevsimsellik Tuzağı: Mevsimlik çalışanlar, yılın büyük bir bölümünde işsiz kalıyor ve sosyal güvenceden yoksun bir yaşam sürüyor.
- Kalite ve Denetim Sorunu: Standartları düşük işletmeler, sektörün genel kalitesini olumsuz etkiliyor. Denetim mekanizmalarının yetersizliği, bu sorunu daha da derinleştiriyor.
Yasal Boşlukların Acilen Giderilmesi Gerekiyor
Türkiye’nin turizm sektörü, büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen, mevcut yasal boşluklar bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilmesini engelliyor. Turizmi bir “meslek” olarak tanımlayan, çalışan haklarını güvence altına alan, hizmet kalitesini artıran ve sürdürülebilir bir vizyon sunan kapsamlı bir yasal düzenlemeye ihtiyaç var. Bu düzenleme, sadece sektörün ekonomik büyümesini değil, aynı zamanda çalışanların refahını ve Türkiye’nin turizmdeki küresel itibarını da güçlendirecektir.
Dünyadan İlham: İspanya ve İsviçre Nasıl Başardı?
İspanya Örneği: “Turizm Yasası 14/2013”
İspanya, dünya turizminde uzun yıllardır lider konumda olan bir ülke. İspanya Endüstri ve Turizm Bakanı Jordi Hereu’nun açıklamalarına göre İspanya 2024 yılında 94 milyon turist ağırladı ve 126 milyar Euro turizm geliri elde etti. İspanya, bu başarıyı sadece coğrafi avantajlarına veya kültürel mirasına borçlu değil. İspanya’nın turizmdeki liderliği, 2013 yılında yürürlüğe giren kapsamlı Turizm Yasası (Ley 14/2013) ve bu yasanın getirdiği yenilikçi uygulamalarla destekleniyor. İşte İspanya’nın turizmdeki başarısının arkasındaki temel unsurlar:
1. Mesleki Sertifikasyon: Nitelikli İnsan Kaynağı
İspanya, turizm sektöründe çalışanların niteliğini artırmak için mesleki sertifikasyon sistemini zorunlu hale getirdi. Bu sistem, özellikle otel yöneticisi, tur rehberi, gastronomi şefleri gibi kritik meslekler için geçerli. Örneğin:
- Tur Rehberleri: İspanya’da tur rehberi olabilmek için, sadece genel turizm bilgisi değil, aynı zamanda İspanya’nın bölgesel tarihi, kültürü ve mirası hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmak gerekiyor. Bu bilgi, bölgesel sınavlarla test ediliyor. Bu sayede, turistlere sunulan hizmetin kalitesi önemli ölçüde artıyor.
- Otel Yöneticileri ve Diğer Meslekler: Otel yöneticileri, şefler ve diğer turizm çalışanları için de benzer sertifikasyon programları bulunuyor. Bu programlar hem teorik hem de pratik eğitimleri kapsıyor ve sektördeki nitelikli insan kaynağını güvence altına alıyor.
2. Kalite Markası: “Q de Calidad”
İspanya’nın turizmdeki başarısının en önemli unsurlarından biri, “Q de Calidad” (Kalite Markası) adı verilen bir kalite güvence sistemi. Bu sistem, turizm işletmelerinin belirli standartları karşılamasını zorunlu kılıyor ve bu standartları karşılayan işletmelere özel bir marka veriyor. İşte bu sistemin temel özellikleri:
- Denetim ve Standartlar: İşletmeler, düzenli olarak denetleniyor ve hijyen, hizmet kalitesi, çevre dostu uygulamalar gibi kriterlere uyumları kontrol ediliyor.
- Müşteri Güveni: “Q de Calidad” markası, müşteriler için bir güven işareti haline geldi. Araştırmalar, bu markayı taşıyan işletmelerde müşteri memnuniyetinin %70 oranında arttığını gösteriyor.
- Prestij ve Rekabet Avantajı: Bu markayı alan işletmeler hem yerel hem de uluslararası turistler için daha cazip hale geliyor. Bu da işletmelerin rekabet gücünü artırıyor.
3. Mevsimlik Çalışan Hakları: Sosyal Güvence ve Destek
İspanya, turizm sektöründeki mevsimlik çalışanların haklarını güvence altına almak için önemli adımlar attı. Bu adımlar, çalışanların hem finansal hem de sosyal refahını artırmayı hedefliyor:
- Gelir Garantisi: Mevsimlik çalışanlar, yıllık asgari ücretin %80’i kadar bir gelir garantisine sahip. Bu uygulama, çalışanların mevsim dışı dönemlerde de ekonomik olarak güvende hissetmesini sağlıyor.
- Ücretsiz Dil Kursları: Turizm sektöründe çalışanların dil becerilerini geliştirmek için ücretsiz dil kursları sunuluyor. Bu kurslar, özellikle yabancı turistlerle etkileşimde bulunan çalışanlar için büyük bir avantaj sağlıyor.
- Kıdem Tazminatı ve Diğer Haklar: Mevsimlik çalışanlar, kıdem tazminatı ve diğer sosyal haklardan yararlanabiliyor. Bu uygulamalar, çalışanların sektöre bağlılığını artırıyor.
4. Sürdürülebilir Turizm ve Çevre Dostu Uygulamalar
İspanya, turizm sektörünün sürdürülebilir olması için hem fiziksel hem de sosyal çevre dostu uygulama ve yaklaşımlara büyük önem veriyor. Bu kapsamda:
- Plastik Kullanımının Azaltılması: Turizm işletmelerinde tek kullanımlık plastiklerin kullanımı sınırlandırılıyor ve geri dönüşüm uygulamaları teşvik ediliyor.
- Yerel Halkın Katılımı: Turizm gelirlerinin yerel halka adil bir şekilde dağıtılması sağlanıyor. Bu sayede, turizmin yerel ekonomiye katkısı artırılıyor.
- Kültürel Mirasın Korunması: Turizm faaliyetlerinin, İspanya’nın kültürel ve tarihi mirasını koruyacak şekilde planlanmasına özen gösteriliyor.
5. Turizmde İş Birliği ve Koordinasyon
İspanya’da turizm sektörü, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında güçlü bir iş birliği ile yönetiliyor. Bu iş birliği sayesinde:
- Bölgesel Turizm Stratejileri: Her bölgenin kendi kültürel ve doğal özelliklerine uygun turizm stratejileri geliştiriliyor.
- Tanıtım ve Pazarlama: İspanya’nın turizm tanıtım faaliyetleri, dünya çapında etkili bir şekilde yürütülüyor. Bu faaliyetler, ülkenin turizm markasını güçlendiriyor.
İspanya’nın Türkiye İçin Önemi: İlham Alınacak Bir Model
İspanya’nın turizmdeki başarısı, sadece coğrafi avantajlara veya kültürel zenginliğe değil, aynı zamanda doğru politikalar ve kapsamlı bir yasal çerçeveye dayanıyor. Türkiye, İspanya’nın bu modelinden ilham alarak:
- Mesleki sertifikasyon sistemini hayata geçirebilir,
- Kalite markası gibi bir güvence sistemi oluşturabilir,
- Mevsimlik çalışanların haklarını güvence altına alabilir,
- Sürdürülebilir turizm uygulamalarını yaygınlaştırabilir.
İspanya, 10 yılda turizm gelirlerini ikiye katlayarak bu modelin başarısını kanıtladı. Türkiye de benzer adımları atarak, turizmde yeni bir çağ başlatabilir.
İsviçre Modeli: Federal Turizm Yasası
İsviçre, turizm sektöründe kalite, çalışan refahı ve sürdürülebilirlik konularında dünya çapında bir örnek teşkil ediyor. Bu başarının arkasında, Federal Turizm Yasası ve turizm mesleklerini düzenleyen yasal çerçevenin büyük bir payı var. İsviçre’de turizm, sadece bir ekonomik faaliyet olarak değil, aynı zamanda bir “meslek” olarak da tanımlanıyor ve bu tanım, yasal düzenlemelerle destekleniyor. İşte İsviçre’nin turizm meslek yasaları ve bu yasaların sektöre etkileri:
1. Turizm Mesleklerinin Tanımı ve Sertifikasyon Zorunluluğu
İsviçre’de turizm meslekleri, yasal olarak tanımlanmış ve bu mesleklerin icrası için belirli eğitim ve sertifikasyon süreçleri zorunlu hale getirilmiş. Bu durum, sektördeki nitelikli insan kaynağını güvence altına alıyor. İşte bu sistemin temel özellikleri:
- Mesleki Eğitim ve Sertifikasyon: İsviçre’de otel yöneticisi, tur rehberi, şef, resepsiyonist gibi meslekler için zorunlu eğitim programları bulunuyor. Bu programlar hem teorik hem de pratik eğitimleri kapsıyor. Örneğin, bir otel yöneticisi olabilmek için, en az 3 yıllık bir eğitim sürecini tamamlamak ve bir sınavdan geçmek gerekiyor.
- Ulusal Yeterlilik Sistemi: İsviçre’de turizm meslekleri, ulusal bir yeterlilik sistemi çerçevesinde düzenleniyor. Bu sistem, mesleki standartları belirliyor ve bu standartlara uygun eğitim programları sunuyor.
- Sürekli Eğitim Zorunluluğu: Turizm çalışanları, mesleki gelişimlerini sürdürmek için düzenli olarak eğitimlere katılmak zorunda. Bu eğitimler, sektördeki yenilikleri takip etmeyi ve hizmet kalitesini artırmayı amaçlıyor.
2. Çalışan Hakları ve Refahı: Yasal Güvenceler
İsviçre’de turizm sektörü çalışanlarının hakları, yasal düzenlemelerle güvence altına alınmış durumda. Bu düzenlemeler, çalışanların refahını artırırken, aynı zamanda hizmet kalitesini de yükseltiyor. İşte bu yasal güvencelerin temel unsurları:
- Yüksek Asgari Ücret: İsviçre’de turizm sektörü çalışanları, saatlik 20 CHF (yaklaşık 22 USD) gibi yüksek bir asgari ücret alıyor. Bu ücret, çalışanların yaşam standartlarını yükseltiyor.
- Ücretli İzin ve Sosyal Haklar: Turizm çalışanları, yılda 30 gün ücretli izin hakkına sahip. Ayrıca, kreş desteği, sağlık sigortası ve emeklilik planları gibi sosyal haklar da sunuluyor.
- Mevsimlik Çalışanların Hakları: İsviçre’de mevsimlik çalışanlar, yılın belli dönemlerinde çalışsalar bile, sosyal güvencelerden tam olarak yararlanıyor. Bu durum, mevsimlik çalışanların işsiz kaldıkları dönemlerde de ekonomik olarak güvende hissetmelerini sağlıyor.
3. Kalite Standartları ve Denetim Mekanizmaları
İsviçre’de turizm işletmeleri, belirli kalite standartlarına uymak zorunda. Bu standartlar, yasal düzenlemelerle destekleniyor ve bağımsız denetim mekanizmalarıyla kontrol ediliyor. İşte bu sistemin temel özellikleri:
- Kalite Standartları: İsviçre’de oteller, restoranlar ve diğer turizm işletmeleri, hijyen, hizmet kalitesi, çevre dostu uygulamalar gibi kriterlere uymak zorunda. Bu standartlar, yasal düzenlemelerle belirleniyor.
- Bağımsız Denetim: Turizm işletmeleri, düzenli olarak bağımsız denetim kuruluşları tarafından denetleniyor. Bu denetimler, işletmelerin kalite standartlarına uyup uymadığını kontrol ediyor.
- Kalite Markası: Kalite standartlarını karşılayan işletmeler, özel bir kalite markası alıyor. Bu marka, müşteriler için bir güven işareti haline geliyor ve işletmelerin rekabet gücünü artırıyor.
4. Bölgesel İş Birliği ve Koordinasyon
İsviçre’de turizm sektörü, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında güçlü bir iş birliği ile yönetiliyor. Bu iş birliği, yasal düzenlemelerle destekleniyor ve sektördeki koordinasyonu artırıyor. İşte bu modelin temel özellikleri:
- Koordinasyon Zorunluluğu: İsviçre’de turizm işletmeleri, birbirleriyle koordineli çalışmak zorunda. Örneğin, bir otel, müşterilerine ulaşım ve yeme-içme hizmetlerini de sunmak için yerel ulaşım firmaları ve restoranlarla iş birliği yapıyor.
- Bölgesel Turizm Stratejileri: Her bölge, kendi doğal ve kültürel özelliklerine uygun turizm stratejileri geliştiriyor. Bu stratejiler, yasal düzenlemelerle destekleniyor ve bölgenin turizm potansiyelini en üst düzeye çıkarıyor.
5. Sürdürülebilir Turizm ve Çevre Dostu Uygulamalar
İsviçre, turizm faaliyetlerinin doğal ve kültürel mirası koruyacak şekilde planlanmasına büyük önem veriyor. Bu kapsamda:
- Çevre Dostu Uygulamalar: Oteller ve diğer turizm işletmeleri, enerji tasarrufu, geri dönüşüm ve plastik kullanımının azaltılması gibi çevre dostu uygulamaları benimsiyor. Bu uygulamalar, yasal düzenlemelerle destekleniyor.
- Kültürel Mirasın Korunması: Turizm faaliyetleri, İsviçre’nin kültürel ve tarihi mirasını koruyacak şekilde planlanıyor. Örneğin, tarihi binaların otel olarak kullanılması sırasında, orijinal yapı korunuyor.
İsviçre’nin Türkiye İçin Önemi: Yasal Çerçeveden Çıkarılacak Dersler
İsviçre’nin turizm meslek yasaları ve yasal çerçevesi, Türkiye için büyük bir ilham kaynağı olabilir. Türkiye, İsviçre’nin bu modelinden şu şekilde yararlanabilir:
- Mesleki Eğitim ve Sertifikasyon: Türkiye’de turizm meslekleri için zorunlu eğitim ve sertifikasyon programları oluşturulabilir. Bu programlar, sektördeki nitelikli insan kaynağını güvence altına alabilir.
- Çalışan Haklarının İyileştirilmesi: Yüksek asgari ücret, ücretli izin ve sosyal haklar gibi uygulamalar, Türkiye’deki turizm çalışanlarının refahını artırabilir.
- Kalite Standartları ve Denetim: Türkiye’de turizm işletmeleri için kalite standartları belirlenebilir ve bu standartlar bağımsız denetim mekanizmalarıyla kontrol edilebilir.
- Bölgesel İş Birliği ve Sürdürülebilirlik: Oteller, ulaşım firmaları ve restoranlar arasında koordinasyon sağlanarak, turizm deneyimi bütüncül bir hale getirilebilir. Ayrıca, çevre dostu uygulamalar ve kültürel mirasın korunması, sürdürülebilir bir turizm modelinin temelini oluşturabilir.
Türkiye İçin Yol Haritası: Küresel Deneyimlerle Yerel Çözümler
1. “Turizm Meslek Kanunu” Taslağı: Temel İlkeler
Türkiye’nin turizm sektöründe bir “kalite devrimi” gerçekleştirmesi için, İspanya ve İsviçre gibi başarılı modellerden ilham alan, ancak yerel dinamiklere uygun bir yol haritasına ihtiyaç var. Bu yol haritası, sadece yasal düzenlemelerle değil, aynı zamanda eğitim, istihdam, denetim ve çalışan refahı gibi konuları kapsayan bütüncül bir yaklaşım sunmalı. İşte Türkiye için somut ve uygulanabilir adımlar:
Uygulama Adımları
Zorunlu Sertifikasyon ve Mesleki Standartlar
- Turizm Mesleklerinin Tanımı: Turizm sektöründeki tüm meslekler (şef, animatör, resepsiyonist, tur rehberi, otel yöneticisi vb.) yasal olarak tanımlanmalı ve bu mesleklerin icrası için asgari eğitim ve sertifikasyon şartları belirlenmeli. Örnek Uygulama: İspanya’daki gibi tur rehberleri için bölgesel kültür ve tarih sınavları zorunlu hale getirilmeli. Bu sınavlar, MEB ve Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğiyle düzenlenmeli. Ulusal Yeterlilik Sistemi: Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) bünyesinde, turizme özgü bir Ulusal Yeterlilik Sistemi oluşturulmalı. Bu sistem, mesleki standartları belirlemeli ve sertifikasyon süreçlerini yönetmeli.
Mevsimlik Çalışanlar İçin Sosyal Kalkan
- Garantili Gelir: Mevsimlik çalışanlar için yıllık asgari ücretin 2/3’ü oranında (yaklaşık 8 aylık) bir gelir garantisi sağlanmalı. Bu gelir, mevsim dışı dönemlerde işsizlik fonu tarafından desteklenmeli. Örnek Uygulama: İspanya’daki gibi mevsimlik çalışanlar, yılın 12 ayı boyunca sosyal güvenceden yararlanmalı. İşsizlik fonu, mevsim aralarında çalışanlara aylık destek ödemeleri yapmalı.
- Ücretsiz Eğitim ve Dil Kursları: Mevsimlik çalışanlar için ücretsiz dil, iletişim ve mesleki gelişim kursları düzenlenmeli. Bu kurslar, İŞKUR ve Halk Eğitim Merkezleri tarafından yürütülmeli.
Kalite ve Sürdürülebilirlik
- Türkiye Turizm Kalite Markası: Kalite standartlarını karşılayan işletmelere “Türkiye Turizm Kalite Markası” verilmeli. Bu marka, bağımsız bir denetim enstitüsü tarafından yönetilmeli. Denetim Mekanizması: Denetimler, TÜRSAB ve TÜROFED gibi meslek odalarıyla iş birliği içinde yürütülmeli. Standartları karşılamayan işletmelere cezai yaptırımlar uygulanmalı.
- Sürdürülebilir Turizm Uygulamaları: Turizm işletmeleri, plastik kullanımını azaltma, enerji tasarrufu ve geri dönüşüm gibi çevre dostu uygulamaları benimsemeli. Ayrıca, yerel halkın turizm gelirlerinden adil pay alması sağlanmalı. Örnek Uygulama: Oteller, yerel ürünler kullanmaya teşvik edilmeli ve yerel halk ve esnafla iş birliği yapmalı.
2. Eğitim-İstihdam Köprüsü: Nitelikli İnsan Kaynağı Yetiştirme
Meslek Liseleri ve Üniversiteler
- Müfredat Güncellemesi: Turizm meslek liseleri ve üniversitelerin turizm programları, sektör temsilcileriyle birlikte güncellenmeli. İsviçre’deki SHMS gibi okulların müfredatı örnek alınmalı. Örnek Uygulama: Turizm programlarına “sürdürülebilir turizm”, “müşteri ilişkileri yönetimi” ve “dijital pazarlama” gibi yeni dersler eklenmeli.
- Zorunlu Staj ve Ücretlendirme: Turizm öğrencileri için zorunlu staj programları oluşturulmalı ve stajyerlere asgari ücret ödenmeli. Bu uygulama, öğrencilerin sektöre erken adapte olmasını sağlayacak.
Çalışanlar İçin Sürekli Eğitim
- Bakanlık Destekli Kurslar: Kültür ve Turizm Bakanlığı, turizm çalışanları için ücretsiz dil, iletişim ve liderlik kursları düzenlemeli. Bu kurslar, çalışanların mesleki gelişimini desteklemeli. Örnek Uygulama: Otel çalışanlarına yönelik “misafir memnuniyeti” ve “kriz yönetimi” eğitimleri verilmeli.
3. Meslek Odalarını Güçlendirme ve Denetim
TÜROFED ve TURSAB’a Yetki Devri
- Denetim ve Ceza Yetkisi: İspanya’daki CEHAT gibi meslek odalarına, turizm işletmelerini denetleme ve standartlara uymayan işletmelere ceza uygulama yetkisi verilmeli. Örnek Uygulama: TÜROFED, otel ve restoranların hijyen ve hizmet kalitesini denetlemeli. Standartları karşılamayan işletmeler, geçici olarak kapatılmalı veya para cezasına çarptırılmalı.
- Oda Üyeliği Zorunluluğu: Turizm sektöründeki tüm işletmelerin meslek odalarına üye olması zorunlu hale getirilmeli. Bu sayede, sektörde dayanışma ve koordinasyon artırılmalı.
4. Turizmde “İnsan” Odaklı Dönüşüm
Çalışan Refahı ve Motivasyon
- Yüksek Asgari Ücret ve Sosyal Haklar: Turizm çalışanları için saatlik asgari ücret artırılmalı ve yılda 30 gün ücretli izin hakkı tanınmalı. Ayrıca, kreş desteği ve sağlık sigortası gibi sosyal haklar sunulmalı. Örnek Uygulama: İsviçre modelindeki gibi, otel çalışanlarına psikolojik destek hattı kurulmalı ve çalışanların iş-yaşam dengesi desteklenmeli.
- Çalışan Memnuniyeti Anketleri: Otellerde düzenli olarak çalışan memnuniyeti anketleri yapılmalı ve bu anketlerin sonuçlarına göre iyileştirmeler yapılmalı.
Sonuç: Adım Adım Uygulanabilir Bir Model
Türkiye’nin turizm sektöründe bir “kalite devrimi” gerçekleştirmesi için, yukarıdaki adımların adım adım uygulanması gerekiyor. Bu süreçte:
- Kısa Vadede: Turizm Meslek Kanunu taslağı hazırlanmalı ve pilot uygulamalar başlatılmalı.
- Orta Vadede: Mesleki eğitim programları güncellenmeli ve meslek odaları güçlendirilmeli.
- Uzun Vadede: Sürdürülebilir turizm uygulamaları yaygınlaştırılmalı ve Türkiye, turizmde bir “kalite markası” haline gelmeli.
Turizm Yatırımcılarının Teknik ve Operasyonel Sorumlulukları: Uzman Danışmanlık ve Çapraz Denetim
Turizm yatırımcıları, sadece finansal kaynak sağlamakla kalmamalı; aynı zamanda işletmenin teknik, operasyonel ve mimari standartlara uygun şekilde planlanması ve yönetilmesinden de sorumlu olmalıdır. Özellikle otelcilik gibi yüksek standartlar gerektiren bir alanda, yatırımcıların turizm tecrübesi yoksa, uzman danışmanlardan destek almaları zorunlu hale getirilmelidir. Bu danışmanlık hizmetleri, işletmenin başarısını doğrudan etkileyen mimari uygunluk, teknik altyapı, güvenlik ve hizmet kalitesi gibi kritik konuları kapsamalıdır. İşte bu konuda dünyadan örnekler ve Türkiye için somut öneriler:
1. Uzman Danışmanlık Zorunluluğu: Neden ve Nasıl?
Neden Uzman Danışmanlık?
Turizm yatırımcıları, özellikle otelcilik gibi teknik ve operasyonel detayların yoğun olduğu bir alanda, aşağıdaki konularda uzman desteğine ihtiyaç duyabilir:
- Mimari Uygunluk: Otel binasının turizm standartlarına uygun şekilde tasarlanması, odaların büyüklüğü, ortak alanların planlanması ve erişilebilirlik gibi konular.
- Teknik Altyapı: Elektrik, mekanik, yangın güvenliği, aydınlatma, zayıf akım sistemleri (internet, güvenlik kameraları) ve akustik gibi teknik detayların doğru planlanması ve uygulanması.
- Gastronomi ve Peyzaj: Restoran ve mutfak alanlarının hijyen standartlarına uygun şekilde tasarlanması, peyzajın turizm estetiğine uygun hale getirilmesi.
- Operasyonel Standartlar: Otel işletmeciliğinin temel prensiplerine uygun şekilde personel eğitimi, hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti süreçlerinin planlanması.
Nasıl Uygulanmalı?
- Danışmanlık Şirketlerinin Onaylanması: Turizm yatırımcılarının çalışacağı danışmanlık şirketleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanmalı ve düzenli olarak denetlenmeli. Bu şirketler, mimarlık, mühendislik, otelcilik ve gastronomi gibi alanlarda uzmanlık sahibi olmalı.
- Danışmanlık Raporlarının Zorunluluğu: Yatırımcılar, projelerinin her aşamasında (planlama, inşaat, işletme) danışmanlık raporları hazırlatmalı ve bu raporları bakanlığa sunmalı. Bu raporlar, projenin turizm standartlarına uygunluğunu belgelemeli.
- Çapraz Denetim: Danışmanlık şirketleri tarafından hazırlanan raporlar, hem Kültür ve Turizm Bakanlığı hem de yerel belediyeler tarafından denetlenmeli. Bu çapraz denetim mekanizması, standartların doğru uygulanmasını sağlayacaktır.
2. Dünyadan Örnekler: Uzman Danışmanlık ve Denetim Modelleri
İsviçre: Lüks ve Standart Odaklı Danışmanlık
İsviçre’de otel projeleri, lüks ve yüksek standartlar gerektirdiği için, yatırımcıların uzman danışmanlarla çalışması zorunlu hale getirilmiştir. Bu danışmanlar, projenin mimari, teknik ve operasyonel detaylarını planlar ve bakanlık tarafından denetlenir.
Singapur: Çevre ve Teknoloji Odaklı Danışmanlık
Singapur’da turizm yatırımcıları, çevre dostu ve teknoloji odaklı projeler geliştirmek için uzman danışmanlarla çalışmak zorundadır. Bu danışmanlar, projenin sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği standartlarına uygunluğunu denetler.
Maldivler: Doğal ve Kültürel Miras Odaklı Danışmanlık
Maldivler’de turizm yatırımcıları, adaların doğal güzelliklerini korumak için uzman danışmanlarla çalışır. Bu danışmanlar, projenin çevresel etkilerini değerlendirir ve yerel kültüre uygunluğunu denetler.
3. Türkiye İçin Öneriler: Uzman Danışmanlık ve Çapraz Denetim Modeli
Danışmanlık Şirketlerinin Akreditasyonu
- Bakanlık Onayı: Turizm yatırımcılarının çalışacağı danışmanlık şirketleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından akredite edilmeli. Bu şirketler, mimarlık, mühendislik, otelcilik ve gastronomi gibi alanlarda uzmanlık sahibi olmalı.
- Denetim ve Raporlama: Danışmanlık şirketleri, projenin her aşamasında (planlama, inşaat, işletme) detaylı raporlar hazırlamalı ve bu raporları bakanlığa sunmalı. Bakanlık, bu raporları yerel belediyelerle birlikte denetlemeli.
Çapraz Denetim Mekanizması
- Bakanlık ve Belediye İş Birliği: Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yerel belediyeler, turizm projelerini birlikte denetlemeli. Bu iş birliği, standartların doğru uygulanmasını sağlayacak ve denetim sürecini hızlandıracaktır.
- Bağımsız Denetim Kuruluşları: Bakanlık, bağımsız denetim kuruluşlarıyla iş birliği yaparak, projelerin turizm standartlarına uygunluğunu kontrol etmeli.
Teşvikler ve Destekler
- Sürdürülebilir Projelere Öncelik: Çevre dostu ve teknoloji odaklı projeler, devlet teşviklerinden öncelikli olarak yararlanmalı.
- Eğitim ve Danışmanlık Desteği: Yatırımcılar, sürdürülebilir turizm ve teknik altyapı konularında eğitim ve danışmanlık hizmetleri almalı. Bu hizmetler, bakanlık tarafından sunulmalı.
Sonuç: Nitelikli Yatırım ve Çapraz Denetim ile Turizmde Kalite Devrimi
Turizm yatırımcılarının, projelerinin teknik ve operasyonel detaylarını uzman danışmanlarla planlaması ve bu sürecin bakanlık tarafından denetlenmesi, sektördeki standartları yükseltecek ve turizmin sürdürülebilirliğini artıracaktır. Bu model, hem yatırımcıların hem de denetim kurumlarının iş yükünü hafifletecek ve çapraz bir denetim ağı oluşturacaktır. Türkiye, bu yaklaşımı benimseyerek, turizmde yeni bir kalite devrimi başlatabilir.
Sonuç: Turizmde “Kalite Devrimi” İçin Adım Atma Zamanı
Türkiye, dünya turizminde ilk 10’da yer alan bir ülke olarak büyük bir potansiyele sahip. Ancak bu potansiyeli tam anlamıyla değerlendirebilmek için, sektörün temel sorunlarına köklü çözümler getiren bir Turizm Meslek Kanunu’na ihtiyaç var. Bu yasa, sadece turizmi bir “meslek” olarak tanımlamakla kalmayacak, aynı zamanda sektördeki tüm paydaşlar için adil, sürdürülebilir ve insan odaklı bir sistemin temelini oluşturacak. Türkiye’nin turizmde “ucuz tatil cenneti” imajını aşması ve “kalitenin, kültürün ve insanın merkezde olduğu” bir modele geçmesi gerekiyor. Bunun için, İspanya ve İsviçre gibi başarılı örneklerden ilham alınmalı, ancak bu modeller Anadolu’nun kültürel dokusuna ve Türkiye’nin yerel dinamiklerine uyarlanmalı. İşte bu dönüşümün anahtar adımları:
1. Çalışan Hakları ve Güvencesi: İnsan Odaklı Bir Sistem
Turizm sektöründe çalışanların refahı, hizmet kalitesini doğrudan etkiliyor. Bu nedenle:
- Mevsimlik Çalışanlar İçin Sosyal Kalkan: Mevsimlik çalışanlara yıllık asgari ücretin 2/3’ü oranında bir gelir garantisi sağlanmalı ve işsizlik fonundan destek verilmeli.
- Mesleki Eğitim ve Sertifikasyon: Turizm meslekleri için zorunlu eğitim ve sertifikasyon programları oluşturulmalı. Örneğin, tur rehberleri için kültür ve tarih sınavları zorunlu hale getirilmeli.
- Psikolojik Destek ve İş-Yaşam Dengesi: Otel çalışanlarına psikolojik destek hattı kurulmalı ve esnek çalışma saatleriyle iş-yaşam dengesi desteklenmeli.
2. Kalite ve Standartlar: Müşteri Güvenini Artırmak
Türkiye’de turizm sektörünün itibarını zedeleyen düşük standartlı işletmeler, kapsamlı bir denetim mekanizmasıyla kontrol altına alınmalı:
- Türkiye Turizm Kalite Markası: Kalite standartlarını karşılayan işletmelere “Türkiye Turizm Kalite Markası” verilmeli. Bu marka, bağımsız bir denetim enstitüsü tarafından yönetilmeli.
- Çapraz Denetim Mekanizması: Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yerel belediyeler, turizm işletmelerini birlikte denetlemeli. Bu iş birliği, standartların doğru uygulanmasını sağlayacak.
3. Sürdürülebilir Turizm: Doğa ve Kültürün Korunması
Turizm, sadece ekonomik bir faaliyet değil, aynı zamanda doğal ve kültürel mirasın korunmasını da içeren bir sorumluluk:
- Çevre Dostu Uygulamalar: Turizm işletmeleri, plastik kullanımını azaltma, enerji tasarrufu ve geri dönüşüm gibi çevre dostu uygulamaları benimsemeli.
- Yerel Ekonomiye Katkı: Turizm gelirlerinin bir kısmı yerel kalkınma projelerine ayrılmalı ve yerel halkın turizmden adil pay alması sağlanmalı.
4. Nitelikli Yatırımcı Modeli: Sürdürülebilir ve Standartlara Uygun Yatırımlar
Turizm yatırımcıları, sadece finansal kaynak sağlamakla kalmamalı; aynı zamanda sektörün sürdürülebilirliği ve standartlarına uygun projeler geliştirmelidir:
- Uzman Danışmanlık Zorunluluğu: Turizm tecrübesi olmayan yatırımcılar, mimari, teknik ve operasyonel detaylar için uzman danışmanlarla çalışmalı. Bu danışmanlık şirketleri, bakanlık tarafından onaylanmalı ve denetlenmeli.
- Çapraz Denetim: Danışmanlık raporları, hem Kültür ve Turizm Bakanlığı hem de yerel belediyeler tarafından denetlenmeli. Bu çapraz denetim mekanizması, standartların doğru uygulanmasını sağlayacak.
5. Eğitim-İstihdam Köprüsü: Nitelikli İnsan Kaynağı Yetiştirme
Turizm sektöründe nitelikli insan kaynağı yetiştirmek için eğitim sisteminde köklü değişikliklere ihtiyaç var:
- Meslek Liseleri ve Üniversiteler: Turizm programları, sektör temsilcileriyle birlikte güncellenmeli. Örneğin, İsviçre’deki SHMS gibi okulların müfredatı örnek alınmalı.
- Zorunlu Staj ve Ücretlendirme: Turizm öğrencileri için zorunlu staj programları oluşturulmalı ve stajyerlere asgari ücret ödenmeli.
Neden Şimdi?
Türkiye’nin turizm sektörü, pandemi sonrası toparlanma sürecinde büyük bir fırsat penceresiyle karşı karşıya. Ancak bu fırsatı değerlendirmek için, sektördeki yapısal sorunları çözecek adımların acilen atılması gerekiyor. İspanya, 10 yılda turizm gelirini ikiye katlayarak bu süreci başarıyla yönetti. İsviçre ise çalışan refahı ve eğitimdeki mükemmellikle, turizmde bir marka haline geldi. Türkiye, coğrafi avantajını, kültürel zenginliğini ve genç nüfusunu doğru politikalarla birleştirirse, turizmde yeni bir çağ başlatabilir.
Son Söz: Turizm, İnsanla Başlar
Unutmayalım ki, turizm sadece plajlar, oteller veya tarihi mekânlardan ibaret değil. Turizm, insanla başlar ve insanla biter. Nitelikli insan kaynağı, adil çalışma koşulları ve etik standartlar olmadan, ne Antalya’nın plajları ne Kapadokya’nın peri bacaları ne de İstanbul’un kültürel mirası tek başına yeterli olur. Türkiye’nin turizmde dünya liginde lider olması için, insanı merkeze alan, kaliteyi önceleyen ve sürdürülebilir bir vizyon benimsemesi şart.
Bu dönüşümün zamanı şimdi. Türkiye, turizmde yeni bir sayfa açarak, sadece ekonomik anlamda değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal anlamda da büyük bir kazanım elde edebilir.
http://softotel.com/contact-us/
- Türkiye Turizmi İçin Bir “Meslek Yasası” Zamanı:TURİZMDE NİTELİKLİ GELECEK İÇİN “MESLEK YASASI” ŞART! Türkiye, dünya turizminde ilk 10’a giren güçlü bir destinasyon olmasına… Daha fazla okuyun: Türkiye Turizmi İçin Bir “Meslek Yasası” Zamanı:
- Otelcilik Linkedin’de Anlatıldığı Gibi mi?Otelcilik: Görünenin Ötesinde Bir Gerçeklik Otelcilik sektörü, dışarıdan bakıldığında cazip ve heyecan verici bir alan gibi görünse… Daha fazla okuyun: Otelcilik Linkedin’de Anlatıldığı Gibi mi?
- SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA VE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMSürdürülebilir kalkınma prensipleri çerçevesinde ele alınan turizm politikaları başta Dünya Turizm Örgütü olmak üzere, uluslararası ve uluslar… Daha fazla okuyun: SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA VE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM
- NE YAPMAK LAZIM?NE YAPMAK LAZIM? Serkan Gümrükçü Softotel Management/POYD İstanbul BYK Başkanı Geçen yıl bu zamanlar birçok insan covid… Daha fazla okuyun: NE YAPMAK LAZIM?
- Pandemi sonrası Otellerde İşletme ve Kuruluş Finansmanı YönetimiTurizm sektörünün 2020’den beri içinde bulunduğu zor döneme rağmen, uluslararası otelcilik sektörü hala ciddi bir potansiyele sahip.… Daha fazla okuyun: Pandemi sonrası Otellerde İşletme ve Kuruluş Finansmanı Yönetimi
- TURİZM OTELCİLİK ENDÜSTRİSİNDE MARKALAŞMANIN ÖNEMİTURİZM OTELCİLİK ENDÜSTRİSİNDE MARKALAŞMANIN ÖNEMİ Bir otel markası düşünmeniz istenirse, muhtemelen Wyndham, Marriott, Hilton, veya diğer birçok… Daha fazla okuyun: TURİZM OTELCİLİK ENDÜSTRİSİNDE MARKALAŞMANIN ÖNEMİ
- BARIŞAvrupa aslında nasıl bir kıtaya dönüşüyor? Yaşlanan nüfus ile yerel kültürel kimliklerde yaşlanarak başkalaşıyor mu ya da yok… Daha fazla okuyun: BARIŞ
- Fiyatlarınızı mı arttırmak istiyorsunuz?Dolulukların arttığı konusundaki seslerin yükselmeye başladığı bu günlerde, herkeste bir bahar iyimserliği, oldukça mutluluk verici. 2016’da dip… Daha fazla okuyun: Fiyatlarınızı mı arttırmak istiyorsunuz?
- Otelinizin adı neydi?Geçen ay Kültür Üniversitesi’nde POYD olarak birlikte düzenlediğimiz Global Markaların Gözünden İstanbul otelciliği ve iş geliştirme konulu… Daha fazla okuyun: Otelinizin adı neydi?
- İnsan insanın kurdudurThomas Hobbes’un Leviathan’ında işlediği bir kavram vardır “homo homini lupus-insan insanın kurdudur”. İnsanın kendi varlığını korumak için… Daha fazla okuyun: İnsan insanın kurdudur
- HuzurDünyanın zorlu coğrafyalarından birinde yaşıyoruz. Her gün yaşadığımız türden olayların bir tanesi, bir Avrupa ülkesinde gerçekleşse, insanlar… Daha fazla okuyun: Huzur
- Cumhuriyet Kimsesizlerin KimsesidirMesleğe güneyde başladım. İçindekilerOtelcilik: Görünenin Ötesinde Bir GerçeklikOtelcilik Linkedin’de Anlatıldığı Gibi mi? O yıllarda hepimiz kendimizi bir otelciden… Daha fazla okuyun: Cumhuriyet Kimsesizlerin Kimsesidir
- ALMAN DOSTLUĞU !Hicaz demiryolu projesi, sultan Abdülhamit’in en çok arzu ettiği projeydi. İnşaat maliyeti o kadar yüksekti ki, devlet… Daha fazla okuyun: ALMAN DOSTLUĞU !
- EMPATİİnsanı hayvanlardan ayıran en temel özellik, bireyin düşünebilmesi değil, empati kurabilme yeteneğine sahip olmasıdır. İçindekilerOtelcilik: Görünenin Ötesinde Bir… Daha fazla okuyun: EMPATİ
- Batılı Turist İstemiyoruz!Bırakın siyasi konjonktürü ya da politikacıların tehditkâr demeçlerini. İçindekilerOtelcilik: Görünenin Ötesinde Bir GerçeklikOtelcilik Linkedin’de Anlatıldığı Gibi mi? Oraya… Daha fazla okuyun: Batılı Turist İstemiyoruz!
- Turizmde patlama (!) yılı2016 yılı Türkiye için turizmde bir patlama yılıydı. Son bir buçuk yılda 35 bombanın patladığı Türkiye’de, turizm… Daha fazla okuyun: Turizmde patlama (!) yılı
- 5 YILDIZLI HAYALLER5 YILDIZLI HAYALLERİçindekilerOtelcilik: Görünenin Ötesinde Bir GerçeklikOtelcilik Linkedin’de Anlatıldığı Gibi mi? Kişi başı milli gelirimiz 2002 yılında… Daha fazla okuyun: 5 YILDIZLI HAYALLER