Efendim turizm politikaları gerek ürün çeşitliliği ve gerekse ülkede hizmet ve ürün dağılım politikaları ile ilgili, yaşanan birçok kriz ve yanlış yatırımlardan sonra nihayetinde devlet baba olaya bir düzen vermeye karar verdi. Biliyorsunuz Kalkınma Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı tarafından çeşitli eylem planları hazırlandı, şuralar düzenlendi. Etkin politikada proje üretmek veya politikaya katkıda bulunmak için asıl rol alanlar bu işin içinde yoktu. Kalkınma bakanlığı sağlık turizmi eylem planı yaptı yine çalışan kesimden hatta yatırımcılardan hiç kimse yoktu.
Barselona 1992 Olimpiyatlarına hazırlanırken şehir yılda 300 – 500 bin civarında turist anca alıyordu. Olimpiyatlara hazırlanırken başta ticaret odası olmak üzere kurulan komiteye ilgili tüm birimler çağrıldığı gibi sokak sanatçılarından tutun, seyyar satıcıya kadar şehrin tüm sahipleri komitede yer aldı. Yoktan bir marka şehir yaratılar. Yılda 5 milyon turist hedeflenmişti, durum ortada 2017 yılı resmi olmayan kaynaklara göre 12 milyon yabancı turist en az bir gece şehirde konakladı. Geri dönüş tüm turizm yatırımcısı, çalışanı ve yan sektörleri ihya etti.
Bizim politikalarımız ise rant üzerinden döndüğü için köşe taşlarını genellikle o pastanın en çok kremasını kim yemek istiyorsa bu tür politikalarda gerekli masada yada koltukta onlar yer alıyor. Durum ortada, İstanbul gibi bir şehir Paris – Londra ve LA ile rekabet etmemiz gerekirken, maalesef Barselona ile bile rekabet edemiyoruz. Sonrada şikâyet ediyoruz alt kadro personel bulamıyoruz diye. Arkadaşlar yatırım sadece binaya olmaz, personele yatırım yapmaz, bütçenize eğitim giderlerini ilave etmezseniz durum ortada.
En küçük krizde personeli işten çıkarır Genel Müdürü çıkarıp yeğeninizi yada muhasebecinizi otelin başına koyarsınız, sonra da şaşırırsınız fiyatlar neden düştü diye. otel neden kâr etmiyor diye. Aslında söylemek istediğim her şeyde olduğu gibi her ne kadar özel sektörün önünü açmak adına sektöre destek olsa da, devletin bir plan ve programı olmayınca turizmimiz de birkaç idealistin çabalarıyla anca bu kadar kontrol altında tutulabilmektedir.
Yani işin neresinden tutsam bir eksik görmemek mümkün değil. Sağlık Turizmi Kalkınma Planı yapılmış, bu komisyonda ne turizm yatırımcıları ne de TUROYD gibi otel profesyonelleri yer almış. Hatta davet bile edilmemişler.
Özet olarak bir Turizm politikamız olacak, Turizm kalkınma planımız olacak ama bu programlar hazırlanırken işin içerisinde, bu işin sahipleri kimler ise mutlaka temsilcileri yer alacak. Hatta Taksiciler Federasyon Başkanı bile komisyonda yer alabilirse Turizmde Taksicilerin bile ne kadar önemli rol aldıklarını kavramış oluruz.