Bunun cevabını vermek zor. Tıpkı kalite kavramının gerçekte ne olduğu göreceli olduğu gibi, lüks de oldukça göreceli bir kavram. Haliyle lüksün sınırları da kişiden kişiye değişir. Koskoca Sultanahmet bölgesinde ikinci 5 yıldızlı otel. Çemberlitaş tramvay durağından kapalıçarşının tersi istikamete yürür, Marmara Denizi’n doğru inerseniz binalar arasından çölde bir vaha gibi karşınıza çıkıyor Ajwa Hotel…
Girer girmez Selçuklu mimarisinin esintileri ile karşı karşıya kalıyorum. Girişte muazzam bir kapı ve harikulade bir avize karşılıyor beni.
Avize otelin şanıdır. Otelin girişinde nasıl bir avize ile karşılaşıyorsanız o size o otel hakkında bilgi verecektir. Oldukça şık, sade ve devasa bir avizeydi Ajwa’nın girişindeki. Öyleyse diyorum otel şık ve sade döşenmiş olmalı ama hiçbir masraftan da kaçınılmamış olması gerekir…
Avizenin altında resepsiyon bölümünü sağınıza alarak ilerliyorsunuz. Hemen solda üç çeşit hurma ve zemzem suyu ikramı var. Ajwa’da bir hurma çeşidinin ismi. Hz. Muhammed Medine’de dikmiş ve şifa dağıtmış bu hurma. İkram edilen hurmalardan bir çeşit de otelin adını aldığı Ajwa.
Bu alanın hemen yanında alkolsüz parfüm sunuşu var. Burada da Türkiye’de yalnız bir maazada satışı yapılan ve şişe fiyatı 3.000 lirayı bulan özel kokular ücretsiz olarak sunuluyor otelin misafirlerine…
Her iki ikram alanında da dikkatimi çeken masa ve sehapların sedef kaplı özel bir ağaçtan yapılmış olması. Bu harikulade işlemeler otelin tamamında mevcut. El işi ve otele özel olarak imal edilerek Şam’dan getirtilmiş. Otelin kütüphanesinden, pastanesine; standart odalarından, sultan dairesine kadar her yerde bu muntazam eserler misafirlerin hizmetine sunulmuş.
Alkolsüz bir konspet ile mistik bir havada hizmet sunun bu otelde tavanlar Selçuklu ve Osmalı mimarisine göre şekil almış Bazı odalarda 18. yy’da Osmanlı Camiilerinde gördüğümüz ahşap kabartmalar mevcut iken, bazı odaların tavanında kalem işçiliğinin en nadide örneklerini görebilirsiniz.
Hemen her bölgesinde duvarları süsleyen Azeri Devlet Sanatçılarının orjinal tabloları bulunan Ajwa, otelin çatısında harikulade bir Azeri restaurantı bulunuyor. Manda yoğurdu, süt ve süt ürünlerinin fazlaca yer edindği bu mutfakta şu sıralar muntazam iftar sofraları, Azeri geleneğine göre sunuluyor.
Oteli gezerken bu mutfağın şefi her yörenin kendine has peynirlerini getirdiklerini ve tamamen organik olarak sunulduğunu belirttiği bir peynir arabalarının olduğunu söyledi ve Ramazan ayından sonra beni kahvaltıya davet etti. Bakalım gidip tadacağım. Eşsiz Marmara Denizi manzarasında farklı bir kahvaltı deneyimini yaşamak istiyor ve merakla bekliyorum.
Gelelim otelin Sultan dairesine…
Harika, müthiş ve olağaüstü! Sultanlara layık bir daire. Hemen girişte kocaman bir avize var. Tavanlar kalem işlemeleri ile bezeli. Eminim türünün tek örneği… Otelin genelindeki Şam mobilyaları ve sedef işçilik burada da var. Yerlerde İran halıları mevcut. Yine İran halısı otelin pek çok yerinde karşıma çıktı. Eşssiz bir duruşu var. Bununla birlikte darenin armatürleri altın kaplama. Banyo bölümünde İznik’te imal edilen seramikler var. Otelin her odasında olduğu gibi Sultan Dairesi’nde de klozetin yanında bir bide mevcut. Peki bu anlattılarım sizin lüks tanımıza ne kadar uyuyor?
Sultanahmet bölgesindeki Ajwa Hotel kapılarını tüm bu güzellikleri ile turistlere açmış. Hayırlı olsun. Umuyor ki bekledikleri potanisyele kavuşur, 60 odaya sahip otellerinde istedikleri doluluğa erişirler. Ülkemizde böyle bir yatırımın olması beni gururlandırdı.