Deneyimli eller tarafından çalınırsa melodiler kulağa çok hoş gelir, gelişigüzel bilinçsiz kullanılırsa duyanlara eziyet eder.
Hangi tuşa ne zaman dokunulacağını bilmek ve sesler arasındaki ritmin dengesini çalmadan hissetmek güçlü bir deneyim ister.
Bir konaklama işletmesinin oda satış fiyatlarını belirlemesi de bunun gibidir. Önünüzde piyanonun tuşları gibi birçok belirleyici etken ve zaman kavramı vardır.
Öncelikle, elinizde kocaman bir maliyet ve sermaye tablosu ve yüksek yüksek vergiler ve arkanızda bu işe yatırım yapan işletmecinin beklentileri vardır. Bununla birlikte sizinle aynı kulvarda görünen ve hizmet veren dostlarınız yani rakipleriniz vardır. Herkes kendi çaldığı sesi güzel bilir ve ona göre dinletmeye çalışır. Tabi ki, en önemlisi karşınızda da bu seslere kulak veren tüketicilerin ve gezginlerin alışkanlıkları vardır ve onların satınalma gücü çok belirleyicidir. Fiyatlarınızı tanımlarken, satış politikanızı ve dengenizi kurmakta öncelikle öne çıkar. Kesinlikle gözardı edilemez.
Ayrıca piyasalar neyi gösterirse ona göre hareket etmek gerekir, yoksa benim fiyatım bu demek çok anlamsız olur. Doğru zamanda doğru fiyatı belirleyebilmek, güzel günde güzel sesi yakalayabilmek kadar etkileyicidir. Tersine, paha biçilmez piyanolarla kalitesiz düşük seviyeli sesler çıkarmakta, büyük bir hayal kırıklığı yaratır. Günümüz işletmelerinin birçoğunda yapılan fiyat düzenlemelerindeki yanlışlar zamanla değer kaybına yol açabilir. Üç yıldızda gördüğünüz fiyatı, beş yıldızlı tesiste görmek ya da tam tersi gibi… Bunu ilerde normale döndürmek hiç de kolay olmayacaktır. Çünkü karşınızda teknolojiyi akıllı kullanan tüketici kitlesi mevcuttur ve kesinlikle tüm tuşlarınızın sesini iyi bilir. İşletmelerdeki fiyat dalgalanmalarını izlemek, internet yoluyla artık çok kolaydır ve nerdeyse tamamen şeffaf sayılır. Tüm sektör ve kullanıcılar fiyat değişikliklerini farklı yöntemlerle rahatlıkla görebilmektedir. Dengesiz artış ve düşüşler bu sebeple büyük kayıplara yola açabilir.
Turizm endüstrisinde, dünyanın her yerinde farklı yelpazeli pazarlar vardır ve buralarda da sizin sesinizi ileten acentacı dostlarınız ve onların beklentileri öne çıkar yok sayılmaz, çünkü sesiniz ve ülkeniz orada kaça gider onların öngörüleri çok belirleyicidir.
Arz talep işidir bu. Tüketici isteği yoğunlaşırsa sesinizin değeri artar yoksa boşa çalar gidersiniz. En güzel ses, sizin bile olsa nafiledir!
O halde ederimiz, sesimiz kadar değil dinletebildiğimiz kadardır. Müzikseverler (Pardon!) Seyahatseverler planlarını yaparken önce gitmek istedikleri destinasyonu belirler sonra otelini ve diğer almak istediklerini. Şu işletmede, bu otelde konaklama yapmak istiyorum diye bir ülkeyi veya bir şehri tercih eden var mıdır bilinmez ama harita üzerinde kendisini cezbeden ve güvenilir noktaları seçeceği muhtemelen yüksek bir olasılıktır.
Peki, ülkemizin cazibesi kalmamışsa ve yitirilmişse biz sesimizi duyurabilir miyiz, fiyatımızı gösterebilir miyiz? Kısmen evet. Ama önce ülke olarak, Atamızın dediği gibi “yurtta sulh cihanda sulh” sözüne uyarak, tüm dünyayla ilişkilerimizi iyi tutmalı, içerdeki huzurlu ortamı sağlayıp, tur operatörlerini ve uluslararası medyaları iteklemeliyiz ve bu pastadan hak ettiğimiz payı almalıyız.
Hepimiz biliyoruz ki, seyahat endüstrisinde global güce sahip şirketler, tüm gezginlerin alım gücünü rahatlıkla kontrol etmekte ve tüketiciyi sürükleyebilmektedir. Birkaç slogan, reklam ve anlatımla, hareketi başlatmaları bile, milyonları arkasında götürür.
O zaman sesimiz de güzel olur fiyatımız da … Sonrası piyanomuzu bülbül gibi konuştururuz!
Eğer bunu başaramazsak Putin’in Çin’de piyano çalmasını beğenmeyenlere ve eleştirenlere söylediği gibi, bunun akordu bozuk deyip geçmek gerekebilir.